Her yıl Mayıs ayının ikinci pazarında kutlanılan "Anneler Günü" birçok ülkede sayısız etkinliklere konu olmaktadır. Çok Popüler olan bu özel günün tarihine baktığımızda ise bu geleneğin çok eski tarihlere dayandığını görmekteyiz. Gelin bu dünyaca özel günün tarihine bir göz atalım.
Anneler Günü kutlamalarının tarihi, çok çok önceki dönemlere dayanmaktadır. Bu gelenek, Antik Yunanlıların Yunan mitolojisindeki tanrı ve tanrıçaların annesi olan bilinen Rhea tanrıçasının onuruna verdikleri yıllık ilkbahar festivali kutlamalarıyla başlamıştır. Ardından, Antik Romalılar da ilkbahar festivallerini İsa'nın doğumundan 250 yıl öncesinde ana tanrıça olan Kibele’nin onuruna kutlamaya başlamışlardır.
Anneler Günü kavramı, yakın çağımızda ABD'de yaşayan Anna Jarvis'in kaybettiği kendi annesi için 1908 yılında başlattığı anma günü ile başlamıştır. Anna Jarvis asıl mesleği öğretmenlik olan 1864 doğumlu ABD’li sıradan bir vatandaştır. Jarvis 1902 yılında babası ölünce annesi ile beraber ABD'nin Philadelphia eyaletinde yaşamaya ve çalışmaya başlamıştır. Jarvis, yaklaşık üç yıl sonra da 9 Mayıs 1905'de de annesini kaybetmiştir. Babası öldükten sonra sürekli annesi ile beraber yaşamasına rağmen annesi öldükten sonra ona hayatta iken gerekli ilgiyi gösteremediğine inanmış ve bunun eksikliğini çok duymuştur. Bayan Jarvis, annesinin cenazesinden iki sene sonra Mayıs'ın ikinci pazarında yani annesinin ölüm yıldönümünde arkadaşlarını evine çağırmıştır. Bu davette arkadaşlarına bu günün anneler günü olarak ülke çapında kutlanması fikrini öne sürmüş ve anneler günü ritüeli ilk olarak bu şekilde ortaya çıkmıştır.
Jarvis’in bu fikri 1914 yılında Kongrenin de onayıyla Amerika çapında bir gelenek haline gelmiştir. Jarvis’in bu fikri oldukça kabul görmüş, Amerika'nın önde gelen bir giysi tüccarı da finansal desteğini bu çalışmalarda esirgememiştir. Anneler Günü’nün ilk kez kutlanması da Jarvis'in annesinin 20 yıl süresince haftalık dini dersler verdiği Grafton'daki bir kilisede 10 Mayıs 1908'de gerçekleşmiştir. Bu kutlamaya 407 çocuk ve anneleri katılmıştır. Bayan Jarvin, her bir anneye ve çocuğa kendi annesinin en çok sevdiği çiçek olan karanfillerden birer tane hediye etmiştir. Ve o günden sonra da asaleti, şefkati ve sabrı ifade eden beyaz karanfil Amerika'da anneler gününün sembolü olmuştur.
Artık sıradaki görev anneler gününü hükümete "resmi bir gün" olarak kabul ettirmektir. Bayan Jarvis tarihte tek bir kişi tarafından gerçekleştirilmiş olan en başarılı mektup yazma kampanyasına imza atmıştır. Jarvis bu düşüncesini gazete patronlarından işadamlarına devlet adamlarından din adamlarına kadar kendisinin ulaşabildiği herkese ve her kesime fikrini iletmeyi başarmıştır. Onun fikri o kadar çabuk kabul görmüştür ki senato onaylamasından bile çok önce birçok bölge ve illerde anneler günü kutlamaları resmi olmadan kutlanmaya başlanmıştır. En sonunda Jarvis’in fikri 8 Mayıs 1914'te senatonun onayı ve Başkan Wilson'ın da imzası ile kabul edilmiştir. Her yıl Mayıs'ın ikinci pazarı 'Anneler Günü' olarak resmen ilan edilmiştir. Bu kutlamalar çok kısa sürede diğer ülkelere de yayılmıştır.
Ülkemizde de Anneler Günü’nün resmi kabulü Türk Kadınlar Birliği'nin özel girişimi ve önerisi ile gerçekleştirilmiştir. 1955 yılından itibaren her yıl Mayıs ayının ikinci pazar günü “Anneler Günü” olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Anna Jarvis sonunda çabalarının karşılığını almış, başlatmış olduğu kampanyasını başarı ile sonuçlandırmıştır. Fakat ne yazık ki Jarvis’in hayatı pek mutlu sonla bitmemiştir. Jarvis, oldukça yoğun çalışma temposundan evlenmeye ve çocuk sahibi olmaya fırsat bulamamıştır. Ve geçirmiş olduğu her Anneler Günü onun için bu günün acısı olmuştur.
Bu gündeki ortaya çıkan çiçek, tebrik kartı ve hediye satışlarının tavana vurması özel ve manidar günün ticari tarafı olmuştur. Jarvis bundan sonraki çalışmalarını; dini ağırlıklı bir kutlama olarak düşünüp başlatmış olduğu Anneler Gününü, bugünden ticari çıkar sağlamaya çalışanlara karşı hukuki savaş açarak geçirmiştir. Fakat Jarvis davaların hepsini kaybetmiş ve kapitalist sisteme yenilmiştir. Hayatının geri kalan yıllarını dostlarının da desteğiyle sanatoryumda geçirmiştir.
Dünyadaki bütün annelerin en azından senede bir gün mutlu olmalarını sağlamış olan Anna Jarvin ne yazık ki mutsuz ve yalnız bir şekilde 1948'de yılında 84 yaşındayken hayatını kaybetmiştir.