insearchofsunrise
elektrik aşkı
En Beğenilen Yazar Sırası
:
1
Toplam Başlık Sayısı
:
164
Toplam Puanı
:
1051
Toplam Giri Sayısı
:
604
Bu Ayki Puanı
:
26
En Aktif Yazar Sırası
:
1
Türkiye'nin Dış Politika Tarihi
insearchofsunrise
avrupa birliğinin kuruluşu hem siyasi hem de ekonomiktir. ii. dünya savaşında hitler'in darma duman ettiği avrupa aynı olayı bir daha yaşamamak için hem siyasi bir işbirliği (demin anlattığım siyasi birlikle karıştırılmasın) hem de ekonomik çöküntüden hızlıca kurtulma amacıyla kurulmuştur. hedef önce marshall planını yönetmek sonra ise avrupa'yı yeniden yapılandırmaktır. bu amaç doğrultusunda önce avrupa ekonomik i̇şbirliği örgütü kuruldu. bu örgüte batılı avrupa ülkelerinin yanı sıra abd, kanada ve japonya'da katıldı. sonra ise ibreyi üretime çevirdiler ve 1952 yılında lüksemburg, belçika, fransa, i̇talya, hollanda ve batı almanya ( o dönemler almanya batı almanya ve doğu almanya olarak ayrıydı) avrupa kömür ve çelik birliğini kurdular. bu birlik tam anlamıyla bir ortak pazardı. ortak bir para birimi yoktu ama üretim faktörlerinin hepsi yani teknoloji, istihdam ve ürün serbest bir şekilde dolaşabiliyordu. şimdi bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum kömür ve çelik nedir? savaş sanayinin ta kendisidir. bu birliği elinde tutan kimseler de siyasi ortamda kesin söz sahibi olacaklardır. bu nedenle bu birlik kısa zamanda siyasi etkinliğe de erişmiştir. bu birlik 5 sene sonra daha da büyüme ihtiyacı duydu ve 1957'de avrupa birliği kuruldu. birlik roma antlaşması ile kuruldu. kurucuları yine kömür ve çelik birliğini kuran aynı 6 ülkeydi. birliğin sadece ismi değişmişti. i̇lk başta 6 olan ülke sayısı tabi ki kısa zaman içerisinde büyümeye başladı. türkiye de 1963 ankara antlaşmasıyla üyelik sürecini başlatmıştı ama bize sırada bekleyen 12. ülkesiniz cevabı verildi. zaten gerekli oyalamalar yapıldıktan sonra 1996 yılında tansu çillerin bize attığı en büyük kazıklardan birisi olan gümrük birliği antlaşmasını da imzalayınca türkiye'nin ab'ye girmesine gerek kalmadı. çünkü g.kore gibi ülkeler ab ile ikili anlaşma imzaladıklarında aldıkları gümrük indirimini artık gümrük birliği anlaşması gereği türkiye'den de alıyorlardı. fakat g.kore aynı imtiyazları türkiye'ye vermek zorunda değildi. yani antlaşma tek taraflıydı. bu olay modern tarihin en büyük kapütülasyonlarından biri olarak tarihe geçti zaten. neyse konudan çıkmayalım.
i̇lk başta ismi avrupa ekonomik topluluğu olan birlik kısa zaman sonra ismini avrupa birliği olarak değiştirdi.
birliğin kuruluş amaçları şunlardır.
1) üye ülkelere serbest ticaret alnı yaratıp, gümrük vs gibi ticareti zorlayan unsurları ortadan kaldırmak
2) üretim faktörlerinin ve işletmelerin daha rahat hareket etmesini sağlayıp yatırımları ve istidhamları kolaylaştırmak
3) tarım üzerine eğilerek ortak tarım stratejileri geliştirmek
4) var olan sermayenin birlik dahilindeki gelişmiş ülkelerden daha az gelişmiş ülkelere kaymasını sağlayarak bir yatırım fonu oluşturmak
5) birlik dışındaki ülkelere tek bir gümrük planı uygulamak bu şekilde gümrük birliği sağlamak
bu süreç bazı ülkeleri tedirgin etmişti çünkü artan ulus devlet ve milliyetçilik akımına ters düşüyordu. bunun üzerine bazı ülkeler avrupa birliğine dahil olmak istemeyip avrupa serbest ticaret antlaşması olan efta'yı kurdular. efta, i̇zlanda, lihtenştayn, i̇sviçre ve norveç arasında kuruldu daha bünyesine birçok ülkeyi daha aldı. i̇ngiltere, danimarka ve portekiz gibi efta üyelerinin ileriki yıllarda ab'ye üye olmalarıyla birlikte efta poüleritesini yitirdi. ab ile içiçe girdi.
