ebedigokboru
Sayko sözlük yazarı
En Beğenilen Yazar Sırası
:
172
Toplam Başlık Sayısı
:
2
Toplam Puanı
:
1
Toplam Giri Sayısı
:
5
Bu Ayki Puanı
:
1
En Aktif Yazar Sırası
:
173

ebedigokboru Sözlük Seceresi

  • Cengiz Han Öncesi Moğollar

    -*- Cengiz Han'ın Tarih Sahnesine Çıkışı -*-
    Arkadaşlar, '' Cengiz Han'ın Tarih Sahnesi'ne Çıkışı'' nın ilk bölümü olan '' Cengiz Han Öncesi Moğollar'' ı size aktaracağım. Yazı dizisinin devamı farklı farklı başlıklarda olacaktır, tamamen okumanız dileğiyle...

    A) Cengiz Han Öncesi Moğollar

    '' Moğolların Gizli Tarihi '' adlı 1240'lardan kaldığını düşündüğümüz anonim eser Cengiz Han'ın soyu hakkındaki efsanelerle başlar. Eserin başlangıç cümlesini oluşturan bu efsaneye göre Cengiz Han'ın soyu '' Yüce Tanrı tarafından Kut ile Yaratılmış Bozkurt '' idi: eşi ise Güzel Maral ( Alageyik .) '' idi.
    Bu sözlerle Cengiz Han'ı yücelten efsanelerin aslında geyik, alageyik ve bozkurt etrafında oluşmuş yaradılış efsanelerini birleştirdiğini ve bu efsaneler yoluyla bütün eski tarih mirasına sahip çıkılmış olduğunu görüyoruz.
    Eserin ikinci cümlesi ise, '' Onlar denizi geçerek geldiler '' şeklindedir. Birçok bilginin üzerinde düşünmüş olduğu bu iki cümle gerçekten anlamlıdır. Zira ikinci cümle ile de, Cengiz Han'ın atalarının batıdan doğuya gitmiş olduklarına işaret edilmektedir. Ancak, doğuya varmak için aşılan denizin hangi deniz veya göl olduğu konusunda farklı görüşler vardır.
    Bilindiği gibi 14. YY İlhanlı veziri ve tarihçisi Reşiddedin tarafından toplanmış olan Oğuz Destanı'nda da bu görüş tekrarlanır. Orada Oğuz Han, Tanrı'ya inanıp O'nun birliğini kabül etmeyen amca oğullarını hem yener hem de Karakum'a sürer. Oğuz, Onlara her zaman Kaygılı olunuz anlamında '' Muval '' diye ad verir.

    Kısacası, Reşiddedin'de ki Oğuz Destanı'na göre Oğuz'un amca oğulları Oğuz Evladından ve Türkistan'dan ayrılır, doğuya giderler ve orada Moğol olurlar. Diğer bir deyişle, hem Moğolların Gizli Tarihinde hem Reşideddin'de Türk ve Moğolların tarihlerinin birbirinden keskin hatlarla ayrılamayacağı vurgulanmış olur. Kimin Moğol, kimin Türk olduğu konusu da bu görüşler çerçevesinde yeniden ele alınarak eserin değişik bölümlerinde şu sözlerle açıklanır:
    1) Oğuz Boyları
    2) Türklerden olup bugün kendilerine Moğol denilen, ama aslında Moğol olmayanlar
    3) Yukarıda zikri geçenler gibi ancak yakın zamanlarda Moğol adını alanlar. Bunların halkı çok boyları da sayısızdı. Bilinenlerin adı burada verilmiştir. Bunlar Kerait, Nayman, Öngüt, Tankut, Bekrin, Kırkızlar'dı.
    4) Eskiden de Moğol olarak bilinenler
    a- Turkan-i Moğol yani Moğolların Türkler'i. Bunlar Dobun Bayan ve Alan Goa'dan önce yaşamış ve Ergenekon'a gitmiş olan Nüküz ve Kıyan'ın neslinden gelen Törülki'lerdir.
    b- Nirün yani asil ve saf kan olanlar yani Alan Goa'nın neslinden gelenler.
    Gerçekten de tarihin daha önceki ki devirlerinde boy ve toplulukları bugünki '' Milliyet '' anlayışımız çerçevesinde birbirinden ayırmak zordur. Bu erken devirlerde daha Moğol adı bile yoktur. Moğol Adı, Bir siyasi birliğin adı olarak, 12. YY'da ortaya çıkmıştır. Bu gün Moğol bilim adamları;
    '' Cengiz Han adı büyük bir fatihin ismi olmaktan öte, Moğollara milli ve kültürel kimliklerini kazandıran kişilerdir. Moğolların devlet, Uygur Yazısı esasında geliştirilmiş olan bir yazı ve İkh Yasa ( Yüce Yasa ) denilen ilk anayasalarının sahibi yapan O'dur. En önemlisi de o tarihten itibaren Moğol boylarının tek bir milli kimlik içerisinde birleşmiş olmalarıdır '' demektedirler.

