Ahmed Çelebi'nin eğitim hayatına dair detaylı bir bilgi günümüze ulaşmamakla beraber kendisinin "Hezarfen Ahmed Çelebi" olarak anılması bilgeliğinden dolayı olmuştur. "Hezar" Farsça kökenli bir kelime olup "1000" anlamı taşımaktadır. Dolayısıyla "Hezarfen" binfenli veya bilimli anlamını taşımaktadır. Çevresinden de öğrenildiği üzere Çelebi'nin, bilgi seviyesinin oldukça yüksek olduğu ve fen bilimleri ile ilgilenmiş olduğu anlaşılmıştır. Bunun yanında kendi uçuş planı için Türk alimi İsmail Cevheri'nin ve Leonardo Da Vinci'nin çalışmaları üzerine kendisini geliştirmiştir.
Hezarfen Ahmed Çelebi, ilk önce İsmail Cevheri'nin başarısızlıkla sonuçlanan uçuş çalışmasını çok detaylı bir şekilde incelemiştir. Bunun yanında kuşların uçuşlarını takip etmiş ve kendisinin hazırlamış olduğu yapay kanatların dayanıklılık derecesini görebilmek için Okmeydanı’nda bir takım testler yapmıştır. Çelebi, lodoslu bir havada Galata Kulesi'nden hazırlamış olduğu kuş kanatlarına benzer bir ekipmanı takıp kendisini boşluğa bırakmış ve uçarak Üsküdar'a inmeyi başarmıştır. İki bölge arasındaki 3358 metrelik mesafeyi uçarak başarıyla geçmiş ve böylece Türk havacılık tarihinin en önemli isimlerinden birisi olmuştur. Hezarfen Ahmed Çelebi'nin bu çalışması tarihte sadece Evliya Çelebi'nin "Seyahatname" adlı eserinde bulunmaktadır. Ayrıca Çelebi, başarılı uçuş çalışmasından sonra IV. Murad tarafından bir kese akçe ile ödüllendirilmiş olsa da bir süre sonra Çelebi'nin bu cesareti tehlike unsuru olarak görülmüş ve Cezayir'e sürgün gönderilmiştir.
"İptida, Okmeydan'ın minberi üzere, rüzgar şiddetinden kartal kanatları ile sekiz, dokuz kere havada pervaz ederek talim etmiştir. Badehu Sultan Murad Han Sarayburnu'nda Sinan Paşa köşkünden temaşa ederken, Galata Kulesi'nin taa zirve-i belasından lodos rüzgarı ile uçarak, Üsküdar'da Doğancılar meydanına inmiştir. Sonra Murad Han, kendisine bir kese altın ihsan ederek: "Bu adam pek havf edilecek (korkulacak) bir ademdir. Her ne murad ederse, elinden geliyor. Böyle kimselerin bekası caiz değil!"