ab çok başarılı oldu. ortak para birimi oluşturdu, üye ükeler arasında eşgüdüm sağladı, üçüncü parti ülkeler için gümrük birliği oluşturdu. üye sayısı gittikçe arttı şu an 28'e ulaştı.
ta ki o zamana kadar herşey güzel gidiyordu ama derler ya nerede çokluk orada b*kluk aynen öyle oldu. bazı üyeler birliğin siyasi kararlarından memnun olmadılar hatta bazıları kendi endüstrilerini kurmaya yönelik yatırımlar yaptılar. tarım startejileri ve politikaları zaten çökmüştü.
birlik iyice almanya merkezli hale gelmişti. öte yandan i̇zlanda, yunanistan ekonomk krizleri gibi durumlar birliği aşırı yıprattı hatta çökme noktasına getirdi. bu da tüm ülkelerin ab üyeliğini tekrar düşünmesine ya da üye olmalı mıyız, olmamalı mıyız sorularını sormasına sebep olmaktadır
Türkiye'nin Dış Politika Tarihi
insearchofsunrise
2. dünya savaşında çizgi romanlar
insearchofsunrise
Türkiye'nin Dış Politika Tarihi
insearchofsunrise
Türkiye'nin Dış Politika Tarihi
insearchofsunrise
Türkiye'nin Dış Politika Tarihi
insearchofsunrise
Bir ekonomik bloğa girmenin avantajları nedir diye bir soru sorarsak, bir ülkenin başarılı firmalarının 100 birim satarken bloğun getirmiş olduğu çeşitli ticari avantajları kullanarak 400 birim satması örneğini verebiliriz.
Peki dezavantajları nedir sorusunun cevabı ise ülkelerin ticari çıkarlarıyla alakalıdır. Örneğin siz Çin ile ticaret yapmaya karar verdiniz ve belirli imtiyazlar tanıyarak Çin mamüllerini ülkenize sokacaksınız. Bir ekonomik birlik içerisindeyseniz ne farklı bir para birimi kullanabilir ne de özel gümrük oranı belirleyebilirsiniz. Öte yandan ihtiyacınızı üye devletlerden almak durumunda kalacağınız için düşük rekabet ortamında daha ucuzu varken daha pahalıya satın alabilirsiniz. Tabiki bu dezavantajlar ancak ve ancak siz bir dünya devi iseniz geçerlidir. Öte yandan orta ölçekli bir ülkenin birliğe girmesi üretim ve dolayısıyla ihracatını artırabilir. Tüm dünya Güney Kore'den teknoloji satın almak ister, ama birliğin Güney Kore ile anlaşması yoksa ve siz birlikteyseniz öncelikle sizden satın alınır. Çünkü gümrük yok.
Siyasi Birlik
insearchofsunrise
(bkz:Türkiye'nin Dış Politika Tarihi)
Türkiye'nin Dış Politika Tarihi
insearchofsunrise
Siyasi birliğin oluşması için tam bir ekonomik birlik ve siyasi birlik gerekmektedir. Bu da ancak ve ancak iki ülkenin birleşmesiyle meydana gelebilir. 1990'ların başında Berlin Duvarının yıkılmasıyla Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesi gibi.
