katana
samuray ve ötesi
En Beğenilen Yazar Sırası
:
42
Toplam Başlık Sayısı
:
9
Toplam Puanı
:
16
Toplam Giri Sayısı
:
28
Bu Ayki Puanı
:
0
En Aktif Yazar Sırası
:
43
Shell Shock Hali
luzinmayrilicin
Konu ilginizi çektiyse eğer 4 partlık şu videolar tavsiye edilir
10 Kasım'da bile Atatürk'e hakaret edenler
insearchofsunrise
Bizim milletimiz Ramazan'da oruç tutmasa da bile iftardan önce yemek yemez, öğle yemeklerini gizli gizli yerdi. Aç birisi görür de canı çeker diye restorantlarda içeride otururdu. Müslüman… Devamını Oku.. olmayan bile ibadet edene saygı duyardı, bayramını kutlardı. Şimdi görüyorum ki Atatürk'ü aşağılayanlar birçok insanın yasta olduğu bugünde bile propagandalarına devam ediyor. Hala Atatürk'e özlem duyan insanları aşağılayıcı Atatürk'e hakaret edici yorumlar yaparak inananları en hassas gününde provoke ediyor. Gerçekten ne kadar saygısız bir millet olduk biz? Herşeyi bırakın burada Atatürk'e sayanların düşüncelerini çürütecek binlerce şey yazabilirim ama onu da bırakın bugün bile saygı göstermeyi düşünemediniz mi? Bugün bile mi kutuplaşmamız gerekirdi? Ne hale geldik bir geri adım atıp da bir bakın, bir düşünün.... Daralt
fransız devrimi
DonQuixote
devrime kadar olan süreçte birçok ekonomik ve sosyal gelişme yaşanmıştı. Ancien Regime'in (eski krallık rejiminin) mutlakiyetçi, baskıcı ve feodallere tanıdığı ayrıcalıklar halkın tepkisine yol açmış ve geri dönülemez bir süreci başlatmıştır. giderek güçlenen, siyasal alanda söz hakkı olmayan ve söz sahibi olmak isteyen burjuvazi ise bu geri dönülemez süreci hızlandırmıştı. feodalite karşısında halkın en alt kesimlerine göre daha örgütlü olan burjuvazi, feodallere karşı verilen mücadele de önder sınıf olarak öne çıkmıştı. tabii halkında desteğini arkasına alıp, bu dağınık halk yığınlarını örgütlü bir güç haline getirmesi sadece fikren değil somut olarakta güçlenmesini sağlamıştı.
bu süreci hızlandıran ve kitleleri yönlendirme de muazzam rol oynayan bir diğer olay ise aydınlanma felsefesinin hızla yaygınlaşması ve fransız düşünürlerde de vücut bulmasıdır. rousseau ve voltaire gibi devrime müthiş teorik katkılarda bulunan filozoflar aklın ve bilimin, bireysel ve toplumsal hakların her şeyden üstün tutulması gerektiğini savunuyorlardı. bu ilkelerle birlikte hızla eşitlik, özgürlük ve milliyetçilik düşünceleri güç kazandı.
burada ek olarak, amerikan bağımsızlık savaşının başarıya ulaşması ve ardından amerikan bağımsızlık bildirgesi gibi temel insan haklarının esas alındığı bir bildirgenin yayınlanmasının da ciddi katkısı vardır.
bu kısım da devrim öncesi fransanın sosyal durumuyla ilgili kısımdı.
