-
Çok zorlu bir hayat sınavı vermiş bir liderdir. II. Dünya savaşının sonundaki Sovyet zaferinin 70. yılında "RUS öNCÜ" dergisi için yazan Putin annesi ve babasının yaşadığı zorlukları açıklamış.
Sovyet donanmasının denizaltı filosunda görev yapan babasının savaş patlak verdikten sonra acilen Sivastopol'e çağrıldığını belirten Putin, şunları yazdı: "Sovyet donanmasına ait bir denizaltında çalışan babam, savaşın patlamasıyla birlikte acilen Sivastopol'e çağırılmış. Kendisi cephede savaşmak istediğini belirten bir dilekçe yazmış ama onu filoya göndermişler. Daha sonraları Leningrad'a gönderilen babam, burada bir saldırı sırasında ağır şekilde yaralanmış. Ayağını kesebilirlermiş ama iyi bir doktora denk gelmiş ve kurtarmışlar. Ancak bazı parçaları, kemiklere zarar vermemek için ayağın içinde bırakmışlar ve hayatının geri kalanında, ayağındaki şarapnel parçalarıyla yaşadı."
"Annem ve babamın arasında çok farklı bir vefakarlık ve fedakarlık vardı. Ağabeyim henüz üç yaşındaydı. Kuşatma altında, açlık içinde yaşıyorlardı. Babam onu görmeye her gelişinde anneme, doktorlara ve hemşirelere hiç belli etmeden, hastanenin kendisine verdiği yemeği veriyormuş. Annem de yemeği gizleyip eve götürdüğünde, çocuğunun karnını doyuruyormuş. Sonra babam hastanede açlıktan bayılmaya başlamış. Neler olduğunu anlayan doktorlar da annemi bir daha hastaneye sokmamış."
"Ağabeyim tahliye için annemden alınıp kreşe götürülmüş kreşteyken de difteri hastalığına yakalanıp ölmüş. Annemin yalnız kalması üzerine babama izin vermişler ve koltuk değnekleriyle eve gitmiş. Eve vardığında, sağlık görevlilerinin evden cenaze çıkardıklarını görmüş. Biraz ilerlediğinde taşınan kişinin annem olduğunu fark etmiş ve 'Daha yaşıyor! Görmüyor musunuz?' demiş. Sağlık görevlileri de 'Yolda ölür' yanıtını vermiş. Bunun üzerine babam, koltuk değnekleriyle üzerlerine atılmış ve annemin eve çıkarılmasını sağlamış. Sonuç olarak annem hayatta kaldı, ve 1999 yılına kadar yaşadı. Babam ise 1998 yılında hayatını kaybetti."
O ölümden dönen kadın ise daha sonradan Putin'i doğuruyor ve Putin dünyaya geliyor. Sonrası ise malum KGB ajanlığından iktidara.
Putin KGB ajanlığı sevdasını da şöyle anlatır:
"Henüz lise birinci sınıftayken ajan olmak istiyordum. KGB’nin bizim bölgemizdeki bürosuna gittim ve isteğimi dile getirdim. Görevli memur, “Her çalışmak isteyeni buraya almadıklarını, ayrıca üniversite mezunu olmak gerektiğini” söyledi. Israrla “Hangi fakülte?”diye sorunca, “Hukuk, aldın mı şimdi cevabını” diyerek beni başından savdı, işte o günden itibaren hukuk fakültesine hazırlanmaya başladım. KGB’ye girerken Stalin’in 1930’larda uyguladığı şiddet, baskı ve sürgüne gönderme politikalarından haberim yoktu. Casusluk filmleri ve romanlarının etkisi altındaydım -
Savaş bazılarına para kazandırıyor olabilir ama kimsenin o süreç zarfında hayatını daha iyileştirmiyor.
Fakirler savaşıyor zenginler daha da zenginleşiyor -
@insearchofsunrise 'ın bu güzel yazısının devamını da ben özetleyeyim.
Putin, 7 Ekim 1952'de eski Leningrad'da yani bugünün St. Petersburg'unda doğdu. O zamanlar komünizm dönemleri olduğu için komün apartmanlar vardı. Yani 5 katlı bir bina düşünün ki tek bir banyosu var o da binanın altında hep beraber tüm aileler orada duş alıyor. Komünizm hiçbir zaman Rus halkına zenginlik ve refah getirmemişti. Evet devlet güçlenmişti ama halk hep sefalet içerisindeydi. Bir pantolon için birbirini öldüren insanların olduğu dönemler bile yaşandı. Putin de bu ailelerden birisinin oğluydu. Abisini hiçbir zaman göremeyen ömrü boyunca abisinin mezarını arayan bir kardeşti. Çok çok sonra Putin'in tanımadığı kişiler abisinin nereye gömüldüğünü söylediler de haberi oldu. Neyse biz dönelim yine çocukluk dönemine.
