insearchofsunrise
elektrik aşkı
En Beğenilen Yazar Sırası
:
1
Toplam Başlık Sayısı
:
164
Toplam Puanı
:
1051
Toplam Giri Sayısı
:
604
Bu Ayki Puanı
:
26
En Aktif Yazar Sırası
:
1
Mumya
insearchofsunrise
finlandiya
insearchofsunrise
finlandiya
insearchofsunrise
Amerika'nın Ortadoğu Politikası
insearchofsunrise
Amerika'nın Ortadoğu Politikası
insearchofsunrise
Daha sonra Sevr antlaşmasıyla Ortadoğu'nun iplerini eline geçirecek olan İngiltere'ye bir Amerikan darbesi gelmiştir. Buradan sonra anlatacaklarım benim şahsi düşüncem ve çıkarımlarımdır.
Bolşevikleri destekleyen ve komünizmi oluşturan siyonistler Sovyetlere yardım etmeye devam etmişler. Amerikan dolarını da halen basmakta olan Rothschild gibi aileler Kurtuluş savaşında da hem askeri olarak hem silah olarak hem de bence kesinlikle maddi olarak destek verip Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına yardım etmişlerdir. O dönemin şartlarında İtilaf devletlerini sıfır ekonomi ile ülkeden kovmak hiç kolay birşey değil sivil örgütlenme ile olacak birşey hiç değildir kesinlikle ben ciddi bir maddi yardım olduğunu düşünüyorum. Ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulumu ve Sevr antlaşmasının iptali ile Ortadoğunun hakimiyeti İngilizlerin elinden gitmiştir. Burada Amerikan politikası başlamıştır. Fakat Atatürk yine bence bekledikleri gibi davranmamış ve I. Dünya savaşında kaybettikleri yerleri geri almaya başlamış, hatta Musul ve Kerkük'ü de hedeflemiştir. Türkiye'nin bağımsız ilerlemesini durduramayan siyonistler veya büyük aileler Atatürk'ü ne halk darbesiyle ne de ayaklanmayla indiremeyecekleri için yine bence öldürmüşlerdir.
Bu noktadan sonra Irak, Suriye ve diğer Arap ülkelerine bölünen petroller artık İngilizlerin kontrolünden çıkmış belirli bölgelere Chevron gibi Amerikan petrol firmaları yerleştirilmiştir. Herşey tıkırında gitmektedir bölgedeki terör örgütleri petrolü devletlerden daha ucuza çıkarmaktadır. Ta ki Saddam Hüseyin'e kadar. Saddam Hüseyin hem Kürtleri hem de Iraklıları kontrol edebilen bir eski CIA ajanı olduğundan dolayı Saddam Hüseyin'den petrolü almak kolay olmamıştır. Saddam Hüseyin petrole ambargo koymuş, dolarla değil altınla satmıştır. Amerikan ekonomisi altınla petrol alırsa çökeceğini bildiğinden tek çare Saddam'ı indirmişlerdir ve bu olaydan sonra o bölgede tekrar bir idari yönetim yerine karışıklık politikasını sürdürmüşlerdir. YPG'nin çıkardığı petrolü ucuza alan Amerika halinden memnundur. Fakat bu sefer de Suriye sorunu baş göstermiş Esad petrole yarı ambargo koymuştur bu sefer aynı idaresizlik politikası Suriye'ye uygulanmıştır. Arap baharı, Suriye İç savaşı, çeşitli terör örgütlerinin hepsi ABD'ye yaramıştır çünkü ABD hem silah satıp hem de petrolü her seferinde daha da ucuza satın almıştır. ABD'nin ortadoğu politikası karışıklıktan çıkar sağlamaktan ibarettir.
tarihi olaylar sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkı
insearchofsunrise
kore savaşından sonra Kuzey kore ekonomik anlamda dibe vurmuşken güney kore nasıl patladı
insearchofsunrise
sözlükteki yazarların oldukça kaliteli olması
insearchofsunrise
cem karaca
insearchofsunrise
Anadolu rock türündeki müziğin kurucularındandır. Apaşlar, Kardaşlar, Moğollar ve Dervişan gibi müzik gruplarında görev almıştır.
