Hicaz demir yolunun yapımına 1900 yılında Şam’da başlandı. Demir yolunun yapımının başında Alman mühendis Meissner görev alıyordu. Fakat diğer demir yolunun yapımında çalışan mühendislerin arasında Türk oranı hayli fazlaydı. İşçiler, Türkler ve bölge halkından oluşmaktaydı. Projenin yapımının 4 milyon liraya tekabül edeceği düşünülmüştü. Osmanlı kısa süre sonra yapılan harcamalara yetişemeyeceğini anladı ve başka çareler bulma yoluna yöneldi. İlk olarak kredi çekilmeye çalışıldı; fakat Avrupalı devletler 4 milyon lira kadar büyük bir parayı vermeyi kabul etmediler. Ardından memur maaşları kesintiye uğradı, resmi kâğıt ve evraklar demir yoluna katkı amaçlı satıldı. Bunun yanında kartpostallar, pullar ve kurban derilerinin satışından elde edilen bütün kazanç da demir yoluna harcandı. Bunlar da yetersiz kalınca padişahın bizzat ilk bağış yaptığı “Hicaz Şimendifer Hattı İanesi” fonu oluşturuldu. Padişah ile beraber devlet adamları, bürokratlar, vilayetler, eğitim, adalet ve sağlık personellerinin yanında halk da demir yolu yapımı için bağışta bulundu. Hicaz demir yolunun yapımı bütün İslam ülkelerinde sevinçle karşılandı. Bu bölgedeki Müslüman halk bağış yaparak yapımı süren demir yoluna destek oldular. Osmanlı devleti toprakları dışında bulunan bölgelerin büyük bir kısmı, konsolosluklar aracılığıyla bağış yapmaya yönlendirildi. Tunus, Cezayir, Güney Afrika, İran, Singapur, Çin, Sudan, Kıbrıs, Fas, Mısır, Rusya, Endonezya, Amerika, İngiltere, Viyana, Fransa ve Balkan Ülkeleri gibi birçok ülke Hicaz Demir Yolu’nun yapımı için bağışta bulundular. Padişah Osmanlı tebaasında bulunan gayrimüslim vatandaşın bağışlarını kabul etmişken, Yahudilerin bağışlarını kabul etmedi. Bu duruma sebep olarak ise Padişah’ın Yahudilerin samimiyetine ve insani duygularına inanmadığı için kabul etmediği söylendi. Demir yolu yapımı 1903 yılında Amman’a, 1904 yılında Maan’a ulaştı. Osmanlı Devleti Maan’dan Akabe bölgesine ek bir hat yaparak Kızıldeniz’e çıkmak istese de İngilizler buna izin vermedi. İngilizlerin olumsuz karşılamalarının sebebi ise Osmanlıyı Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı’ndan uzak tutmak istemeleriydi. Bunun üzerine Osmanlı bu düşüncesinden vazgeçti. Ardından gelen Hayfa Demir Yolu ise 1905 yılında tamamlandı. Aynı yıl 1905 yılında demir yolu hattı Mudevvera bölgesine ulaştı. 1 Eylül 1908 yılında “Hicaz Demir Yolu Hattı” tamamlandı. Medine’ye yapılan ilk yolculuk 27 Ağustos 1908 yılında gerçekleştirildi.