Surma (Suri) Kabilesi
Suri kabilesi, Omo vadisi kabilelerinden birisidir.
Suriler Etiyopya’nın güneybatı ovalarında yaşamaktadırlar. Suriler yaşam şekilleri ve korkusuzluklarından dolayı diğer kabilelerden daha güçlü bir konuma sahiptir. İçkiyi çok fazla tüketen Suriler günün çoğunluğunda sarhoş gezerler. Akşam başlayıp sabahlara kadar dans edip bu dansın ruhlarındaki kötü enerjiyi ortadan kaldırdığına inanmaktadırlar. Mursi kadınların dudaklarına yaptıkları tabak işlemi aslında Surilere aittir. Suriler diğer kabilelere oranla daha fazla süslü ve renklidir. Kullandıkları örtüler, takılar, ağız ve kulaklardaki tabaklar diğer kabilelerden daha gösterişlidir. Evler genellikle kerpiçten yapılır.
Bilindiği üzere Omo kabilelerinin en büyük ortak yanı kadınların çalışıp erkeklerin keyif sürmesidir. Suri kabilesinde de aynı şey geçerli olup kadınlar çalışıp erkekler gün boyunca içki içmektedirler. Bekâr kadınlar genç yaşlarda dudaklarını delip içerisine tabak yerleştirirler. Tabak ne kadar büyükse kadın o kadar değerlidir. Zenginlik hayvan sayısınca belirlenir, yani ne kadar çok hayvanınız varsa o kadar zenginsiniz. Hayvancılıkla uğraşan Suri kabilesi verimli topraklara sahiptir. Balıkçılık ve bölgeden geçen insanlardan alınan ücretlerde geçim kaynakları arasında sayılabilir. Erkekler ise kadınlar kadar gösterişi ve güzelliği seviyorlar. Kulaklar delinip, mantar biçiminde tıpalar takarak gösterişli olmaya çalışıyorlar. En çok sevdikleri şeylerden biride yüzlerini ve vücutlarını renkli boyalarla boyamaktır. Dövmeler kazınmış saçlar erkeklerin en vazgeçilmezleri arasındadır.
Çocuklara gelirsek onlar meyveler ve bitkileri kullanarak yaptıkları aksesuarlarla kendilerini süslerler. Suri kabilesi diğer kabilelere oranla daha fazla kültür birliğine önem veriyor ve bunun için çaba sarf ediyorlar. Aslında onlara Suri olarak hitap edilmesini kabullenemiyor ve kendilerine Surma denilmesini istiyorlar. Suri erkekleri dış görünüşleriyle ve Donga dövüşleriyle ilgilenmeyi çok severler. Diğer adı Saganai olan Donga ismi dövüşte kullanılan sopadan asla vazgeçemezler. Dövüşün amacı eş bulmak ve karşılıklı rekabeti çözmektir. Dövüşten bir gün önce ağaç özünden hazırlanan özel bir içki içerek hazırlık yapar ve sabaha kadar başka hiçbir besin tüketmezler. Dövüş başlamadan önce inek idrarıyla yıkanmış olan kaplarına koydukları inek kanını içerler. İnekten kan alınırken inek öldürülmez sadece bir delik açılır kan alındıktan sonra delik çamurla kapatılır. Savaş alanında bulunan kadınlara güzel görünmek amacıyla vücutlarını boyayıp daha iddialı görünmeye çalışırlar. Yapılan dövüşlerde çok fazla kişi ciddi zarar görse de bu gelenek onların hayatında büyük bir eğlence olarak yerini korumaktadır.