Üsteğmen |
|
Valence Topçu Alayı, Fransa (1785 -) |
Napolyon, Nisan 1785'de Valence'deki Topçu Alayı'na üsteğmen olarak atanmıştır. Eylül ayında izine çıkarak Korsika'ya gitmiş, burada kendini askeri ve politik açıdan göstermiştir. Fransa'ya karşı bağımsızlık mücadelesine başlayan Korsikalı milliyetçilere karşı Jakoben örgütlenmesinde yer almıştır. İzninin bitmesine rağmen Korsika'dan geri dönmeyen Napolyon, bir süre asker kaçağı durumuna düşmüştür.
|
Yüzbaşı |
|
Korsika, Fransa (1792 -) |
1792 yılında başlayan Avusturya Savaşı'nın ardından affedilerek yüzbaşı rütbesiyle göreve geri çağrılmıştır.
|
Topçu Komutanı |
|
Toulon, Fransa (1793 -) |
Napolyon, 1793 yılında topçu komutanı olarak Toulon'da kralcılara ve İngiliz ittifak güçlerine karşı başarılı bir mücadele vermiştir.
|
Tuğgeneral |
|
Fransa (1793 -) |
Napolyon, topçu komutanı olarak verdiği başarılı mücadelenin ardından tuğgeneral rütbesine terfi ettirilmiştir.
|
Topçu Birlikleri Komutanı |
|
İtalya (1794 -) |
Napolyon, 1794 yılında İtalya'daki topçu birlikleri komutanlığı görevine getirilmiştir.
|
İç Güvenlik Kuvvetleri Komutanı |
|
Fransa (1795 - 1796) |
Napolyon, artık ülkenin en saygın otoritelerinden biri olan iç güvenlik kuvvetleri komutanı olmuştur.
|
Başkomutan |
|
Fransa (1796 - 1799) |
1796'da Napolyon, İtalya'daki ordunun başkomutanı olmuştur. Aynı yıl General Beauharnais'in dul karısı Josephine ile evlenmiştir. Düğünden iki gün sonra Kuzey İtalya'ya saldırmış olan Avusturya ordularını yenilgiye uğratmıştır. Ocak 1797'de ise İtalya'daki Avusturya askeri varlığını püskürtmüş ve ordusuyla birlikte Viyana'ya kadar ilerlemiştir. Tehdidi algılayan Avusturya ateşkes istemiş ve uzunca yapılan görüşmelerin ardından 17 Ekim 1797'da anlaşma imzalanmıştır. 1798 yılında Fransa, Napolyon'u İngiltere'nin istilasıyla görevlendirmiştir. Bunun ancak dolaylı bir stratejiyle olabileceğine inanan Napolyon, denizlerde başarılı bir üstünlük sağlamak ve İngiltere'nin Uzakdoğu ticaretini kesmek için Mısır Seferine çıkmayı planlamıştır. Mısır seferini başlatan Napolyon Malta'yı ele geçirmiştir. Temmuz ayında da İskenderiye'yi ele geçirerek Nil vadisi boyunca ilerlemiş, Piramitler Savaşı'nda Memlükleri yenmiştir. Ancak İngiliz donanması Abukir körfezindeki Fransız donanmasına saldırmış ve Fransız gemilerini batırmıştır. Bu Napolyon'a gelen takviye ve desteğin kesilmesi anlamına geliyordur. İngilizlerin bu başarısı üzerine, Osmanlı, Avusturya, İngiltere ve Rusya birleşerek Rus Generali Alexander Suvorov'un komutasında bir birleşik ordu oluşturmuştur. Bu birleşik ordu Napolyon'un almış olduğu yerleri geri kazanmıştır . Ufak bir ordusunun kalmasına rağmen hırsı dinmeyen Napolyon, Gazze, Jaffa, Haifa gibi sahil kasabalarını ele geçirmiştir. 1799'da Suriye'ye ilerleyen Napolyon'un ordusu sağlam bir Osmanlı direnişiyle karşılaşmış ve Mısır'a geri dönmek zorunda kalmıştır. Napolyon ordusunu Mısır'da bırakmış ve 23 Ağustos 1799'da gemiyle Fransa'ya geri dönmüştür.
|
I. Konsül |
|
Fransa (1799 -1804) |
Napolyon'un Mısır seferinden döndüğü sırada Fransa'da bir hükümet darbesi olmuş ve yönetim üç konsülün eline bırakılmıştır. Anayasa değişmiş, Napolyon Birinci Konsül olmuş ve Fransa'nın mutlak hakimi haline gelmiştir. Devlet'in kredilerinin dağılımının düzenlenmesi, valilerin, belediye başkanlarının siviller arasından seçilmesi gibi reformlar yapan Napolyon 1802 yılında da Fransa Merkez Bankası'nı kurmuştur. Reform ve yasaları halk tarafından desteklenen Napolyon bir yandan da İngiltere ve Avusturya ile uğraşmıştır. İngiltere ve Avusturya'nın silahlarını bırakmaması üzerine 1800'de İtalya'ya gelen Napolyon Milano'yu alarak ve Avusturya'ya yürümüştür. Burada da zafer kazanan Napolyon 1801'de Avusturya'ya 1802'de de İngiltere'ye anlaşma imzalatarak Avrupa'da geçici barışı sağlamıştır.
