Olayı nereye kadar örtebilecekler bakalım. O değil Messi'de yandı arada. Adamı temiz yüzlü aile babası bilirdik 2. para aklama olayıymış

Oncelikle yazi efsane olmus. @bosveryaaa uzun yazilari sevmedigini biliyorduk zaten :)

Bu alanda yapilan kitlesel deneylerden birisi de (tobkz: lanetli ekmek ) olayidir. Okumanizi tavsiye ederim

Oh bee sonunda :)

@ahmetcbn sadece Azerbaycan ve Ermenistan sorununun bir 3. dünya savaşı çıkarması beklenilen bir durum olmaz. Bu 2 ülke ezelden beri bir soğuk savaş içerisinde. Tıpkı Kuzey Kore ve Güney Kore gibi. Bu nedenle tarafların sakinleşmesi daha olası.

Türkiye'nin AB ile yaptığı geri kabul anlaşması neticesinde Sığınmacılar Yunanistan'ın Midilli adasından Dikili'ye Sakız adasından da Çeşme'ye alınacaklar. Bu alımın ilk ayağı bugün 400'e yakın sığınmacının Dikili'ye gelmesiyle başladı.
Şimdi benim asıl sorum şu, bu on binlerce sığınmacı ne olacak? Biz bunlara istidham sağalabilecek miyiz? Bunlar nerede barınacaklar? Bunlara biz kısaca siz özgürsünüz ne yaparsanız yapın mı diyeceğiz? Birileri konu ile ilgili bir sığınmacı planı yayınlasa çok güzel olacak.

Hosgeldin üstad :)

:) özet kısmı oldukça manidar olmuş. Bence herkes mesajı aldı da çaktırmıyorlar

@malcolm davetin uzerine geldim. Oncelikle @bosveryaaa nin 2. girisindeki rotschild'in sozu cok manidar ona deginecegim cunku kendisi 30 yil sureyle Ingiliz sterlinini basmis, amerikanin kurulusundan beri de amerikan dolarini basmaya devam etmis adamdir.

Bence bu sorunun tek cozumu enflasyonu ortadan kaldirmak. Enflasyon dusurulurse yatirim icin kredi cekmeye gerek kalmaz, para basilmaz ya da parayi bankaya yatirmaya gerek kalmaz. Nitekim Avrupali sirketlerin buyumesinin de sebebi budur. Biz para kazaninca daha cok para getirsin diye ev alirken, Almanyada adam evin degerlenmeyecegini bildigi icin parasini ise yatirir.

Avrupa ulkelerinde vatandaslar bu sistemin kurbani degillerdir, genelde gelismekte olan ve gelismemis ulkeler bu sistemin modern koleleridir. Bakin Almanya'ya enflasyon %1, isvec vs daha da dusuk.

Bize cok cok iyi bir ekonimistin gelip enflasyonu dusurmesi lazim. O gun ulkede bankacilik bodozlana duser, kesin cozum olur.

@bosveryaaa sayende 2 gündür daha önce bilmediğim bilgilerle yükleniyorum teşekkürler :)

Süper bir yazı teşekkürler @sotarih

harika bir kaynakmış teşekkürler

Şanlıurfa'dan bir yetkili durumu yalanlayıp, "Bunlar ahlaksız suçlamalar" demiş bu arada. Bilgilerinize.

Ben de aynı şekilde. Kafamdan geçenleri rahatça yazıp seviyeli tartışabiliyorum (birkaç çıkıntı haricinde)
İnternette burada yazmak İsviçre'de köy hayatı yaşamak gibi geliyor :)

Bu konuda bu zamana kadar yapılmış ve beni en çok tatmine den açıklamayı geçen gün bir akademisyenden dinledim.

Kendileri şu şekilde bir ifadede bulundular: Amerika gittikten 1 sene sonra Amerikalı oluyoruz değil mi? Amerika'da yaşıyorsan ve hayatını orada devam ettireceksen yurtdışında sana nerelisin diye sordular mı Amerikalıyım ben diyoruz. Aynısını Çinliler de yapıyor. Adamın gözü çekik nerelisin diye soruyorum Amerikalıyım diyor.

Neden? Çünkü Amerika Türkiye'den de Çin'den de daha karizmatik duruyor. Güçlü ülke olmanın verdiği bir sosyolojik etkidir bu. Zimbabwe'deki bir Amerikalı 20 yıl da geçse Amerikalıyım der bu nedenle.

Türkiye'deki azınlıkların da ulus benliğini benimsememeleri bu yüzden. Güçlü ülke olamamızdan. Ekonomik ve Siyasal anlamda bir Amerika olmadığımız için Türk'üm demenin uluslararası platformda avantajını yaşamadıklarından kolayca milliyetçilik akımından etkilenebiliyorlar, hem direkt hem de dolaylı olarak.

Not: Akademisyen sonuna kadar Türk olmasına rağmen bu eleştiriyi yaptı. Çok doğru bir bakış açısı olarak değerlendirdim.

Times'ın haberinde yer alan iddiaya göre Türk Muhafızlar sınırdan zorla geçmeye çalışan mültecileri öldürüyorlarmış.

Başlık şu şekilde: Türk muhafızları suriyelileri öldürüyor.

Bu başlıktan ne anlarsınız. Türkiye'nin başına Hitler gibi birisi geldi ve mülteci soykırımı yapıyor değil mi?

Haberin detayına indiğinizde ise Times bu olayları Suriye İnsan Hakları Gözlem evinin raporuna dayandırıyor ve bahsi geçen ölümler 3 adet, iddaya göre ise son 4 ayda 16 adet.

