Dünya'nın bir yeri bizden habersiz bir şekilde katlediliyor, açlığa ve sefalete terk ediliyor. O cahil Araplar, hiçbir yetileri olmamasına rağmen sadece üzerinde bulunduklara topraklara "burası bizim" dedikleri ve Allah'ın verdiği petrolden zengin oldukları için altın kaplama arabalarına binerken Afrika'da insanlar 30 senelik bir kalaşnikoftan çıkan kurşunla bir anda öldürülebiliyor.

En son okuduğum haber kan dondurucu. Güney Sudan hükumeti, askerlerine ödeme yapmak yerine tecavüz ve yağma hakkı vermiş. Askerler de artık bu duruma öyle bir alışmış ki bir yandan önüne gelene tecavüz edip diğer yandan kendilerince yeni katliam yöntemleri geliştirmişler.

Bunu hazırlayan BM ise dünyanın en korkunç şeyi olarak bu durumu rapor etmiş. Şimdi o riyakarlara sormak lazım. Ruanda'da katliam yapılırken, o insanlar elmas bulmak için ağızlarından kan gelene kadar çalıştırılırken, üyeleriniz 30-40 yıllık kalaşnikofları oraya satıp çürük maldan para kazanırken, önce depremin sonra da koleranın vurduğu Haiti'de insanlar ölürken neredeydiniz siz?

Rapor yazmayı bilen bürokratlarınız bu duruma önlem almayı önermedi mi? Bu dünyayı bu hale siz getirmediniz mi?
Bari arkasında durun da biz zengin olmak için dünyayı sömürüyoruz diyin, riyakarlık yapmayın.

Bunun sorumlusu araplar mı ? Yoksa yabani hayvan gibi açlıktan çıkıp sanayi devriminden sonra afrikayı iliğini kemiğine kadar sömürüp oradaki masum insanların kafalarından ellerin koleksiyon yapan avrupa mı? Zencileri bedava iş gücü olarak gören avrupa mı? O dönemde Osmanlıya arkadan vuran kahpeler mi? Osmanlı'nın eli orada olsa bugün orada böyle şeylerin olması mümkünmüdür? Afrika içinde güneyimizdeki arap devletleri içinde.

Yazımda öncelikle bunun sorumlusu olarak BM üyelerini gösterdim. Arap örneği, geliştirmeyen, üretmeyenin de şans eseri zenginlikler içerisinde yüzebileceği ve bu hayatı yaşarken diğer insanlara karşı olan sorumluluklarını unutan bir kitleyi işaret etmek içindir.