Mart 1980'de Sıkıyönetim Mahkemesi'nde Karaca'nın "1 Mayıs" plağı "komünizm progandası" nedeni ile yargılanmaya başladı. Bu nedenle 1979'da Almanya'ya gitmiş olan Karaca babasının vefatına bile katılamadı.
12 Eylül darbesinden sonra vatana geri çağırılan Cem Karaca'ya 1981'e kadar süre tanındı. Fakat o sürelerde Bonn'da yaşayan Karaca, Türkiye'ye dönmek için ek süre istedi. Bu talebi olumlu karşılanan Cem Karaca'ya 15 Temmuz 1982'e kadar ek süre verildi.
Ülkesine dönememeye karar veren Cem Karaca, Türkiye'ye dönmeyeceğini belirtince ve süresi dolunca 6 Ocak 1983'te Yılmaz Güney'le aynı gün Türk vatandaşlığından çıkartıldı.
Cem Karaca yoğun gurbet hasreti çekiyor bu hasreti Almanya'da çıkardığı bestelerde de farkediliyordu. 1985 yılında Münih'e gelen Turgut Özal ile görüşen Karaca tekrardan ülkesine dönmek istediğini bildirdi ve Özal, Cem Karaca için yasal işlemlerin başlatılmasını talep etti. Vatandaşlıktan çıkarılmasına sebep olan davadan beraat etti ve 29 Haziran 1987'de Türkiye'ye döndü.
Bu andan sonra yavaş yavaş TRT yasağı kalktı, albümleri en çok satan albümler arasına girdi. Birçok başarılı çalışmalara imza atan Cem Karaca artık ülkede ikonik bir hale gelmişti. Yıllarca çalışmalarını sürdür. 8 Şubat 2004 sabahı geçirdiği kalp krizi nedeniyle
hayata veda etti, Karacaahmet'te babasıyla aynı mezara gömüldü.
Shell Shock Hali
insearchofsunrise
detroit'teki şeytan heykeli
insearchofsunrise
tarihteki muazzam ayarlar
insearchofsunrise
-Osmanlı emperyalist değil miydi?
Necip Fazıl: “Evlâdım! Eğer Osmanlı emperyalist olsaydı, şu anda bu soruyu Fransızca değil, Türkçe sorardın!
ateizm
insearchofsunrise
Ateizm Materyalizmden beslenen bir olgudur ve en parlak dönemini 19. yüzyılda Marx, Engel, Lenin, Feuerbach ve Troçk zamanında yaşamıştır.
Ateizm kendi içerisinde de alt dallara ayrılır
Mutlak Ateizm: İnsanlar doğarken Tanrı inancına sahip olmadığı için reddedilecek bir durum da yoktur.
Teorik Ateizm: Tanrı fikrini reddedenler ve bunu çürütmeye yönelik önergelerde bulunanlardır.
Pratik Ateizm: Günlük yaşamda Tanrı olgusunu akıllarına bile getirmezler, teorik anlamda da reddederler.
İlgisizlerin Ateizmi: Bunlar tamamen tartışmadan uzak kimselerdir, dini hayat, ahiret inancı veya Tanrı kavramları tamamen akıllarına yatmadıkları için hakkında fikir beyanında bulunmazlar
materyalist ateizm: Sosyalizm fikirleriyle beslenen ideolojik bir ateizm türüdür. Buna ilmi ateizm diyenler de vardır.
Kaynak: http://www.tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/ateizm-94
Osmanlı'dan adalet örnekleri
insearchofsunrise
Malesef bizim koruyamadığımız, Avrupalılara geçen harika bir kültürdü bu.