ekonomik birlik
insearchofsunrise
(bkz:Türkiye'nin Dış Politika Tarihi)
Türkiye'nin Dış Politika Tarihi
insearchofsunrise
Ekonomik birlik de tahmin ettiğiniz gibi serbest ticaret bölgesi'nin, gümrük birliği'nin ve ortak pazar'ın tüm yaptırımlarını kapsar üzerine de üye ülkelerin ekonomik politikalarını bütünleştirme zorunluluğu koyar. Yani, birliğe üye ülkeler vergilendirmeden tutun da hükümet harcamalarına kadar uyum halinde olmalıdırlar. Bununla da bitmiyor bir de ortak para birimine sahip olmaları gerekmektedir. Bu tabi ki yalnızca milliyetçilik akımının az olduğu ülkelerde gerçekleşebilir keza ulusal egemenliğinin ekonomik boyutunu komple iptal etmektedir. Bu da dünya düzeninde önemli bir yer tutan ulus devletlerin otoritesinin azalmasına sebep olur.
ortak pazar
insearchofsunrise
hem serbest ticaret bölgesinin hem de gümrük birliğinin yaptırımlarını içerisinde barındırır. ticari engeller kaldırılır, üye olmayan ülkelere karşı ortak ekonomik politikalar geliştirilir. ortak pazarı diğer ikisinden ayıran özelliği üretim faktörlerinin de serbest dolaşım sergileyebilmesidir. yani bir diğer deyişle sermaye, işgücü ve tekonolojinin serbest dolaşımını sağlamayı amaçlamaktadır. bu da büyük yatırımcıların ortak pazar içerisindeki ülkelerde yatırım yapabilmesini kolaylaştırabilmekte ve ihtiyaç duyulan işgücünün aktarılmasına olanak sağlamaktadır. ortak pazarın kısıtlayıcı özellikleri de çoktur. ülkelerin makroekonomik politikalarına direk müdahale eder. üyeler, sadece parasal değil, istidham gibi makroekonomik konularda işbirliği içerisinde olmalıdır çünkü artık işgücünün ve sermayenin sınırları olmamaktadır. bu da tahmin edeceğiniz gibi bazı ülkelerin diğer ülkelere göre daha avantajlı konuma geçmesini sağlar. ucuz işgücü olan ve yatırım maliyetleri düşük olan ülkeler daha çok yatırım alacaklardır. bu rekabeti artırırken bir yandan da bazı ülkelere keskin avantajlar sağlar.
bu işbirliğinin en bilindik örneklerinden birisi, avrupa birliği'nin bir önceki yapılanması olan avrupa ekonomik topluluğudur.
(bkz:Türkiye'nin Dış Politika Tarihi)
Türkiye'nin Dış Politika Tarihi
insearchofsunrise
Ortak pazar, hem serbest ticaret bölgesinin hem de gümrük birliğinin bir üst kademesidir.
Hem serbest ticaret bölgesinin hem de gümrük birliğinin yaptırımlarını içerisinde barındırır. Ticari engeller kaldırılır, üye olmayan ülkelere karşı ortak ekonomik politikalar geliştirilir. Ortak pazarı diğer ikisinden ayıran özelliği üretim faktörlerinin de serbest dolaşım sergileyebilmesidir. Yani bir diğer deyişle sermaye, işgücü ve tekonolojinin serbest dolaşımını sağlamayı amaçlamaktadır. Bu da büyük yatırımcıların ortak pazar içerisindeki ülkelerde yatırım yapabilmesini kolaylaştırabilmekte ve ihtiyaç duyulan işgücünün aktarılmasına olanak sağlamaktadır. Ortak pazarın kısıtlayıcı özellikleri de çoktur. ülkelerin makroekonomik politikalarına direk müdahale eder. Üyeler, sadece parasal değil, istidham gibi makroekonomik konularda işbirliği içerisinde olmalıdır çünkü artık işgücünün ve sermayenin sınırları olmamaktadır. Bu da tahmin edeceğiniz gibi bazı ülkelerin diğer ülkelere göre daha avantajlı konuma geçmesini sağlar. Ucuz işgücü olan ve yatırım maliyetleri düşük olan ülkeler daha çok yatırım alacaklardır. Bu rekabeti artırırken bir yandan da bazı ülkelere keskin avantajlar sağlar.
Bu işbirliğinin en bilindik örneklerinden birisi, Avrupa Birliği'nin bir önceki yapılanması olan Avrupa Ekonomik Topluluğudur.
