Nazileşme, Almanya'da 1933 - 1945 yılları arasında iktidarda olan Adolf Hitler liderdiğindeki Nazi Partisi'nin ana ideolojisidir.
Adolf Hitler, gençlik döneminden beri antisemitik düşünce yapısını benimsemeye başlamıştı. Almanya'nın ekonomik bozukluğunun, I. Dünya Savaşı'nı kaybetmesinin faturasını zihnen Yahudilere kesmiş durumdaydı. Yahudilerin toplum içerisindeki yükselişi ve birlikleri Adolf Hitler'e göre Almanya'nın önündeki en büyük engeldi. Adolf Hitler, Almanya'nın tek kurtuluşunun Yahudiler'i feshetmek hatta katletmek olduğuna inanıyordu. Ve Adolf Hitler bu düşüncesini Nazileşme ideolojisi altında halka da benimsetecekti.
Hitler'in idaresi altındaki yıllarda, Adolf Hitler “ Nazilik bilincini iyice oturtmuş ve Almanya’yı Versay antlaşmasının silahlanma kısıtlamalarından da kurtarmıştı. Sansürler iyice artmış hayatın her karesini kaplamıştı. Basın, filmler, radyo, kitaplar ve hatta sanat bile sansür altındaydı. Hitler sendikaları da kapattı ve yerlerini merkezileşmiş işçi cepheleri aldı ki bu işçi cepheleri gerçekte sendikalar gibi işlemiyordu. Kiliseler baskı altında tutuldu ve Nazi karşıtı vaaz veren papazlar sıklıkla Gestapo tarafından tutuklandı ve toplama kamplarına gönderildi.
Tüm gençlik kurumları dağıtıldı ve Hitler’in gençlik organizasyonu başlığı altında yeniden düzenlendi. Yahudilere gitgide daha fazla zulmediliyordu ve toplumdan dışlandırılıyorlardı. Eylül 1935 Nüremburg yasaları altında Yahudiler artık Alman vatandaşı sayılmıyordu ve bu nedenle artık yasal hiçbir hakları yoktu. Artık Yahudiler halk ofislerinde, sivil hizmette, medyada, çiftçilikte, öğretmenlikte çalışamıyorlardı ve daha da fazlası tıp veya kanun uygulamaları da yasaklanmıştı. Yahudi düşmanlığı gitgide Almanlar arasında artmıştı hatta bazı dükkânlar Yahudileri müşteri olarak bile kabul etmiyordu. Hitler'e göre, Yahudiler artık son çare olarak sistematik bir şekilde soykırıma uğramalıydı. Nitekim Hitler, SS subaylarını özel olarak eğitti, toplama kamplarının sayısını artırdı ve holokost'u gerçekleştirdi.
Bu dönemde Hitler Alman ekonomisini savaşa doğru sürüklüyordu. Hitler, Dr. Hjalmar Schact’ı ekonomi bakanı olarak atadı ve gizlice silah üretimini artırması yönünde emirler verdi. Çeşitli yollarla finans buldu, fonlara el konuldu, banknotlar bastırıldı ve en çok da hükümet bonosu ve krediler üretildi.
1936 Eylülünde Goering, Schact’ın 4 yıllık ekonomi ve enstitü planı hazırlama görevlerinin çoğunu devraldı. Bu 4 yıllık planın amacı Almanya’nın 4 yıl boyunca kendi kendine yetebilmesi içindi. Bu plan hazırlığı Almanya’yı tamamen savaş ekonomisine soktu ve ithalatı, materyal fiyatlarını, maaşları ve gerekli savaş materyallerini üretecek fabrika kurulumu ve endüstriyel atölyeleri sıkı kontrol altına almaya zorladı. Bu materyaller, sentetik lastik, yakıt ve çelik gibi materyallerdi. İşçiler düşük maaşlarla çalıştırılıyordu ve bir işten diğer işe geçmeleri çok kısıtlı şartlar altında oluyordu. İşçilerin mola süreleri bile sıkı denetim altında tutuluyordu. Hitler adli gücü eline geçirdiğinden beri, artık Alman yasaları bizzat kendisiydi.
Nazi rejimine için uygun olmayan herhangi bir yargı hemen eleniyordu. Bu dönemde “ özel mahkeme” ve insanların mahkemesi” olarak 2 mahkeme tanıtıldı. Özel mahkeme politik suçlar içindi, insanların mahkemesi ise ihanet suçlamaları içindi. Bu iki mahkeme de Nazi Partisi kontrolü altındaydı ve bu mahkemelerde adil yargıların verilmesi pek mümkün değildi.
Adolf Hitler'in Nazileşme İdeolojisinin gelişiminde propaganda bakanı Josseph Goebbels'in de etkisi çok büyük olmuştur. Joseph Goebbels bir hitabet dahisi olarak tüm dünyaca kabul edilmiş bir kişidir ve halkı ateşleme konusunda muazzam bir yetenektir. Nazi ideolojisinin çok doğru bir ideoloji ve yükseliş formulü olduğunu tüm halka benimsetmiştir. Günümüzde Joseph Goebbels'in konuşmaları hitabet dersi olarak dinletilmektedir.