Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.
Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.
Hallac-ı Mansur
malcolm
Mansur cok buyuk bir din adami ve filozoftu(bu ikisinin birlesmesi cok zordur).Mansurun bagdatta cok sayida seveni vardi insanlar sıklıkla ona sorular sormaya bilgi edinmeye fikir almaya gelirdi fakat seveni kadar sevmeyenide vardi hatta bunlarin arasinda eski hocasi bile vardi belki ondan daha populer oldugu icin bir kiskanclikla ona dusman olmustu belkide gercekten onun yanlis dusundugunu dusunuyordu. bilemeyiz.
Mansur sıklıkla icindeki kotulugu tartiyordu onu nasil yenebilecegini dusunuyordu.Bu kadar dusunurken cilginca şeylerde yapiyordu ornegin;
Yaninda siyah bir kopekle bagdat sokaklarinda dolasir olmustu ki bu o donemin bagdat i icin gercekten delilikti kopegi goren insanlar tiksintiyle kaçisiyordu.Ordaki muslumanlara gore kopek necis hayvandi. bir musluman heleki Mansur gibi bir din adami nasil yaninda kopekle dolasabilirdi . kopege nasil dokunabilirdi Mansuru sevmeyenler hemen bunu pazar yerlerinde dukkanlarda konusmaya baslamisti ama onemi yoktu sevenleri halen cok daha gucluydu.Zaten Mansur da bunlara zerre aldiris etmiyordu o benim kara kopegim o benim icimdeki kotuluk eger ben ona tasma takmazsam o bana tasmayi takar diyordu.Ve kara kopegini yanindan ayirmiyordu.Kara kopegi seviyordu yemegini onunla paylasiyordu icindeki kotulugu sevgiyle yenmeye çalisiyordu.Oylede oldu kotuluk mansura boyun egmisti mansur otur dedigi zaman oturuyor yuvarlan dedigi zaman yuvarlamiyordu artik o Mansura degil Mansur ona emir veriyordu.
Mansur icindeki kotulugu yendiginden emin olduktan sonra Bagdattan ayrilmaya karar verdi artik ulke ulke gezip Allah a inanmayan insanlara Allah'i anlatacakti.Her seyini birakip şehri terk etti.Bir cok ulke gezdi cokça çesit insanla tanişti zerdustu,budisti bir cok insanla gorustu, konuştu,tartisti ve bunu yaparken karşidakine saldirircasina konusmuyordu hayir dediklerinin hepsii yanlis bu bu bu sebepten demiyordu.Cunku o artik kotulugu nasil yenebilicegini ogrenmisti kotuluk onun uzerine yuruyerek yenilmiyordu tam aksine daha cok alevleniyordu kotulugu yenmenin tek yolu sevgiydi bu kendinde işe yaramisti baska insanlardada yariyabilirdi.Insanlarin dediklerini elestirmeden kendi dusuncesini paylasiyordu ve bunu oyle bi kibarlikla yapiyordu ki insanlar ona hayran kaliyordu ve zamanla onun etkisinde kalip kotulugu yeniyorlardi.Tanistigi bir cok insan Allah'a inanmisti ama Mansur inanmayanlardanda umidi kesmiyordu onlarla iletisimini bitirmiyordu onlarla mektuplasmalara devam ediyordu.
Mansur onlarca ulke gezdikten sonra tekrar Bagdat a dondugunde bir hayli degismisti hem daha bilge hem daha yaşli bir adam olmuştu yalniz degisen tek sey mansur degildi Bagdatta degismisti ilmin şehri bagdat o gun dev bir siyasi karmaşanin icindeydi ilmin şehri kavganin dovuşun şehrine donusmustu(suan oldugu gibi).Bastaki yonetim sallaniyordu onu devirmek isteyen baska bir gurup vardi ve ikisinin cekismesi cokca ilim adaminin öldurulmesine sebep olmustu. Bagdat siyasete kurban gitmisti ve bu siyasete kurban giden yalnizca şehir olmayacakti.
Mansur siyasete hic karismadi o talebelerini yetistirmeye ve gezdigi ulkelerde edindigi zerdüşt ve budist arkadaslariyla mektuplasmaya devam ediyordu.Bir gun Mansur'a gelen mektuplardan biri icinde cok carpici bir soru iceriyordu.
"Tamam tanri vardir tamam iyi ve guzel olan herşeyi o yaratmistir.Peki kotuluk?"