Bu olaylar gerçekten yaşanmış olabilir mi? Kesinlikle. O sınırdaki muhafızların da bir görevi var sınırı zorla aşmak isteyen insanları durduramıyorsa, cahilliğinin de vermiş olduğu cesareti kullanarak vurmuş olabilir. Tabi ki yapmamalı ve farklı yöntemlerle durdurmalı.

Öte yandan Sınırdan zorla geçmek isteyen bu adamlar IŞİD, PKK mensubu olabilir, her geçmek isteyeni alamazsın durdurmak görevin.

Şimdi gelelim bu haberlerin neden yapıldığına. Biliyorsunuz ki Avrupa'da Türkiye'ye 3+3 milyar euro vermek istemeyen bir kesim var ve bu kesim özellikle medya yapacak haber bulmak için sürekli Türkiye'nin mülteciler konusunda üzerine düşeni yapmadığını savunarak Avrupa'nın Türkiye'ye taviz vermesini engellemeye çalışıyor (vize serbesitesi dahil)
Bu nedenle de Times şu başlığı atıyor: Türkiye Suriyeli Sığınmacıları Vurarak Öldürüyor.

Burayı zaten eksi gibi dusunmemek lazim bence. Hatta yoneticiler de oyle olmasini istiyor gibi reklam yapmiyorlar hatta sayfalarinda bile paylasmiyorlar. Muhtemelen amac acilan basliklara az ve oz bilgi girilmesi ki bence dogru. Eksi sozlukte vs aradigin bilgiye ulasmanin mumkunati yok binlerce yorum var bi konuda. O nedenle burayi vikipedia gibi dusunuyor olabilirler ben de zaman buldukca bilgi ekliyorum. Hatta tam bi zaman bulsam bi yazi dizisine baslamak istiyorum

@bosveryaaa dokturmussun yine eline sağlık

@malcolm Ben kadıköy'de oturuyorum, Kurbağalı derenin temzilenmesi için eylem bile yapılacak hale geldi. Sanırım yandaş bir medyanın haberi o bahsettiğin, halkın temizlenmesini istememesi gibi bir durum söz konusu değil, insanlar yazın pencerelerini açamıyorlar.
Zaten Kurbağalı dere temizlenince CHP belediyesi temziletmiş oluyor AKP değil. O açıdan da bakmak lazım da burada asıl noktayı da kaçırmayalım. Asıl nokta Tubitak'ın temiz raporu vermesi...

@gimli ne yapılabilir aslında biliyor musun? Sana bir yaşadığım anektodu paylaşayım.

2010 yılında İsviçre'nin Zürih kentine bir iş toplantısına gitmiştim. Neyse toplantıları yaptık akşam yorgun argın otele geldim, yemekten önce biraz lobide oturdum. Gözüm televizyona takıldı, haberlere baktım ve dikkatimi birşey çekti "Ağlayan yok" daha sonra resepsiyoniste sordum: "İlgimi çekti de yarım saattir haberlere bakıyorum ağlayan birisi yok. Hepiniz çok mu mutlusunuz?"
Resepsiyonist gülümseyerek: "Hayır. İsviçre'de ağlayan birisini televizyonda göstermek yasaktır. Duygu sömürüsü üzerinden kitleleri ikna etme yöntemi olarak algılanır" dedi.

İşte o zaman Avrupa'da adam kayırmanın veya insanı salak yerine koymanın mümkün olmayacağını anlamıştım.

Şimdi ise gelelim 2016'ya. Hükümet yetkililerini bile bazen televizyonda ağlarken görebiliyoruz. Demekki bir faydası var gerçekten ağlamanın.

Onun yanında arz talebi doğurur onu da unutmamak lazım. Esra erollar Acunlar neden bu kadar büyüyor ve her şeye karışan rtük Adnan hocanın programına ya da evlilik programlarına karışmışyor.

Sebebini ben söyleyeyim, insanları uyuttuğu için. Bir ev hanımının ev işlerinden geriye kalan 4 saati olduğunu düşünürsek o da evlilik programına gidiyor. Bu kadın nasıl cahil kalmasın şimdi?

Bunlar olmasa ne yapacak peki, ya kitap okuyacak, ya gazate belki belgesel bile izleyecek.

Yapılması gereken de şudur: Toplu etki yöntemleri ülkede hükümet harici gerçtekten tam bağımsız kurumlar tarafından denetlenmeli. Hükümet bile medyayı ele geçirememeli. Sen 5 kanalın 5 inde de evlilik programı yayınlatırsan tabi ki millet evlilik programı izler. 5'inde belgesel yayınlat bakalım 1 ay sonra ne oluyor? Göreceksin ki herkes belgesel izliyor olacak. Ya da televizyonu kapatıp kitap veya gazete okuyor olacaklar.

1983 yılında Pakistan’ın en fakir bölgelerinden biri olan Mudrike’de dünyaya gelen Iqbal Masih, 4 yaşına geldiğinde diğer tüm akranları gibi 600 rupi (yaklaşık 16 dolar) karşılığında bir halı dokuma fabrikasına işçi olarak satıldı...
Haftanın 7 günü günde 14 saat çalıştırılan Iqbal 10 yaşında sadece 27 kg ağırlığında ve 6 yaşında gibi görünüyordu.
Tesadüfen çocuk işçiliğinin yasak olduğunu öğrendiğinde fabrikadan kaçtı ancak kısa sürede polis tarafından yakalanıp tekrar fabrikaya gönderildi...
Fakat o kaderine boyun eğmemekte kararlıydı tekrar kaçtı fakat bu sefer beraberinde 3.000 çocuğu da götürdü.
Iqbal Masih çocuk işçiliğine ve köleliğe karşı verdiği mücadele dünya çapında ses getirince, 1995 yılında 12 yaşında bir suikastla katledildi.

Kaynak: http://www.facebook.com/tarihiolaylarcom