bundan sonrasında devrimin gelişini vs. yazacağım. aslında ayrı ayrı yazmak istemiyordum ama hem okunma zorluğu olmaması açısından hemde bazı kişisel problemlerimden ötürü böyle yapmak mecburiyetindeyim. keyifli okumalar. Daralt
Batı Mı Daha Medeni Doğu Mu Daha Geri
sinemismis
Tarihi incelediğimizde medeniyetin doğuda başladığını bilmeyen yoktur. medeniyet derken yanlış anlaşılmasın ilim-bilim medeniyetini kastediyorum. sümerlerde yazının başlamasıyla beraber mezopotamya bölgesinde islam dini gelene kadar oldukça büyük bilimsel ilerlemeler kaydedilmiştir. İ… Devamını Oku.. slam dininin etkisiyle beraber İbni sina gibi bir tıp biliminin babasının dahi engellendiği tarih kitaplarında yazmaktadır. tarihimizdeki osmanlı devleti de keza aynı şekilde bir takım bilimsel ve sanatsal gelişmelere kendini kapatmıştır. (portrenin bile günah sayıldığı dönemler) şuandaki doğuya gelecek olursak sonuç çocuk yaştaki kızların evlendirilmesinden, kadınların taşlanmasına kadar yaşam dışı uygulamaların olduğu, 7/24 uyuşturucu kullanıp da 250 grama ve paraya bu kadar tamah eden şuanda başka bir millet yoktur demekten kendimi alamıyorum.
Şimdi gel gelelim batıya... dünyada katliamları, sömürgeciliği, dini kullanmayı başlatan bir toplum olarak yayılan batı şimdi dünyanın medeniyet ekolü haline bürünmüştür. Bürünmüştür demeyelim haksızlık olması medeniyet kavramına ev sahipliği yapmıştır. gel gelelim bunun sebebine, kimse batıya sütten çıkmış ak kaşık demiyor yanlış anlaşılmasın. çünkü bu sözlükte muhafazakar arkadaşlarımında olduğunu biliyorum hemen saldırı pozisyonuna geçecekler o yüzden kimsenin savunmasını yapmadığımı belirtmek isyorum. tekrar konuya dönmem gerekirse de bu medeniyet beşiği batının, haçlı seferlerinden başladığı, kızıl derili soykırımlarına , afrika ülkelerindeki misyonerlik faaliyetlerindeyken kölelik sistemi oluşturmaya, yahudi kıyımlarından kendilerine ait olmayan topraklara hüküm sürmeye kadar adaletsizliğin dibine vurmuş olsalar da bu toplum reform ve rönesansla kendini aştı. dini kullanmak isteyene sen dur bakalım dedi, krala seni ben seçtim ben yönetirim dedi, ben savaşlardan dersimi aldım geçmiş geçmişte kaldı demeyi bildi. Bugün ateist oranı fazla ülkeler ile gelişmişlik düzeyi en yüksek olan ülkeler arasındaki doğru orantı olmasının apaçık sebeplerinden birisidir belki bu. insan haklarının en çok korunduğu ülkeler arasında batı ülkeleri yer alır. neden mi çok açık söyleyim biz hala sakız orucu bozar mı diye kendini din alimi gibi tanıtan adamlara her yıl aynı soruyu sorup defalarca kendimizi gelişteremedik ya, kütüphane sayımız hala aynı yerinde sayıyor ya, bu zamana kadar 2 tane nobel ödüllü alan kişi çıkarabildik ya, biz hala medeniyeti batıdan mı öğreneceğiniz dedik ya, türk, kürt, laz, alevi dedik diye insanların alnına kara lekeyi bastık ya...
İşte bu yüzden sen yerinde bile kalmadın sen geriye gittin gidiyorsun... doğudaki zenginin parasını bile batının medeniyeti yiyor. neden mi çünkü doğulu parayı medeniyet sanıyor. şimdi karar sizin batı mı daha medeni doğu mu daha geri.... Daralt
james watt
sotarih
Gemi işleten zengin bir baba ve kültürlü bir annenin oğlu olarak dünyaya gelen James; çocukken sık hastalandığı için okula devamlı gidememiş, evde annesi tarafından eğitilmiştir. 17 yaşında iken annesini kaybetmiş ve babasının işleri kötüleşmiştir. Londra'ya bir seneliğine ölçüm aletleri yapımını öğ… Devamını Oku.. renmeye giden Watt, Glasgow'a dönüp bu mesleği icra etmek istemişti. Fakat 7 sene çıraklık yapma zorunluluğundan, İskoçya'da başka bir ölçüm aletleri yapımcısı olmamasına rağmen, Demirciler Locası tarafından başvurusu reddedilmiştir.