Fakir bir ailenin, asker bir babanın ve fabrika işçisi bir annenin oğluydu. Putin hayatını şöyle özetler "Ben sıradan bir aileden geldim, ve ömrüm boyunca da sıradan yaşadım. Sıradanlıkla olan bağlantımı ömrüm boyunca koruyabildim"
Putin annesinden hep çok iyilik sever olarak bahseder. "Çok sade yaşardık, lahane çorbası ve pancake her zamanki menümüzdü ama pazar günleri özeldi işte o zaman pilav hatta et bile pişerdi" der.
Putin doğduğunda babası savaşta ayağına saplanan şarapnellerden dolayı artık askerlik yapmıyordu. güvenlik görevlisi ve formen gibi pozisyonlarda görev alıyordu.
Putin'in anlattığına göre babası 1911'de doğmuş. I Dünya savaşı döneminde ise insanlar yiyecek ekmek bulamayıp açlıktan ölmek üzere hale geldiklerinde babası da St. Petersburg'dan Pominovo köyüne taşınmış ve annesiyle burada tanışıp 17 yaşında evlenmiş. Babasının annesine ve çocuklarına ne fedakarlıklar yaptığını zaten insearchofsunrise çok güzel ve duygulu bir şekilde Putin'in ağzından yazısında belirtmiş.
1960 ile 1968 arasında ise Putin ilk okuluna başladı. İlk okul yıllarını fırlamalıkla geçiren Putin o dönemler şimdi gördündüğü gibi sakin bir çocuk değildi. O dönem hocası babasıyla konuşmaya gitti "bu çocukta ışık var sokaklardan toplayıp okula gitmesi için motive edin" dedi. Ailesi başaramadı ama 6. sınıfta hayatta birşeyleri başarmanın ihtiyacını duyan Putin, 6. sınıftan sonra derslerini iyileştirmeye başladı ve sporla ilgilenmeye başladı. Özellikle Judo onun hayatının bir parçasıydı. Annesi ne kadar karşı çıkıp, "oğlum yine kavga etmeye gidiyor" dese de bir gün Putin'in hocasının gelip annesine Putin'in neler başardığını anlatması annesinin bu konuya bakış açısını değiştirmişti. Sekizinci sınıftan sonra ise liseye geçti. Kimya odaklı bir eğitim alan Putin 1970'de buradaki çalışmalarını da tamamladı.
Başta denizci sonra pilot olmak isteyen Putin asıl isteğinin KGB'ye girmek olduğunu farketti. KGB için gerekli olan şeyin hukuk okumak olduğunu öğrenince. 1970'te Leningrad Devlet Üniversite'sinin hukuk bölümüne girdi. Bu arada şunu da belirtmek lazım o dönemlerde üniversiteye girmek çok zordu 100 kişilik sınıftan 10 kişi alınıyor onlar da daha sonra bir daha eleme sınavına giriyorlardı. 1975'te de buradan mezun oldu. 1970'lerin sonlarından itibaren ise Moskova'daki KGB okulunda eğitim gördü.
Buradan sonrasını artık hızlı geçeceğim yoksa tüm hayatını yazmak lazım KGB kısmında çok derin hikayeleri var. Girersek gerçekten kayboluruz.
KGB ajanı olan Putin, çok ağır şartlarda eğitim alıp, Doğu almanya gibi kritik görevlerde bulundu. 1999'da da Rus lider Boris Yeltsin'in başbakanını çıkarıp yerine Putin'i önermesiyle işler değişti. Başbakan oldu. Aralık 1999'da Yeltsin'in de istifa etmesiyle Putin başkan oldu . 2000 - 2008 arası hizmet verdi. Nisan 2005'te İsrail'e tarihi bir ziyaret yaptı. O zamana kadar İsrail'e ziyaret gerçekleştiren ilk Kremlin lideriydi. Ara dönemde halk yine Putin'i seçmişti ama 2008'de yerine Medvedev geldi. 2012'de yine Putin seçildi ve günümüzde hala kendisi başta bulunmaktadır. Anketlere göre halkın %70'inin gurur kaynağıdır. -
hocam elinize sağlık döktürmüşsünüz yine :)
-
Rus milliyetçiliğini yaymaya çalışmaktadır
-
harika iki yazı olmuş ellerinize sağlık
Bu konuda 1 sayfada toplam 6 adet üst yorum vardır.