Türkiye'nin Dış Politika Tarihi
insearchofsunrise
Gümrük birliği
insearchofsunrise
(bkz:Türkiye'nin Dış Politika Tarihi)
Türkiye'nin Dış Politika Tarihi
insearchofsunrise
Bu, serbest ticaret bölgesi'nin bir basamak üstüdür. Gümrük birliğine üye ülkeler kendi aralarında gümrük olmadan mal ve hizmet akışı sağlayabilirler. Üstelik birliğe üye olan ülkelerin hepsi birliğe üye olmayan ülkelere sabit ve ortak bir gümrük uygularlar. Daha sonradan her ülke aldığı gümrük gelirini bir havuzda toplar ve bu gelirler daha önceden belirlenmiş oranlar dahilinde birlik üyesi ülkelere dağıtılır.
(bkz:Gümrük birliği)
Serbest ticaret bölgesi
insearchofsunrise
Şunu da belirtmek lazım Serbest ticaret bölgesi tam kapsamlı veya sadece bir mal veya hizmete ait olarak da sınırlandırılabilir. Mesela hayvancılık ile ilgili bir serbest bölge oluşturulmuşsa sadece hayvancılık için bu ticari işbirliği geçerli olur.
Serbest ticaret bölgesinin en önemli özelliği üye ülkelerin kendi ekonomik stratejilerini işbirliği içerisinde olduğu ülkeden bağımsız bir şekilde gerçekleştirebilmesidir.
Bu işbirliğinin en önemli örneklerinden birisi Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi (EFTA)'dır. 1960'da Avusturya, Finlandiya, İzlanda, Lihtenştayn, İsveç, İsviçre ve İngiltere'nin katılımıyla kurulmuştur. Ve üye ülkeler arasında serbest ticaret başlamış fakat yine de tüm ülkeler kendi ekonomik stratejilerini bağımsız olarak yürütebilmişlerdir. Bir başka örneği ise 1989 yılında Kanada ile ABD arasında oluşturulan serbest bölgedir, daha sonra buna ABD ile Meksika arasında oluşturulan serbest bölge de katılmıştır.
(bkz:Türkiye'nin Dış Politika Tarihi)
Türkiye'nin Dış Politika Tarihi
insearchofsunrise
Bu bölümde anlatacağım seviye tanımlarında Prof. Dr. Recai Coşkun'un "Küreselleşme ve Uluslararası İşletmecilik" kitabından faydalandım. (sf 52:74)
Demin de bahsettiğim gibi ekonomik bütünleşme farklı seviyelerde gerçekleşmek zorundadır çünkü her seviye daha farklı bir taviz demektir. Ulusalcı ülkeler bu tavizleri pek vermek istemedikleri gibi verseler de halk ayaklanmalarına maruz kalırlar.
1) Serbest Ticaret Bölgesi
Bu en az taviz verilen ekonomik bütünleşme formudur. Bu işbirliğinde ülkeler arasındaki ticari engeller tamamen kaldırılır. Belirlenen bu bölgede hizmet ve malların dolaşımı serbest bırakılır. Bu dolaşım dahilinde ne vergi, ne kota ne de gümrük devreye girer.
Şunu da belirtmek lazım Serbest ticaret bölgesi tam kapsamlı veya sadece bir mal veya hizmete ait olarak da sınırlandırılabilir. Mesela hayvancılık ile ilgili bir serbest bölge oluşturulmuşsa sadece hayvancılık için bu ticari işbirliği geçerli olur.
Serbest ticaret bölgesinin en önemli özelliği üye ülkelerin kendi ekonomik stratejilerini işbirliği içerisinde olduğu ülkeden bağımsız bir şekilde gerçekleştirebilmesidir.
Bu işbirliğinin en önemli örneklerinden birisi Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi (EFTA)'dır. 1960'da Avusturya, Finlandiya, İzlanda, Lihtenştayn, İsveç, İsviçre ve İngiltere'nin katılımıyla kurulmuştur. Ve üye ülkeler arasında serbest ticaret başlamış fakat yine de tüm ülkeler kendi ekonomik stratejilerini bağımsız olarak yürütebilmişlerdir. Bir başka örneği ise 1989 yılında Kanada ile ABD arasında oluşturulan serbest bölgedir, daha sonra buna ABD ile Meksika arasında oluşturulan serbest bölge de katılmıştır.
