orası kesin :)

o direk AKP'nin adamı ya belli bence. Zamanında Adolf Hitler de yapmıştı aynısını saltanatını kuvvetlendirmek için kendisine suikastler düzenletmiş kendisini kötülettirmişti insanlara. Fuat Avni de aynı işi yaptı, insanları algısal olarak hazırladı felaketlere böylece bir ayaklanma çıkmamış oldu.
Adam önümüzdeki 2 gün içerisinde bomba patlıycak diyo bomba da patlıyo birçok insan ölüyo ama insanlardan isyan yerine şunu duyoyoruz : "Fuat Avni demişti". fuat avni insanları psikolojik olarak bombaya hazırladığı için kimse isyan çıkarmadı zaten beklenen birşeydi.
Yani kısacası fuat avni toplumu, felaketleri önceden bildirerek psikolojik olarak felaketlere hazırlayan ve ayaklanmasını bu şekilde engelleyen bir karakterdir.
RTE'nin bir kere bile fuat avni kelimesini ağzına almamasının sebebi de budur zaten işine yaramaktadır. Gerçi bence misyonunu doldurdu fuat avni yavaş yavaş ortadan kaybolur.

Edison'un kankası Ford'da az çektirmedi Tesla'ya. Tesla Ford'u ziyarete gittiğinde motorla ilgili çözemediği sorunun çözümünü belirtti, Ford'da ona kısaca "sen motoru benden daha mı iyi bilecen dedi" ve Tesla'yı gönderdikten sonra aynısını yaptı. Kankalar zaten Edisonla çocukluktan.
Ayrıca Ford'un şöyle bir anektodunu da paylaşayım. Bizzat Ben San Diego'dayken sormuştum bu soruyu. samimi olduğum bir amerikan arkadaşıma neden koskoca şehirde toplu taşıma araçları bu kadar zayıf diye sorduğumda bana şu cevabı vermişti "bu ford'dan kalma bi alışkanlık. zamanında ford araba satılsın diye belediye başkanına rüşvet verip toplu taşıma koydurtmadı şehirlere" dedi.

Yıllardır beklediğim olay sonunda gerçekleşti. Gerçekten heyecanlıyım. İspanya'da İtalya'da görüp de ozendigimiz su altı müzeleri sonunda Türkiye'ye de geldi. Hem de tam olarak Side'ye. 110 adet heykel su altında sergileniyor ve dalış sertifikası olan herkes için ücretsizmiş. Resimler ve haber için http://www.tarihiolaylar.com/gundem/side-de-turkiye-nin-ilk-sualti-muzesi-acildi-1001

"Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir."
Şu sözün anlamını kavrasaydık çok daha farklı olurdu. Ismet İnönünü bile bu sözün anlamını kavrayamamistir da 2. Dünya Savaşı sırasında Alman bilim adamlarına Türkiye'de çalışma ortamı yaratamamistir.

Milliyet kavramını sündürememiş olup da milliyetçilik akımına maruz kalmasıdır. Amerika bu süreci çok iyi yönetmiştir mesela 13 koloni birleştikten sonra isyanlara kalkışmamış, Amerika bayrağı altında toplanmıştır. Fakat Osmanlı bunu başaramamıştır, her millet kendi bağımsızlığını arzulamaya devam etmiştir.

Arkadaşlar belki klasik olacak ama kapadokyaya hala gitmemiş olanlar varsa vakit kaybetmeden gitsinler. Sanki Türkiye'ye ait değilmiş gibi. Hele o ıhlara vadisi muazzam.
Kapadokya

Ihlara Vadisi

Ben Chuck'ı da severdim. CIA operasyonlarını eğlenceli bir şekilde anlatırdı.

crouching tiger hidden dragon da oldukça güzel bir filmdir.

gerçekten Nazi Almanya'sının 1939 ve 1945 yılları arasındaki 6 yıllık dönemde icat ettikleri teknoloji hayretler verici bir şekilde. Normal bir ülkenin 100 senede erişeceği teknolojik imkanlara Naziler 6 yılda erişmiş ve inove ederek icat etmişlerdir.

bambu işkencesi en fenalarından birisidir. Doğası gereği çok sert olan bambu daha fidan halindeyken üzerine işkence edilecek kişi oturtulur ve bambunun diken gibi çok sert bir şekilde büyüyüp kişiyi delip geçmesi beklenir. Bir hayli kötüdür.