Watt bu durumdan, kendisine Glasgow Üniversitesi'nde atölye öneren profesörler tarafından kurtulmuş, fizikçi ve kimyacı olan profesör Joseph Black kendisine hocalık etmiştir. Atölyenin açılmasından 4 sene sonra Watt buhar gücü üzerinde çalışmaya başlamış daha önce hiç görmemiş olmasına rağmen bir prototip yapmaya çalışmıştı. 1765'de Thomas Newcomenın yaptığı bir model üzerinde uğraşarak buhar makinesini çalıştırmayı başardı. Thomas Newcomen buhar makinesini bulan kişidir James Watt ise sadece onu sanayi'de kullanılacak biçime çevirmiştir.
1767'de kuzeni Margaret Miller ile evlenmiş ve 6 çocuk sahibi olmuştur.
Tam kapsamlı bir buhar makinesi geliştirmeye çalışan Watt'a Carron Demir İşleri şirketinin kurucusu Joh Roebuck maddi olarak destek olmuştur. Hemen başarılı olmayan tasarım maddi sıkıntıya düşünce Watt 8 sene anketçilik yapmıştır. Roebuck iflas edince, Matthew Boulton patent haklarını satın almış ve Watt ile 25 yıl sürecek başarılı bir ortaklığa imza atmıştır.
Birmingham Merkez Kütüphanesi önündeki Watt'a ait heykel
Sonunda 1776'da başarı ile üretilen buhar makineleri ticarî olarak satılmaya başlamış ve çoğunlukla madenlerden suyu pompalamak için talep edilmiştir. Geniş kullanımı, Boulton'un önerisi ile ileri-geri hareketin Watt tarafından dönüş hareketine çevrilmesiyle başlamıştır. Sonraki 6 yıl içinde tasarımda çeşitli iyileştirmelerde bulunan Watt, gücü kontrol etmek için valf ve buhar basınç göstergesi eklemiştir. Bu gelişmeler ile Heathfield'in buhar makinesinden 5 kat daha verimli bir makine ortaya çıkmıştır.
1794'te Boulton ve Watts şirketini kuran ortaklar, sadece buhar makinesi üretmeye yöneldiler. 1824'te şirket 1164 buhar makinesi üretmişti. Boulton başarılı bir iş adamı olduğunu kanıtladı ve her ikisi de zengin oldular.
1800'de patent ve ortaklık sonra erince Watt emekliliğe çekilmiş; şirketi oğullarına devir etmişlerlerdir. Emekliliğinde değişik icatlara devam eden Watt, teleskop ile mesafe ölçümü, mektup kopyalama cihazı, yağ lâmbasında iyileştirmeler, buhar merdanesi ve heykel kopyalama cihazı geliştirmiştir.
İkinci eşi ile Almanya, İskoçya ve Fransa'yı gezmiş ve Galler'de bir malikâne alarak restore etmiştir.
Kaynak : http://tr.wikipedia.org/wiki/James_Watt Daralt
Tarihi Olaylar Şikayet
luzinmayrilicin
Demirtaş-Lavrov Görüşmesi
luzinmayrilicin
1979 İran İslam Devrimi
luzinmayrilicin
Zerdüşlük’ten İslamiyet’e İran geçen 20. Yüzyıla kadar birçok devletin egemenliğinde olmuştur. Fakat 20. Yüzyılın tüm dünyayı etkileyip İran’ı etkilememesi olmazdı tabi. 17. Yüzyıldan 20. Yüzyıla kadar olan sürede batı’nın reform, rönesans ve sanayi devrimi ile gelişip değişen dünyası anca… Devamını Oku.. gelmişti kaçar hanedanına. Tabi bu arada 20. Yüzyılın başlarındaki osmanlı imparatorluğunun sona yaklaştığını es geçmemek gerek. Özellikle sanayi devrimiyle beraber emperyalizm sistemi baş göstermiş, ülkelerin doğal rezervleri oldukça önemli bir konu haline gelmişti. Bununla beraber de tarih sahnesinde ‘great game’ya da ‘büyük oyun’ olarak anılan strateji oynanmaya başlandı.
