insearchofsunrise
elektrik aşkı
En Beğenilen Yazar Sırası
:
1
Toplam Başlık Sayısı
:
164
Toplam Puanı
:
1051
Toplam Giri Sayısı
:
604
Bu Ayki Puanı
:
26
En Aktif Yazar Sırası
:
1
Türkiye'nin Dış Politika Tarihi
insearchofsunrise
daha önce ABD'nin hem Kanada ile hem de Meksika ile ayrı ayrı serbest ticaret anlaşması imzaladığını belirtmiştim. 1991 yılında ise Avrupa Birliğinin o dönemki başarısından etkilenen ABD, Kanada ve Meksika ile birlikte NAFTA yani Kuzey Amerika işbirliği antlaşmasını yürürlüğe geçirdi. Bu gelişmekte olan bir ülkenin gelişmiş ülkelerle imzaladığı antlaşmalara nadir bir örnektir. Keza NAFTA'nın ulaştığı tüketici sayısı ve ticaret hacmi AB'den daha yüksektir ve bu antlaşma doğrultusunda siyasi bir hedef hiçbir zaman alınmamıştır. NAFTA'nın avantajları da dez avantajları da vardır.
NAFTA'nın avantajları ticaret hacminin genişlemesi ve ABD'nin ileride oluşabilecek işgücü ihtiyacını Meksika'dan karşılayacak olması olarak gösterilebilir. Fakat Meksika'yı ele alabilirsek Meksika yerel pazarının öldürülmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Ameriaklı Yatırımcıların ele geçirdiği bir ülke olma ihtimali çok yüksek. Keza Amerikalı yatırımcılar için ucuz Meksika işgücü çok önemli bir faktör olabilir.
Türkiye'nin Dış Politika Tarihi
insearchofsunrise
Bunun nedeni ise Eğer AB, ABD ile ikili antlaşma imzalarsa Türkiye ABD'ye doğrudan gümrüğünü açmış oluyor (çünkü gümrük birliği anlaşması dahilinde AB'nin ikili anlaşma imzaladığı her ülke Türkiye tarafında da aynı haklara sahip oluyor fakat Türkiye o ülkeye gümrüksüz giriş sağlayamıyor". Bu durumun haksız rekabet sağlayacağını ifade eden Bozkır, bu bir şantaj değil, haksız rekabet durumu oluşur demişti ki ben burada şöyle düşünüyorum olacağı kadar haksız rekabet oluştu zaten. G kORE bile AB ile yaptığı ikili anlaşma sonucunda Türkiye'de gümrük muafiyetinden faydalanıyor fakat Türkiye aynı hakları G Kore tarafında göremiyor.
Bu konuda AB üyeliği bir çözüm olabilir fakat onun için de bahsettiğim nedenlerden dolayı AB üyeliği zor gözüküyor öte yandan sürekli Kıbrıs sorununu öne sürüyorlar. 17 Aralık olaylarında hükümetin sosyal medyaya sansür uygulaması erişimi kesmesi vs gibi nedenler de etkin rol oynuyor. Şu anki yapımızda ifade özgürlüğü iyice kısıtlanmış durumda.
Hitler, Marilyn Monroe, Rothschild Ailesi ve Daha Fazlası
insearchofsunrise
Bir ülkenin lideri olsaydınız hangi suçluları idam cezasıyla yargılardınız ?
insearchofsunrise
Kanada Başbakanı-Justin Trudeau
insearchofsunrise
Kaynak: link bu kadar yeterli olacaktır.
Hitler, Marilyn Monroe, Rothschild Ailesi ve Daha Fazlası
insearchofsunrise
Öte yandan yazı oldukça bilinçlendirici, herkes içinbir algı oluşmasını sağlayabilir fakat bence eksik. Bu konuda bosveryaa arkadaşımız zaten direk alıntı yaptığım için düzeltme yapmadım bir de buradan bak dedim demiş. Kendisini takip ettiğim üzere zannederim o da benim aşağıda tespit ettiğim eksikliklere katılacaktır fakat yazarın yazısına duyduğu saygıdan dolayı düzeltmemiştir. Kendisi adına konuşuyorum ama kusuruma bakmasın, düzenli olarak takip ettiğim oldukça kaliteli bir yazardır kendisi.