:)))

Milliyetçilerin gurur kaynağıdır.

Fikir onayınız için teşekkür ederim.

The name of rose, gülün adı reform dönemine değinen cok guzel bir felsefik filmdir öneririm.

Kanlı devrimden sonra başlayan milliyetçilik akımı tüm etnik Imparatorluklar gibi Osmanli'yi da etkilemiştir. Fakat bu sebeplerden sadece birisidir. Ne milletler, etnik semsiyeler altında yaşamayı kabul etmişlerdir bunun nedeni ise şemsiyesi altında kaldıkları imparatorlukların insan haklarına yonelmesi ve sosyal devlet anlayışını benimsemeleridir. Avrupa bu aşamayı çok hızlı kat ederken Osmanlı yariyolda kalmis, milletin memnuniyetsizligi ve bağımsızlık savaşları başlamıştır. İc savasi olan bir imparatorluk dış kuvvet desteğiyle batmaya mecbur olduğu için de sonuç kaçınılmaz olmuştur ilimin bilimin olmadığı yerde insanların ugrasacak seyi olmadigi icin ya milletlerine ya da ülkelerine sarmislardir. Bu da cok kolay idare edilebilecek bir icten yikma aracidir.

Resimde Adolf Hitler I. Dünya Savaşında asker olarak görev yapmaktadır. Sağda ayakta duran bıyıklı.

Türkiye'nin 1. başbakanı, 2. de cumhurbaşkanıdır. Aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetlerinin de ilk genel kurmay başkanıdır. 1920 ve 1921 yılları arasında TSK genelkurmay başkanlığı yapmıştır. 26 Ekim 1922 – 21 Kasım 1924 arasında da Türkiye'nin Yusuf Kemal Tengirşenk'den sonra gelen 2. Dış işleri bakanı olmuştur. Cumhuriyetin ilanının ertesi günü Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığında başbakanlık görevine getirilmiştir. 30 Ekim 1923'te başladığı bu görev 22 Kasım 1924'e kadar sürmüş sonra yerine Fethi Okyar gelmiştir, ama bu süreç de fazla sürmemiş 4 Mart 1925'te Fethi Okyar'a devrettiği mevkiyi yeniden alarak başbakan olmuştur. Bu görevi de 25 Ekim 1937'e kadar sürdürmüş 10 Kasım 1938'de Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümüyle CHP'nin 2. Genel başkanı olmuş, 11 Kasım 1938'de de Türkiye'nin 2. cumhurbaşkanı olmuştur. 22 Mayıs 1950'ye kadar da bu görevi icra etmiştir. Kasım 1961'de CHP ile birlikte yine başbakan olmuş Şubat 1965'de bu görevi de sonlandırmıştır. 25 Aralık 1973 Salı günü, saat 16:05'te Pembe Köşk'te vefat etmiştir.
Özellikle I. Dünya savaşındaki etkisi ve Lozan süreci çok tartışmalıdır. Fakat Köy Enstitülerini açma gibi çok faydalı icraatları da olmuştur.

@Verkann sakın Hollywood filmi izleme II. Dünya savaşıyla ilgili öncelikle onu söyleyebilirim. Sonra da öncelikle Kavgam'ı okuyup savaşın neden çıktığını öğrenmeni daha sonra da çok dikkatli bir şekilde (bkz:dinleyin! ii. dünya savaşında oradaydım tüm bilinmeyenleriyle anlatıyorum) konusunu takip etmeni öneririm.

Mermiyi ortadan ikiye ayıracak kadar dayanıklı, bir saç telini ortadan ikiye ayıracak kadar da keskin bir samuray kılıcıdır.
Tarihi 10. yy ve öncesine dayanan katana kılıcı çok özel üretim bir Japon kılıcıdır. Yapımında 26 ton demir kullanılır, çok yüksek sıcaklıklarda eritilen bu demir daha da sertleştirilmesi için bazı cevherlerle dövülür ve ortaya insan bedenini ortadan ikiye ayıracak bir şaheser çıkar. Ortalama 60 cm den uzun olan bu kılıçlar düşmanların korkulu rüyası olmuşlardır.