Kadavra, bir canlının yaşamsal fonksiyonlarını tamamen kaybettikten sonra vücudunun tıbbi ve eğitim araştırmalarda incelenmek için muhafaza edilmesidir. Dünyada kadavra parçalanarak, insan vücudunun gizemleri çözülmeye çalışılmaktadır. Kadavra incelemeleri her zaman doğru sonuçlar sunmayabilir. Çünkü incelenen kadavralar, yaşamları süresince birçok hasar görüp, hastalıklardan dolayı yıpranmış hale gelmektedirler. Bu hastalık ve çeşitli darbeler ve hastalıklarla yıpranmış olan organlar çoğu zaman kesin sonuçlar ve veriler vermemektedir.
Öncelikle kadavra üzerinde otopsi denilen tıbbi bir uygulama gerçekleştirilir. Bu uygulamada kişinin ölüm nedeni, ölümden önceki psikolojik ve biyolojik olayları araştırılarak insan vücudunun gizemleri çözülmeye çalışılmaktadır. Özellikle günümüzde otopsi yapılarak, ölüm nedeni belli olmayan kişilerin üzerinde incelemeler yapılarak ölüm sebebi ortaya çıkarılmaktadır. Ülkemizde özellikle tıbbi eğitimlerde kullanmak için gerekli materyal olan kadavra sorunu çok fazla dile getirilmektedir. Birçok insan ölümünden sonra denek olarak kullanılmayı kabul edip vücudunu bağışlamasına rağmen dinsel ve sosyal tabular ve inanışlar bu bağışların oranını ciddi şekilde düşürmektedir. Bu yazımızda kadavranın hazırlanışı ve kadavra kavramının hukuk alanındaki ana maddeleri nelerdir bunları inceleyeceğiz.
Ölümün gerçekleşmesinden 2 saat sonra şah damarı gibi büyük bir damardan, kan miktarına eşit formal verilir. Yani bu bileşim; 2 litre su, 2 litre formal, 2 litre alkol şeklindedir. Formal verilmesinin nedeni ise vücudun çabucak sertleşmesini sağlamaktır. Bir sonraki adım ise bedenin formal havuzuna yatırılmasıdır. Havuzda bekletilme süresi minimum 6 aydır. Bu sürenin sonunda ölü beden kadavra olarak kullanılmak için hazır hale gelmektedir.
Organ ve doku alınışı, nakli ve saklanması ile ilgili 2238 sayılı kanunun bazı ana maddeleri şunlardır;
Madde 1: Tedavi, teşhis ve bilimsel amaçlarla organ ve doku alınması, saklanması ve nakli bu kanun hükümlerine tabidir.
Madde 2: Bu kanunda sözü edilen organ ve doku deyiminden, insan organizmasını oluşturan her türlü organ ve doku ile bunların parçaları anlaşılır. Oto-greftler, saç ve deri alınması, aşılanması ve nakli ile kan transfüzyonu bu kanun hükümlerine tabi olmayıp, yürürlükte bulunan sağlık yasaları, tüzükleri, yönetmelikleri ve tıbbi deontoloji kuralları çerçevesinde gerçekleştirilir.
Madde 3: Bir bedel veya başkaca çıkar karşılığı, organ ve doku alınması ve satılması yasaktır.
Madde 4: Bilimsel istatistik ve haber niteliğindeki bilgi dağıtımı halleri ayrık olmak üzere, organ ve doku alınması ve verilmesine ilişkin her türlü reklam yasaktır.
Madde 5: 18 yaşını doldurmamış ve mümeyyiz olmayan kişilerden organ ve doku alınması yasaktır.
Madde 6: 18 yaşını doldurmuş ve mümeyyiz olan bir kişiden organ ve doku alınabilmesi için, vericinin en az 2 şahit huzurunda açık, bilinçli ve tesirden uzak olarak, önceden verilmiş yazılı ve imzalı veya en az şahit önünde sözlü olarak beyan edip, imzaladığı tutanağın bir hekim tarafından onaylanması zorunludur.
Madde 14: Kişi sağlığında vücudunun tamamını veya organ dokularını, tedavi, teşhis ve bilimsel amaçlar için bıraktığını resmi ve yazılı bir vaziyetle belirtmemiş veya bu konudaki isteğini 2 şahit huzurunda açıklamamış ise sırasıyla; ölüm anında yanında bulunan eşi, reşit çocukları, anne veya kardeşlerinden birisinin, onlar yoksa yanında bulunan herhangi bir yakının muvafakatiyle ölüden organ ve doku alınabilir. Aksine bir vasiyet veya beyan yoksa, kornea gibi ceset üzerinde bir değişiklik yapmayan dokular alınabilir. Ölü, sağlığında kendisinden ölümden sonra organ veya doku alınmasına karşı olduğunu belirtmişse organ ve doku alınamaz.
Madde 15: Bu kanuna aykırı şekilde organ ve doku alan, saklayan, aşılayan ve nakledenlerle bunların alım satımını yapanlar, alım ve satımına aracılık edenler veya bunun komisyonculuğunu yapanlar hakkında, fiil daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde iki yıldan dört yıla kadar hapis ve 50.000 liradan 100.000 liraya kadar ağır parasına hümonulur.
Ek madde: Ayrıca vücudunu ölümden sonra inceleme ve araştırma faaliyetlerinden faydalanılmak üzere vasiyet edenlerle, yataklı tedavi kurumlarında ölen veya bunların morglarına getirilen ve kimsenin sahip çıkmadığı ve adli kovuşturma ile ilgisi olmayan cesetler, aksine bir vasiyet olmadığı takdirde 6 aya kadar muhafaza edilmek ve bilimsel araştırma için kullanılmak üzere ilgili yüksek öğretim kurumlarına verilebilirler.
Kadavra terimi dediğinde sadece insan vücudu değil, hayvan vücutları da bu kavrama dahil edilir. Ülkemizde çok fazla kadavra sıkıntısı çekilmekte ve bu eksikler genellikle kimsesiz kişilerin cesetlerinden faydalanılarak giderilmektedir.