    Cengiz Han öncesi dönemlerde biz, anca Proto-Moğollar'dan söz edebiliriz. İleride Moğolları oluşturacak boylarla Türkler'in tarihi iç içedir. Muhakkak ki, Hun İmparatorluğu içinde Moğolca konuşan boylar vardı. Tabgaçlar'ın arasında da, genelde Siyenbi dediğimiz Proto-Moğolların bulunduğunu biliyoruz. Avarları da Moğollar ataları olarak görürler.
    Orhun Yazıtları'nda Proto-Moğol boylarından Şiğvey ( Shih-wei ) şeklinde söz edilir. Bazı Proto-Moğollar ise, Tatar olarak bilinir. Ancak Tatar dediğimiz zaman da gene tek bir dil ve milliyet söz konusu değildir. Bazı tekrarlar Türkçe konuşmuşlardır. 10 - 12. YY'lara damgasını vurmuş ve bu gün Çin'in adını Rusça'da '' Kitay '' olarak anılmasına katkıda bulunmuş Kitan/Kitahlar ( Çidan < Ch'i-tan ) da bir Proto-Moğol halktı. Kuzey Çin'de Liao adında bir sülale kuran Kitan/Kitaylar, Uygurlarla çok sıkı ilişkilerde bulunmuşlardır. Hatta Kitay İmparatoriçeleri'nin geldiği soy, aslında Uygurlar'a dayanmaktadır. Kitanlar, Uygur Tüccarlara da özel ilgi göstermişer ve ayrıcalıklar da vermişlerdir.

    1124 Yılında Liao Sülalesi'nin yıkılması üzerine bir kısım Kitan/Kitaylar Batı'ya gitmişler ve Orta Asya'da liderleri Yelü Daşı idaresinde Karahitaylar Devleti'ni kurmuşlardır. Bütün bu siyasi birlikler 1206'da kurulan Cengiz Han Devleti'nin iradesi altına girmişlerdir.
    ( Kaynak: Genel Türk Tarihi Ansiklopedisi, Cilt 5, Sayfa 24-25-26
    0 2
  • Bir Big Mac İçin Türk'ün 3 saat 52 dk Çalışması Gerekirken Finlandiyalının 16 dk Çalışması

    Bugün Milliyet'te gördüğüm bir haberdir. Financial Times'ın araştırmasına göre Türkiye'de asgari ücretli bir çalışanın Big Mac alabilmesi için 3 saat 52 dakika çalışması gerekirken bir asgari ücretli Finlandiya vatandaşının aynı Big Mac'i ülkesinde yemesi için 16 dk çalışması yeterli.
    Bu haberden çıkarılması gereken şudur. Dünya'da Big Mac Balance denilen birşey vardır yani Big Mac dengesi. Ülkelerin ekonomisi vatandaşlarının Big Mac alabilme kapasitesine göre ölçülür çünkü Mc Donald's fiyatlandırmayı ilgili ülkenin Satın alma gücü partiseine göre düzenlemektedir.
    Sonuç şudur ki bir Danimarkalının satın alma gücü, bir Türk'e göre yaklaşık 15 kat daha yüksektir.

    Şimdi o ekonomimiz süper, çok güçlü bir devletiz diyen arkadaşlara bir çift sözüm var. Biz 3 tarafı denizlerle çevrili, iklimi hem tarıma hem hayvancılığa elverişli, yer altı kaynakları olan (bor, volfran) olan bir ülkeyken Allah'ın Danimarka'sı Kuzey'e yakın elverişsiz bir iklimde bu seviyede bir ekonomiye sahip olabiliyor ve biz hala kendimizi iyiyiz diye uyutuyorsak milletçe geri zekalıyız.

    Ben sanayileşememeyi, tarımı göz ardı etmeyi, İsrail'den tek kullanımlık tohum almayı, domates kökü ithal etmeyi kendime yediremiyorum. Adam çölün ortasında bir tohumdan 8 kök çıkaracak tohumu geliştirirken ben maksimum bursada bir tohumdan 4 kök çıkartabiliyorsam, ülke ortalaması da 2 kök ise biz milletçe geri zekalıyız.

    Biz hala sanayileşemiyorsak, aselsan mühendislerimize bile sahip çıkamıyorsak, suikast soruşturmalarının üstünün örtülmesine izin veriyorsak, dünyanın ufak ama değerli ürün ithalatından para kazandığı bir dönemde biz hala ağır sanayi ihraç etmeye çalışıp, devletçe teknolojiye yatırım yapamıyorsak biz milletçe geri zekalıyız.

    Kusura bakmayın...
    0 3
  1. Yeni Konu Ekleme

    Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.

  2. Arama Butonu

    Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.