Hallac-i Mansur bu mektuptan sonra tekrar dusuncelere daldi.Tanrinin varligindan hic suphesi yoktu.Kainati o yaratmisti bizi o yaratmisti ama kotulugu? kotulugu kim yaratmisti.Tanri iyiydi kotulugu o yaratmis olamazdi ,yoksa olabilir miydi?
Mansur bu sorularin icinde boguluyordu.Ve en sonunda sorunun cevabini bulmustu.Tanri iyilikti ve iyilik olan her yerdeydi.Insanin icindeki iyilikte tanriydi.Tanri insana kendinden bir parca vermisti ve bunu kotuluge galip getirip getirememeyi insanin eline birakmisti.
Mansur dusuncelerini şu sozlerle aciklamisti;
"Halkta olan hak unsuru dolayisiyla hak hak la aynidir"
"Ben Hakk'im zira ben hicbir zaman Hakk la hak olmaktan vazgecmedim"
"Seninle benim aramda ilahlik ve Rabblik farki yoktur.Ey ben olan O ve ben O' yum.Zamandaslik ve ezelilik bir yana benim benligim ve senin O'lugun arasinda hicbir fark yoktur"
Iste simdi yonetimi kaybetmek uzere olanlarin eline firsat gecmisti.Simdi dikkatleri baska yone cekme zamaniydi.Din adami gorunumlu ve halkin tamaminin cok iyi tanidigi bir insan kendini tanri ilan etmisti.Bu adami cezalandirmak halkin dikkatini baska yone cekebilirdi.Zaten soylenene gore Mansur zerduştlerle mektuplasir olmustu.
Emir verildi ve Mansur'un evi basildi. Harikaaa evden mektuplarda cikmisti artik halka buda kanit olarak gosterilecekti.Mansur gezdigi ulkelerde zerduştlerin etkisi altinda kaldi zaten bunun dedeside zerdusttu denilecekti.Hemen Mansur'u yakalayip hapse attilar.Fakat Hallac-i Mansur'un hala seveni coktu.Hala insanlar ona soru sormaya gidiyordu.Zaten hapishanede olmakta Mansur icin bir fark yaratmiyordu yine sabah aksam namaz kilip dusunmekle meşguldu hatta artik bunlari yapacak daha fazla zamani oluyordu.Tabiki onun dusmanlari bundan şikayetciydi hala insanlar onu gormeye nasil giderdi yahu adam en el-hakk(ben tanriyim) dedi.Ve bu adama hapis cezasi mi bu bir şakami tez vakitte başi vurulmaliydi.Evet yonetim yine insanlarin gozune girmeyi basaramamisti insanlar yine yoneticilerden sikayet ediyordu.Ne yapilmasi gerektigini halifeye sorduklarinda halife "onu ya öldurun yada enel hak sozunden vaz gecene kadar sopalayin" dedi.
Mansur halkin ortasinda kirbaclanmaya başladi fakat Mansur dan ufacik bir ses bile cikmiyordu hatta oyleki öldugunu bile sandilar.Fakat yaşiyordu ve yuzunde en ufak bir aci belirtisi bile yoktu.Sozunden vaz geciyormusun diye sorduklarinda verdigi tek bir cevap vardi "En el-hakk".Mansur sozunden vaz gecmiyordu artik destekciside cok azalmişti.Karar verildi Mansur idam edilecekti ve bu siradan bir idam olmayacakti. kolay ölmemeliydi.
Mansur idam edilecegi yere goturulurken halk onu taşlamaya başladi fakat Mansur buna tebessumle karsilik veriyordu.O hala kotulugu iyilikle yenmeye çalisiyordu.Idam edilecegi yere getirildi ama once işkence edilmeliydi ki bir daha kimse kendini tanri ilan etmesin haa birde yonetim sarsilmasin.
Mansur'un elleri ayaklari baglandi ve ara ara gelip işkence edilmeye başlandi fakat Mansur'da bir aci belirtisi yoktu.Iskencenin ucuncu gununde cellatlar gelip eline çivi çaktiklarinda Mansur kahkahalarla guluyordu acidan zevk alir gibi bir hali vardi.Son sozlerini soyledi ve cellatlari icin af diledi(hakikaten o affi kimden diledi kendinden mi?)ardindan Hallac-i Mansur un idami gerceklestirildi.Sokratesten 1300 yil sonra tipki sokrates gibi oda öldurulmustu.O donemde siyaset ugruna infaz edildi 1000 yil sonra halen daha siyasi dusunceler ugruna infaz ediliyor.(soz meclisten disari yanlis anlasilmasin)