Neydi bu Great Game, başta İngiltere (Büyük Britanya) ve Çarlık Rusya olmakla beraber, Almanya ve Fransa arasında Osmanlı İmparatorluğu toprakları, Orta Asya ve Uzak Doğu ülkelerinin topraklarını elde etme çabasıydı. Bunu da sanayi devrimine bağlayacak olursak değerli topraklara sahip olan ortadoğu emperyalist güçlerin en sevdiği pastası oluverdi. Bu pastanın bütün dilimlerinde pay sahibi olmak isteyen devletlerce ortadoğu’nun bitmek bilmeyen çilesi başlamış oluyordu.
Peki bu durum iran’ını yani dönemin kaçar hanedanı’nı nasıl mı etkiledi? 20. Yüzyılın başlarında zaten bir otorite boşluğu ve yönetimsel sıkıntıları olan kaçar hanedanında kırsal bölgelerde hala feodal bir yapı hüküm sürerken kentlerde ise küçük ama tehlikeli burjuvazi hava vardı. Bu grubun içinde mollalar, ulemalar ve çarşı esnafı olarak adlandırılan gruplar kendi içlerinde bir anda örgütlenip tehlike yaratabiliyorlardı.
Ortadoğu’da kıymetli topraklara sahip olan fakat yönetim yapısı aşure gibi olan kaçar hanedanı’nda yanı iran’da büyük oyun’un oyuncuları teker teker devreye girmeye başladı. Ülkede petrol rezervlerinin olduğu 1900’lerin başında öğrenilince ne oldu dersiniz ülke isyandan geçilmez oldu. Koskoca pers krallığının torunları bu duruma dayanamıyor ülkenin yönetiminde bu kadar sıkıntının yaşanmasına akıl almıyordu.
Size en basit bulmacayı söylüyorum bir bölgede petrol varsa halayın başını kim çeker dersiniz? tabiki de Büyük Sömürü Krallığı (İngiltere)...
Çünkü neydi emperyalizm sömürmekti...batı onu çok iyi bilirdi... Daralt
1979 İran İslam Devrimi
luzinmayrilicin
Bölüm 1: zerdüştlük'ten islam'a:
Bundan 2500 yıl öncesinde bölgedeki önemli güç olan Persler,… Devamını Oku.. Akamanış Hanedanı'nı kurucusu Büyük Kirüs zamanında oldukça parlak yıllar yaşıyorlardı. Buna bir de Büyük Kirus’un MÖ 539 yılında, Babillileri yenmesi eklenince persler giderek devleşiyordu. Bu da yetmiyor Büyük kirus'un Babil halkı için "adalet, merhamet ve yüce gönüllülük ile muamele etmeye kararlı" olarak sunduğu anıt yazısı tarihe damgasını vuruyordu. Sebebi ise bu anıt yazının günümüzün en eski ‘insan hakları sözleşmesi’ olarak kabul görmesiydi.
Günümüzdeki İran halkı Büyük Kirus’un varisleri olarak sadece medeniyet çatışması yaşayan ve petrol zengini bir ülke olarak görülmekten de oldukça rahatsız. Çünkü bu denli büyük bir imparatorluğun soyu olmak bunu gerektirirdi. İnsanlığa, bilime ve edebiyata katkılarının dünya tarafından hatırlanmaması ve onların kültür çatışması yaşayan bir devlet olarak görülmesi kimi olsa rahatsız ederdi zaten.
Her ne ise bu dünyanın sultan süleymana’a da kalmadığı gibi Büyük Kirus’a da kalmadığı görüldü. Ve bölge işgallere doyamadı. Buradaki işgallerin kronolojik geçişlere (tobkz: iran ) veya http://www.tarihiolaylar.com/ulkeler/iran-136 buradan bakabilirsiniz.
Bunlar işin devlet boyutlarıydı. Asıl önemli konu ise tarihten beri süre gelen insanın maneviyatı idi. Bu maneviyat duygusu özünde din duygusu da... Persler zamanında bölgede Zerdüştlük hakim olmuştu, hatta persler Zerdüştlüğü resmi din olarak kabul etmişti. Fakat Zerdüştlükten sonra da Emevilerle beraber M.S. 630'larda Müslüman Arap akınlarının olduğu bölge islam dini ile bütünleşmeye başladı... Daralt