Resim Kaynağı: https://tr.wikipedia.org/wiki/Resneli_Niyazi_Bey
  • 1873 yılında bugün Makedonya sınırları içerisinde kalan Manastır yakınlarındaki Resne kasabasında doğdu. Bu nedenle Resneli Niyazi Bey olarak anılır.

    Manastır Askeri İdadisi’nde öğrenim gördükten sonra Harbiye Mektebi'ni bitirdi ve teğmen rütbesi ile 1897 Osmanlı-Yunan savaşına katıldı.[1] Savaşta gösterdiği yararlılık nedeniyle mülazım-ı saniliğe (üsteğmenlik) yükseltildi. Kendisine “Padişah yaverliği” ünvanı da verilmek istendi; ancak kazaskerin 13 yaşındaki oğluna da aynı ünvanın verilmesi üzerine bu ünvanı kabul etmeyip cepheye dönmeyi istedi.[2]

    Resne’de ambar memurluğu gibi pasif bir göreve atanan Niyazi Bey, 1903 yılına dek bu görevde kaldı.[2] Daha sonra Balkanlar'da ayaklanan Sırp ve Bulgar çetecilerle mücadele görevi verildi. Bu mücadele sırasında vatanseverliği ve silahşörlüğü ile tanındı. Rütbesi kolağası (yüzbaşı) rütbesine yükseltildi. Bu dönemde İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katıldı ve cemiyetin önde gelen kişileri arasına girdi.

    Makedonya’ya bağımsızlık verilmesini önlemek ve Sultan Abdülhamit’e meşrutiyeti zorla kabul ettirmek üzere İttihat ve Terakki gizli cemiyetinin devrim stratejisi doğrultusunda bir isyan başlatarak 3 Temmuz 1908 Cuma günü, emrinde topladığı 150 kadar asker ve gönüllü ile Ohri yakınındaki dağa çıktı. [2] Bu olay, İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesine öncülük etti. Padişah II. Abdülhamit’in 1878 yılında askıya aldığı meşrutiyet rejimi 24 Temmuz 1908’de resmen ilan edildikten sonra Resneli Niyazi Bey, şehre indi. Selanik’te “Hürriyet kahramanı” olarak büyük gösterilerle karşılandı. Dağda bulunduğu sırada evcilleştirdiği geyik, bir hürriyet sembolü kabul edildi, "gazal-i hürriyet" olarak tanındı.[3]

    1908’de İstanbullu bir ailenin kızı olan Feride Hanım ile evlendi. Mithat (1911) ve Saim (1913) adlı iki oğlu oldu.[1]

    31 Mart Olayı'nda yanındaki fedailerle Hareket Ordusu'na katıldı, isyan bastırılınca Resne'ye çekildi. Bir kez daha ordudan ayrılan Niyazi Bey, Resne’'nin imarı ve halkın eğitim-öğretimi ile ilgilendi.[2] 1910 yılında doğruluğunu ‘İttihat ve Terakki Cemiyeti'’ne de tasdik ettirdiği hatıralarını "Hatırat-ı Niyazi" adıyla yayımladı.[2]

    Balkan Savaşı sırasında birlikleriyle orduya katıldı. Savaştan sonra 17 Nisan 1913'te Arnavutluk'un Avlonya limanında İstanbul'a gitmek üzereyken İttihat ve Terakki’nin ona muhafızlık edip, korumalık yapmakla görevlendirdiği kişi tarafından vuruldu. Öldürülme sebebi karanlıkta kaldı. Mezarının Avlonya’da olduğu düşünülür. Buraya bir heykeli dikilmiştir.[kaynak belirtilmeli]

    Öldürülme sebebinin karanlıkta kalmış ve kendi koruması tarafından vurulmuş olması "Ne şehittir ne de gazi, pisi pisine gitti Niyazi" deyiminin kaynağı olmuştur.[3] Resneli Niyazi Bey adına İstanbul'un Şişli semtinde Fulya’da bir okul açılmıştır.
  • Vay be. Eline sağlık @farklibakis

Bu konuda 1 sayfada toplam 2 adet üst yorum vardır.

  1. Yeni Konu Ekleme

    Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.

  2. Arama Butonu

    Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.