Tespitlerim:
Hitler'i yahudi soykırımı yapmak için başa getirdiler diyen bir insan ya hitler'i hiç okumamıştır ya da Yahudi soykırım sürecine haiz değildir. Yahudilerin çoğunluğu zaten Almanya ve Polonya'daydı eğer Hitler'in amacı sadece Yahudileri İsrail'e kaçırmak olsaydı Polonya işgalinden sonra süreci bitirirdi. Ne Fransa'ya Ne İngiltere'ye ne de Allah'ın danimarkasına Norveç'ine girerdi. Bu yorumu yapanlara artık çok sinirleniyorum. 16 yaşındaki çocukların bile ağzına düştü "Hitler Yahudi'leri İsrail'e kaçırmak için görevlendirildi" Yahudiler parayı seven insanlar zaten her aileye gidip "İsrail'e gidin şu kadar teşvik veriyorum" demek yeterli olabilirdi. Hitler'e bu kadar para yatırmaya gerek yoktu. Olay çok daha derin bu kadar sığlaştırmayın II. Dünya savaşını. Öte yandan Rusya'da 5 milyon yahudi vardı (ki bu Rusya toprakları için çok düşük bir miktar) buna rağmen Hitler Sovyetleri onlarca kez Mihver devletlerine davet edip savaşmak istemedi.
Hitler'İn ki iktidar sarhoşluğudur. Ve adam yahudi soykırımı değil saf Alman olmayan herkesin soykırımını yapmıştır. Diğerleri de İsrail'e kaçsaymış o zaman. Ki İsrail'e kaçan kadar Japonya'ya, ABD'ye hatta Türkiye'ye kaçan Yahudiler de vardır. Düşündülüğü gibi hepsi İsrail'e gitmemiştir. Zaten bunda amaç da yoktur bu ailelerin odağı paradır. Din olsa kendisi de İsrail'de yaşardı.
Öte yandan İsrail, I. Dünya savaşından sonra değil aslen Arap yarımadasındaki 6 yıl savaşlarından sonra oluşmuştur, 4 kat artırmıştır topraklarını.
Yazıdaki Abraham Lincoln neden öldürüldü hala bilmiyorum sorusunun cevabını vereyim?
Abraham Lincoln güneydeki tarım sektörünü bitirdi. Bıçak gibi kesti. Köleliğin kaldırılması Güneydeki tarım işçilerin tamamının kuzeydeki fabrikalara kaçması demekti. Bu nedenle de öldürülmesi için çok geçerli sebepleri vardı güneylilerin.
Bunun dışında Rotshcild'lerin İngiltere ve Fransa savaş hikayesi o kadar basit değildir, Rotschild Fransa'yı maddi olarak desteklemiştir. (İngiltere'yi destekliyorum dese de iki taraftan da çıkarı vardır) savaşı kazanmak üzereyken 1 gün öncesinde medya gücünü kullanarak İngiltere savaşı kazandı diye yalan bir haber çıkarmış ve hisse değerlerini tavan yaptırmış o gün de tüm hisselerini en yüksek fiyattan satmıştır. Ertesi gün de İngiltere'nin savaşı kaybettiği öğrenilince o hisseler resmen alanların elinde patlamıştır.
Sonra en dip fiyatından Rotschild'ler hisseleri tekrardan toplamışlardır. Bu sırada İngiltere'den sterlini, Fransa'dan da verdikleri borcu faizli olarak almışlardır. Yani bu politika dünya'da bir finansörün en fazla nasıl kar edebileceğini gösteren bir politikadır.
Öte yandan şunu da belirtmek lazım; Çin tüccarları Çin ekonomisinin berbat olmasından yakınıp İngiltere'ye gelmiş ve bu durumu savaş ekonomisi çözer, Çin'e savaş açın demiştir. İngiltere de bunu ben karşılayamam Rotshcild'ler ile görüş diyince Çinli tüccarlar Rotshcild'lere gitmiş ve savaşı başlatmışlardır. Bunun karşılığında da İngiltere Çin'e girmiş ve Hong Kong'u Rotshchild'lere vermişlerdir. HSBC bankası da buradan gelmektedir. Hong Kong Shanghai Banking Company, yani İngiliz sandığımız HSBC aslında Yahudidir ve bir Hong Kong bankasının nasıl İngilizlerin olduğu da böyle açıklanmaktadır.
Marilyn Monroe kısmına gelince (bkz:marilyn monroe) başlığında bosveryaa yazarımız çok güzel anlatmış durumu, bu yazıdakinden daha iyi anlatmış.
Her okuduğumuzdan birşeyler çıkarabiliriz ama Japonların bir atasözü vardır onu da unutmamak lazım "her okuduğuna inanacaksan, okuma" bunlara yazarların makaleleri ve kitapları da dahil...
