Ametist Taşı

    Taşlara meraklı kişilerin ve koleksiyoncuların gözdesi olan, farklı çeşitlerde ve farklı renklerde doğada bulunan bu taş iyileştirici etkisiyle diğer taşlardan ayrılmaktadır. Rengine göre değer kazanan bu cevherin bazı türleri mücevher olarak da kullanılmaktadır. Manevi dünyaya açılan bir kapı olarak da nitelendirilen Ametist genel olarak mor renkli ve menekşeyi andıran bir renge sahiptir.

    2005 yılında yapılan incelemeye göre; Antik Yunan medeniyetine ait olduğu bilinen Ametist taşının oluşumunda karışık ve yabancı atomların yer aldığı öne sürülmüştür. Isıya maruz kaldığında rengi sarıya dönen Ametist’in hava ile teması sonucu renk kayıplarına uğradığı bilinmektedir. Ametist Taşı’nın birçok renkte çeşidi vardır ve bu taşlar farklı isimlerle anılmaktadır. Özellikle Ametistin en değerli rengi, kırmızı parıltıları olan ve koyu menekşeyi andıran rengidir. Bu renkteki Ametist’e ‘Sibiryalı’ denmektedir. Bu Ametist taşı ismini cevherinin çıkarıldığı yer olan Sibirya’dan almıştır. Amerika kıtasında da oldukça fazla bulunan Ametist’in mücevher olarak kullanılacak kadar kıymetli olan cevheri Hindistan, Brezilya ve Uruguay’daki volkanik kayaçların arasındaki gaz boşluklarından çıkarılmaktadır. 

  • Ametist Cevheri’nin Dünyadaki Dağılımı

    Genel olarak Ametist cevherinin dünya’daki dağılımına bakacak olursak, Ametist’in mücevher yapımında kullanılmak üzere çıkarıldığı ülkelerden bazıları şunlardır; Brezilya, Uruguay, Bolivya, Arjantin, Zambiya, Namibya ve diğer Afrika ülkelerinin birçoğu. Ülkemizde Balıkesir- Dursunbey’de ve Erzincan ile Ordu illerimizde Ametist kaynakları olduğu bilinmektedir.                     

  • Dini ve Kültürel Anlamda “Ametist Taşı’nın” Önemi
    Ametist Taşından Bir Yüzük

    Dünyanın çeşitli ülkelerindeki, kraliyet aileleri ve soylular tarafından kullanılan Ametist’in huzur verici ve iyileştirici özelliğine inanılırdı. Ayrıca eski çağlarda din adamları ve rahipler tarafından da kıymetli olan Ametist dindarlığın sembolü olarak görülürdü. Şimdilerde bile din adamları ve baş piskoposlar Ametist taşlı yüzükler takarlar. Ayrıca etkisi ilk olarak doğuda keşfedilen bu taş, özellikle Tibet dindarları tarafından kutsal bir taş olarak görülürdü. Tarihte özellikle batı ülkelerinde Ametist kaynakları keşfedilmeden önce bu taş elmas, safir, yakut, zümrüt gibi değerli taşlardan daha kıymetli ve popülerdi.       

  • Ametist Taşının Bedensel ve Psikolojik Yararları

    Ametist taşının; özellikle alerjiye, göz hastalıklarına, baş ağrısına ve migrene karşı iyileştirici etkisi vardır. Bedende negatif elektrik yükü taşındığı için vücuttaki bu negatif elektriği atarak beynin çalışmasını hızlandırır. Bedensel olduğu kadar psikolojik etkileri de kanıtlanan Ametist’in negatif enerjiyi pozitif enerjiye dönüştürmesi için odanın veya evin herhangi bir yerinde bulunması yeterlidir. İnsanları rahatsız eden düşünceleri insan vücudundan uzaklaştırıcı ve yok edici bir etkiye sahiptir. Özellikle yaydığı enerji sayesinde insanda uyum ve denge oluşmasını sağlar. Ametist, içerisindeki renk özgürlüğü sayesinde insanları psikolojik olarak huzurlu kılar. Bu sebeple Ametist taşına ruhun taşı da denir. Kişiyi rahatsız eden düşüncelerden uzaklaştırarak yatışmasını sağlar, uykusuzluğa iyi gelir ve enerjisine odaklandığı kişide doğrudan sinir sistemini etkileyerek uyum ve denge oluşturur. Fakat ciddi kişilik sorunları olan insanlarda bir etki gözlenmemektedir.

    Eski bir Antik Yunan inanışına göre, Ametist taşının sahibi olan kişiler sarhoşluktan korunur ve ametist taşından yapılmış bir bardak kupa ve kadehten içki içenler sarhoş olmazdı.

  • Ametist Efsanesi (Tanrıça Diana’nın Mucizesi)
    Şarap Tanrısı Dionysos'un Mozaik Resmi

    Rivayete göre Antik Yunan’da şarap Tanrı’sı olan Dionysos, bir ölümlünün kendisine hakaret etmesine sinirlenir ve karşısına çıkacak ilk ölümlüden bunun intikamını alacaktır. İntikam almak için de kendisine kaplanlar yaratır ve karşısına çıkacak olan ölümlüyü bu kaplanlara yem edecektir. Tam da o sırada güzeller güzeli Ametist Tanrıça Diana’ya dua etmeye giderken kaplanlarla karşılaşır. Tanrıça Diana, Ametist’i acı çekmemesi için saf kristal kuvarstan bir heykele dönüştürerek onu korur. Bu harika heykeli gören Dionysos, öfkesinin masum bir ölümlüye verdiği zararı görünce şaraptan gözyaşları döker. Dionysos’un döktüğü bu şaraptan gözyaşları, saf kristal kuvarsa dönüşmüş Ametist’in üzerine dökülür ve kuvarsı mora dönüştürür. Böylece ametist taşı oluşmuş olur. 

İlginizi çekebilecek diğer olaylar

Biyografiler

  • Jean-Jacques Rousseau CV
    BİYOGRAFİ
  • Galileo Galilei CV
    BİYOGRAFİ
  • Sabiha Gökçen CV
    BİYOGRAFİ
  • Piri Reis CV
    BİYOGRAFİ
  • Sokrates CV
    BİYOGRAFİ
  • Ismael Zambada Garcia CV
    BİYOGRAFİ
  • Barış Manço CV
    BİYOGRAFİ
  • Karl Marx CV
    BİYOGRAFİ
  • Elvis Presley CV
    BİYOGRAFİ
  • Benjamin Franklin CV
    BİYOGRAFİ
  • Alan Turing CV
    BİYOGRAFİ
  • II. Abdülhamid CV
    BİYOGRAFİ
  • Alexander Graham Bell CV
    BİYOGRAFİ
  • Yılmaz Güney CV
    BİYOGRAFİ
  • Mao Zedong CV
    BİYOGRAFİ

Tarihiolaylar.com internet sitesinde bulunan bütün içerikler Tarihi Olaylar editörleri tarafından hazırlanmaktadır. İzin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Copyright 2024 - Tüm Hakları Saklıdır.