Kristof Kolomb, Hindistan’a varmak üzere çıktığı deniz yolculuğunda Amerika’ya ayak basınca burasını Hindistan sanmış, yerli halka “Hintliler” adını vermişti. Bu yüzden, Hindistan’la ilgileri olmadığı halde, Kızılderililere bugünkü Amerikalılar da “Indian” (Hintli) derler.
Kızılderililer, Asya kıtasından Bering boğazını geçerek Amerika’ya gelmişlerdir. 10-25 bin yıl önce farklı kültür ve fizik yapısına sahip bu insanlar zamanla Amerika’da tek toplumu yani Kızılderilileri oluşturacaktır. O zamanlarda kuzeyde deniz seviyesi buzullar nedeni ile düşüktü. Bering boğazı bir köprü vazifesi görüyordu. Avrupalılar kıtaya ayak bastığında yaklaşık 4.2 milyon, Güney Amerika’da ise 10 milyon yerli Kızılderili vardı. Bu noktadan sonra nüfus hızla azalmaya başlamıştır. Çeşitli, katliamlar, bulaşıcı hastalıklar ile Kızılderililer nüfus olarak azalmıştır topraklarını kaybetmiştir.
Her Kızılderili topluluğunun az çok ayrı bir dili varsa da, genel olarak hepsi, bir şey anlatmak için kelime, ya da cümle değil, tek tek kelimelerin birleştirilmesiyle türetilen bileşik kelimeler kullanırlar. Meselâ, “o kadın çizgili bir elbise giyiyordu” cümlesinin yerine “kadın – çizgi – elbise” derler.
Kızılderililer; Tanrı'ya, cennete, cehenneme inanmazlar. Onlara göre dünyaya “Kuvvet” hakimdir. Bu kuvvet bütün canlı varlıklarda kendini gösterir. İyi kullanılırsa, bu kuvvet iyilik doğurur; kötü kullanılırsa, kötülük doğurur. İyi yaşayabilmek için insanların bu kuvvete erişmeleri, ona yaranmaları gerekir. Kitap ve yazı kesinlikle kullanmazlar, bilgi sözlü bir biçimde aktarılır.
Amerika’nın keşfi ve sonrasında beyazların buraya yerleşmeleri sırasında Kızılderililerin birçoğu ölmüştür. Yalnız, hayat şartları gittikçe düzeldiğinden sayıları gene de artmaktadır. Kuzey Amerika’daki Kızılderililer, Amerika hükümeti tarafından Amerikan vatandaşı olarak kabul edilirler. Bunlar, kendileri için açılmış özel okullarda okuyabilirler; hükümetin sahibi olduğu topraklarda yaşayıp çalışabilirler. Başlıca gelir kaynakları; çiftçilik, hayvan yetiştiricilik, fabrika ve maden işçiliğidir.
Kızılderililer, Maya, Inka, Aztek devletleri gibi gelişmiş devletler kurmuşlar, kendilerine öz medeniyetler yaratmışlardır. Meselâ XV. yüzyılın son yıllarında şimdiki Meksika’ daki Aztek imparatorluğunun nüfusu o zamanki İngiltere’nin nüfusundan, başkentleri olan bugünkü Mexico’nun nüfusu Londra’dan fazlaydı. Kızılderililer, İspanyollar ve Anglo-Saksonlar tarafından Kuzey ve Güney Amerika’da sistemli şekilde hayvan avlanır gibi imha edilmişler, birçok ırkları ortadan kaldırılmıştır. Komançi ve Siyu gibi ünlü ırklar bunların arasındadır. Melez Kızılderililer, tamamen İspanyollaşmıştır; İspanyolca konuşurlar, Katolik’tirler. Safkan olanlar arasında da Hristiyanlık ve Batı dilleri yayılmaktadır.
Şu anda kızıl derililerden 210 kabile, Brezilya’nın Yağmur Ormanları’nda yaşamaktadır.
Tarihe Kızılderili Soykırımları olarak geçen vaka, Amerika’nın keşfinin ardından, kıtaya ulaşan Beyaz Avrupalıların ve Amerikalıların bu kıtada yaşayan yerli halk, Kızılderililere karşı uyguladığı soykırımlardır. Indian Genocide, Amerikan Genocide, Native Amerikan Genocide gibi isimlerle de adlandırılan bu soykırımlar, 1492’de başlayıp yaklaşık 500 yıl boyunca devam etmiştir. Kızılderililere uygulanan soykırımlar, bilinçli bir şekilde ve çeşitli yollarla uygulanmıştır.
Kızılderililere uygulanan soykırımlar "Kızılderili Soykırımları" adı altında farklı bir paylaşımda irdelenmektedir. Paylaşıma erişmek için tıklayınız.