Real madrid -Barcelona zevkle okuyacağınız bir yazı dizisi.
insearchofsunrise
vladimir putin
insearchofsunrise
Ikinci dunya savaşi hakkinda belgesel veya kitap tavsiyesi olan ?
insearchofsunrise
neden her gün bu sözlüğe giriyorum?
insearchofsunrise
neden her gün bu sözlüğe giriyorum?
insearchofsunrise
neden her gün bu sözlüğe giriyorum?
insearchofsunrise
Patron olsaydınız işciye ne kadar maaş verirdiniz ?
insearchofsunrise
vladimir putin
insearchofsunrise
Sovyet donanmasının denizaltı filosunda görev yapan babasının savaş patlak verdikten sonra acilen Sivastopol'e çağrıldığını belirten Putin, şunları yazdı: "Sovyet donanmasına ait bir denizaltında çalışan babam, savaşın patlamasıyla birlikte acilen Sivastopol'e çağırılmış. Kendisi cephede savaşmak istediğini belirten bir dilekçe yazmış ama onu filoya göndermişler. Daha sonraları Leningrad'a gönderilen babam, burada bir saldırı sırasında ağır şekilde yaralanmış. Ayağını kesebilirlermiş ama iyi bir doktora denk gelmiş ve kurtarmışlar. Ancak bazı parçaları, kemiklere zarar vermemek için ayağın içinde bırakmışlar ve hayatının geri kalanında, ayağındaki şarapnel parçalarıyla yaşadı."
"Annem ve babamın arasında çok farklı bir vefakarlık ve fedakarlık vardı. Ağabeyim henüz üç yaşındaydı. Kuşatma altında, açlık içinde yaşıyorlardı. Babam onu görmeye her gelişinde anneme, doktorlara ve hemşirelere hiç belli etmeden, hastanenin kendisine verdiği yemeği veriyormuş. Annem de yemeği gizleyip eve götürdüğünde, çocuğunun karnını doyuruyormuş. Sonra babam hastanede açlıktan bayılmaya başlamış. Neler olduğunu anlayan doktorlar da annemi bir daha hastaneye sokmamış."
"Ağabeyim tahliye için annemden alınıp kreşe götürülmüş kreşteyken de difteri hastalığına yakalanıp ölmüş. Annemin yalnız kalması üzerine babama izin vermişler ve koltuk değnekleriyle eve gitmiş. Eve vardığında, sağlık görevlilerinin evden cenaze çıkardıklarını görmüş. Biraz ilerlediğinde taşınan kişinin annem olduğunu fark etmiş ve 'Daha yaşıyor! Görmüyor musunuz?' demiş. Sağlık görevlileri de 'Yolda ölür' yanıtını vermiş. Bunun üzerine babam, koltuk değnekleriyle üzerlerine atılmış ve annemin eve çıkarılmasını sağlamış. Sonuç olarak annem hayatta kaldı, ve 1999 yılına kadar yaşadı. Babam ise 1998 yılında hayatını kaybetti."
O ölümden dönen kadın ise daha sonradan Putin'i doğuruyor ve Putin dünyaya geliyor. Sonrası ise malum KGB ajanlığından iktidara.
Putin KGB ajanlığı sevdasını da şöyle anlatır:
"Henüz lise birinci sınıftayken ajan olmak istiyordum. KGB’nin bizim bölgemizdeki bürosuna gittim ve isteğimi dile getirdim. Görevli memur, “Her çalışmak isteyeni buraya almadıklarını, ayrıca üniversite mezunu olmak gerektiğini” söyledi. Israrla “Hangi fakülte?”diye sorunca, “Hukuk, aldın mı şimdi cevabını” diyerek beni başından savdı, işte o günden itibaren hukuk fakültesine hazırlanmaya başladım. KGB’ye girerken Stalin’in 1930’larda uyguladığı şiddet, baskı ve sürgüne gönderme politikalarından haberim yoktu. Casusluk filmleri ve romanlarının etkisi altındaydım
türkiyede petrol olmaması
insearchofsunrise
Türkiye'nin En Güzel Yerlerinden Kareler
insearchofsunrise
marilyn monroe
insearchofsunrise
Paris'te 'ben müslümanım size güveniyorum siz de bana güveniyorsanız bana sarılın' diyen adam
insearchofsunrise
Osmanlı Devletini Çöküşe Uğratan Nedenler
insearchofsunrise
türkiye tarihindeki en saçma şarkı sözleri
insearchofsunrise
sımsıkı sarıl bana .. özledim,
benimle oynama şansını zorlama uğurlar olsun
Şarkı sırf mantık hatası