Tüm attığım başlıkların konusunu ayrıca açıyorum. İhtiyaç dahilinde direk başlığı da aratabilin diye. (bkz:Serbest ticaret bölgesi)
Türkiye'nin Dış Politika Tarihi
insearchofsunrise
(Yazdıklarım hiçbir yerden alıntı değildir, tamamen bana aittir) Sayısal veriler ile ilgili kullanılan kaynaklar ise: BBC, TUİK, TİM ve Dünya Gazetesidir.
Dünya'daki ekonomik birlikler ve ekonomik birliklerin faydaları
Sanayi devrimindeki çocuk işçiler fotoğrafını hepiniz görmüşsünüzdür. Görmeyenleriniz için ben tekrar paylaşıyorum.
Bu fotoğrafın anlatmak istediği aslında şudur. Dünya buharlı makinelerin icadıyla öyle bir hal almaya başlamıştır ki (özellikle bu dönemin öncüsü Avrupa'dır) kim ne kadar fazla üretirse o kadar çok kazanmaya başlamıştır. Makinelerin icadıyla insanlar artık evlerinde üretim yapamamış ve "bir yer kuralım, büyük olsun. Makineleri buraya koyalım insanlar da buraya gelip çalışsınlar" diyerek fabrikalaşmayı başlatmışlardır.
Üretim dönemine girince üretenin kazandığı bir toplum oluşmuş ve işçiler günde 20 saatlere kadar çalıştırılmıştır. Genç, yaşlı, kadın, çocuk demeden. Çocuk işçilerin fotoğrafı da buradan gelmektedir. Hal böyle olunca üreticiler için yerel pazarları yetmemiş yeni pazar arayışlarına girmişlerdir. Bu da önce küreselleşmeyi sonra da dünyadaki satış dönemini başlatmıştır.
Artan satış ihtiyacıyla birlikte gelen küreselleşme ihtiyacı ülkeler arası ticareti başlatmış ve bir ülkede üretilen ürün başka ülkeye gönderilmeye başlanmıştır. Firmalar bununla da yetinmemiş potansiyel bir pazar olarak gördükleri ülkelere direk yatırım yapıp bölge içerisinde üretim ve dağıtıma başlamışlardır (örnek: McDonalds). Bu ülkelerde istidham sağlayıp bu ülkelere vergi ödemeye başlamıştır.
Artan kürselleşme ve daha fazla satış ihtiyacı ise dünya üzerinde yeni ekonomik birlikler ve serbest ticaret ihtiyacını doğurmuştur.
Fakat bu döneme kadar esen milliyetçilik akımları ve ulus-devlet bilinci serbest ticaret politikalarının önünde birer engel olmuştur keza serbest ticaret yapmak isteyen ülkeler taviz vermek durumunda kalmışlardır. Bazı ekonomik işbirlikleri vardır ki hem serbest sermaye ve iş gücü dolaşımı hem ortak gümrük hem de ortak para birimi şartı koymaktadır. Böyle bir birliğe girmeyi kabul eden ülkenin bağımsız ithalat, ihracat veya kapalı ekonomi şansı yoktur.
Türkiye'nin Dış Politika Tarihi
insearchofsunrise
Yakın çağ Türkiye tarihi ve Osmanlı dış politikası gibi konuları da bu başlık altında işleyebiliriz. O kısımlarda bilgi sahibi olanları bu başlık altında bilgi eklemelerini rica ederim. Dev bir bilgi havuzu oluşturalım. Özellikle @bosveryaaa arkadaşımızın Yakın çağ Türkiye dış politikaları ile ilgili aynı şekilde @DonQuixote arkadaşımızın da Osmanlı dış politikaları hakkında bilgi sahibi olduğunu sezdim kendisi o bölümleri ekleyebilirlerse sevinirim.
Yazarları derinden etkileyen filmler
insearchofsunrise
hem de konunun içeriği beni haftalarca etkisinde bırakmıştı.