|
İmparator |
|
Fransa (1804 -1805) |
1804 yılında kralcıların çıkardığı bir isyan üzerine kendini İmparator ilan eden Napolyon, daha sonrasında Pariste'ki Notre Dame Katedrali'nde, VII. Papa Pius'un huzurunda taç giyerek imparator olmuştur.
|
İtalya Kralı |
|
(1805 - 1821) |
1805 yılında İtalya kendi kurduğu cumhuriyeti fesheden ve krallık ilan eden Napolyon, Milan Kathedrali'nde kendini İtalya Kral'ı ilan etmiştir. Napolyon artık hem general, hem imparator hem de kraldır. Bu gelişmeler üzerine İngiltere harekete geçmiş Avusturya, Rusya, Napoli ve İsveç'in katıldığı III. Koalisyon adında bir koalisyon ordusu kurmuştur. İngiltere ile deniz savaşında başa çıkamayacağını bilen Napolyon bunun yerine müttefiklere sızmaya karar vermiştir. Ulm ve Austerlitz zaferleriyle Avusturya ve Rusya'yı mağlup etmiştir. Eylül 1806'da Prusya ordusunu, 1807'de de Freidland Savaşı'nda Rus'ları bozguna uğratan Napolyon, Rus Çarı I. Aleksandr'a Tiflis anlaşmasını imzalatıp savaştan çekilmek zorunda bırakmıştır. Mart 1810'da ikinci evliliğini yapan Napolyon'un bu evliliğinde yasal varisi olan II. Napolyon 1811'de dünya gelmiştir.
Napolyon kış mevsiminde Rusya’ya girmeye çalışmış ve malum sonuçla karşılaşmıştır. Rusya seferinde hezimete uğrayan Napolyon ordusunun büyük bir kısmını kaybetmiştir. Rusya seferinin başarısızlığının yanında artan vergiler de halkı hükumete karşı kışkırtmış ve Napolyon’a karşı hükümet darbesi girişimleri oluşmaya başlamıştır. Her ne kadar bu darbe girişimleri bastırılmış olsa da, Rusya Seferi hezimeti ve iç karışıklıklar koalisyon kuvvetlerini oldukça cesaretlendirmiştir. Ekim 1813’de Leipzig Muharebesi yaşanmış ve Napolyon burada koalisyon güçleri tarafından yenilgiye uğratılmıştır. Bu muharebe iktidarın sonunu getirmeye başlamıştır. 1814 yılında düşman Paris kapılarına dayanmış ve Napolyon Elba adasına sürgüne gönderilmiştir.
Elba Adası'ndan kaçıp ülkeye dönen Napolyon, halkın desteğiyle birlikte tekrar güç kazanmış ve ikinci kez tahta çıkmıştır. Bu dönemde savaş Napolyon’un istemediği bir şeydir. Mali durumun elverişli olamayışı ordunun da henüz hazır olmaması Napolyon'un Prusya’ya ve İngiltere’ye barış teklif sunmasına neden olmuştur. Fakat bu ülkeler teklifi kabul etmemişlerdir. Napolyon’un barış sırasında güçlenip tekrar işgallere başlayacağından çekinmişler ve güçsüz Napolyon’u bitirmek istemişlerdir. Bu düşüncenin ardından İngiltere, Prusya ve İsveç hemen birleşmişlerdir. Orduların başında Wellington dükü Arthur Wellesley, Prusyalı general Von Blucher ve İsveçten Napolyonun kişisel düşmanı Bernadette vardır. Napolyon hücumda ne kadar usta bir generalse, Wellington dükü Arthur Wellesley de savunmada o kadar ustaydı. Koalisyon güçlerinin komutası kendisine verilmişti.
Napolyon'un savaştan bir gün önce kaldığı yerin ismini savaş ismi yapma alışkanlığı vardır. Bu nedenle de savaştan bir gün önce Waterloo’da kaldığı için savaşın ismini Waterloo Savaşı koymuştur. Aslında savaş Waterloo’ya 2 km uzaklıkla bir kasabada gerçekleşmiştir. Savaşta karşısına ilk İngilizler çıkmıştır. Napolyon Prusya orduları gelmeden İngilizleri yenilgiye uğratmak için saldırmış fakat saldırısı bir türlü başarılı olamamıştır. İngilizler çok iyi savunma yapmışlardır. Prusya ordusunun da gelmesiyle birlikte hücum emri veren İngilizler, Fransız ordusunu oldukça korkutmuş ve geri çekilmelerini sağlamıştır. Napolyon kaçarken top hücumunu denemiş fakat bunda da başarılı olamamıştır. Fransız ordusu çoğunlukla kendi askerlerini vurmuştur. Askerler kaçarken Napolyon’a “Nereye gideceğiz?” diye sorduklarında Napolyon: “Paris’e. Gerisini Tanrı bilir” diye cevap vermiştir. Müttefikler savaşı kazanmıştır. Napolyon Paris’e döndüğünde yakalanmış ve St. Helena Adası'na sürgüne gönderilmiştir. 5 Mayıs 1821’de sürgündeyken hayatını kaybetmiştir.
|