O zamanlar kadılar 1 akçelik davalara bile bakmakla yükümlü olsalar da ufak davalar asla kadılara gelmezdi. Halk kendi arasında problemlerini çözer, çözemediklerini kadıya taşırdı. Burada iyi niyet çok önemliydi ve insanlar da müthiş bir iyi niyet örneği gösteriyorlardı.
Bu da adaletin önce insanların kendi içerisinde sonra ise mahkemelere taşınması demekti.
enver paşa
insearchofsunrise
Sarıkamış harekatı sonucu önceden belli olan bir harekattır ki kış aylarında Rusya'yı ne Napolyon ne de Hitler işgal edebilmiştir. Kaldı ki onlar Dünya'ya hükmederken Rusya'ya savaş açmışlar, bizim etimiz ne budumuz ne derken Enver paşa 19 Aralık 1914'te 93 harbinde yitirilen toprakları geri almak için savaş açma fikrini öne sürmüştür.
Geriye dönüp baktığımız zaman şu sorular gelir akla;
1) Daha 1. dünya savaşı yeni başlamış. Neden bu kadar acele ediyosun. Otur bir izle eğer Rusya dünya savaşında kazanacak taraf olacak gibiyse bugün onlardan aldığın toprakları yarın yine senden alır. Eğer kaybedecek gibiyse sabret gücünü yitirsin öyle saldır.
2) Hiç mi hava şartlarını hesaba katmadınız. Onu da geçelim bu harekatın riskini hiç mi düşünmediniz. Harekat başarısızlıkla sonuçlanırsa Rusya'nın Osmanlı topraklarında ilerleyebileceğini düşünmediniz mi?
Sonuç tabiki hezimet, askerlerin elinde doğru dürüst makinalı tüfek bile yokken Rusya'ya kendini Napolyon zannederek giden bir başkomutan.
Enver Paşa kurtulup vatana dönmüştür fakat 60. 000 osmanlı askeri orada kimisi savaşta çoğu da donarak ölmüştür. 5000 asker esir alınmış bunlar Kırım'da domuz çiftliklerinde çalıştırılmış ve aç bırakılarak öldürülmüştür.
Enver Paşa ise döndüğünde harekat ile ilgili devlet çapında sansür uygulatmış halk orada yaşananları çok sonra öğrenmiştir.
İşte on binlerce kişinin yaşamına mal olacak bir yanlış karar böyle verilmektedir. Enver paşanın etine buduna bakmadan aceleci davranması Osmanlı'nın olmayan gücünü de yitirmesine sebep olmuş Doğu bloğumuz işgale uğramıştır.
Tarihteki Hangi Kişinin Bugün Olmasını İsterdiniz?
insearchofsunrise
en başarılı türk filmleri
insearchofsunrise
gelmiş geçmiş en iyi diziler
insearchofsunrise
tarihteki en büyük seks skandalları
insearchofsunrise
Olayın baş rol oyuncusu Sovyet ajan Gerda Munsinger'dir.
Kanada'da Diefenbaker hükümetinde yer alan birçok bakanla yatan Munsinger, Kanada'nın Ottowa şehrinde yaşayan Alman aslılı bir Sovyet ajanıydı. Munsinger'in zaten görevi gittiği ülkelerdeki üst düzey ajanlarla aşk yaşayıp, Sovyetler birliğine hükümet ile ilgili bilgi sızdırmaktı. 1955 ile 1961 yılları arasında da Kanada'da aynen bunu yapmıştı.
Skandal ortaya çıkınca hükümet yetkilileri inanılmaz tedirgin oldular. Acaba kim ne tür bilgiler sızdırmıştı. Tam soğuk savaşın ortasında gerçekleşen bu olay Kanada'yı tamamen sarstı ama yine de kapalı kapılar ardında çözüldü. Munsinger soğuk savaşın Mata Hari'siydi.
Tarihteki Gelmiş Geçmiş En İyi Yazar
insearchofsunrise
(bkz:maksim gorki)
(bkz:karl marx)
(bkz:goethe)
(bkz:friedrich nietzsche)
(bkz:franz kafka)
(bkz:plato) ve niceleri.