malcolm
my name is x
En Beğenilen Yazar Sırası
:
4
Toplam Başlık Sayısı
:
34
Toplam Puanı
:
286
Toplam Giri Sayısı
:
264
Bu Ayki Puanı
:
26
En Aktif Yazar Sırası
:
4
ilkler
malcolm
ilkler
malcolm
Özgecan Aslan'ın Katili Ahmet Suphi Altındöken Öldürüldü
malcolm
Obamanin libya aciklamasi
malcolm
Amerikan başkanı, Libya'ya müdahaleyi savunsa da, ama halihazırda Libya'da durumu çok kötü olarak niteledi.
Obama, ayrıca 2008'de yaşanan mali buhrandan ve Amerika'da yaşanan iktisadi düşüşten kurtulmanın da başkanlık döneminde Beyaz Saray için en büyük kazanım olarak niteledi.
Amerikan başkanı Obama'nın Libya konusunda yaptığı bu açıklama ilk değil ve daha önce de, geçen yıl Eylül ayında BM'lerde yaptığı konuşmada, Libya'ya müdahaleyi eleştirmiş ve ''koalisyonumuz Libya'da oluşan iktidar boşluğunu doldurabilirdi ve bunun için daha fazla çaba gösterebilirdi'' demişti.
yuuh arkadas bu nasil bi rahatlik ya
Hallac-ı Mansur
malcolm
Mansur cok buyuk bir din adami ve filozoftu(bu ikisinin birlesmesi cok zordur).Mansurun bagdatta cok sayida seveni vardi insanlar sıklıkla ona sorular sormaya bilgi edinmeye fikir almaya gelirdi fakat seveni kadar sevmeyenide vardi hatta bunlarin arasinda eski hocasi bile vardi belki ondan daha populer oldugu icin bir kiskanclikla ona dusman olmustu belkide gercekten onun yanlis dusundugunu dusunuyordu. bilemeyiz.
Mansur sıklıkla icindeki kotulugu tartiyordu onu nasil yenebilecegini dusunuyordu.Bu kadar dusunurken cilginca şeylerde yapiyordu ornegin;
Yaninda siyah bir kopekle bagdat sokaklarinda dolasir olmustu ki bu o donemin bagdat i icin gercekten delilikti kopegi goren insanlar tiksintiyle kaçisiyordu.Ordaki muslumanlara gore kopek necis hayvandi. bir musluman heleki Mansur gibi bir din adami nasil yaninda kopekle dolasabilirdi . kopege nasil dokunabilirdi Mansuru sevmeyenler hemen bunu pazar yerlerinde dukkanlarda konusmaya baslamisti ama onemi yoktu sevenleri halen cok daha gucluydu.Zaten Mansur da bunlara zerre aldiris etmiyordu o benim kara kopegim o benim icimdeki kotuluk eger ben ona tasma takmazsam o bana tasmayi takar diyordu.Ve kara kopegini yanindan ayirmiyordu.Kara kopegi seviyordu yemegini onunla paylasiyordu icindeki kotulugu sevgiyle yenmeye çalisiyordu.Oylede oldu kotuluk mansura boyun egmisti mansur otur dedigi zaman oturuyor yuvarlan dedigi zaman yuvarlamiyordu artik o Mansura degil Mansur ona emir veriyordu.
Mansur icindeki kotulugu yendiginden emin olduktan sonra Bagdattan ayrilmaya karar verdi artik ulke ulke gezip Allah a inanmayan insanlara Allah'i anlatacakti.Her seyini birakip şehri terk etti.Bir cok ulke gezdi cokça çesit insanla tanişti zerdustu,budisti bir cok insanla gorustu, konuştu,tartisti ve bunu yaparken karşidakine saldirircasina konusmuyordu hayir dediklerinin hepsii yanlis bu bu bu sebepten demiyordu.Cunku o artik kotulugu nasil yenebilicegini ogrenmisti kotuluk onun uzerine yuruyerek yenilmiyordu tam aksine daha cok alevleniyordu kotulugu yenmenin tek yolu sevgiydi bu kendinde işe yaramisti baska insanlardada yariyabilirdi.Insanlarin dediklerini elestirmeden kendi dusuncesini paylasiyordu ve bunu oyle bi kibarlikla yapiyordu ki insanlar ona hayran kaliyordu ve zamanla onun etkisinde kalip kotulugu yeniyorlardi.Tanistigi bir cok insan Allah'a inanmisti ama Mansur inanmayanlardanda umidi kesmiyordu onlarla iletisimini bitirmiyordu onlarla mektuplasmalara devam ediyordu.
Mansur onlarca ulke gezdikten sonra tekrar Bagdat a dondugunde bir hayli degismisti hem daha bilge hem daha yaşli bir adam olmuştu yalniz degisen tek sey mansur degildi Bagdatta degismisti ilmin şehri bagdat o gun dev bir siyasi karmaşanin icindeydi ilmin şehri kavganin dovuşun şehrine donusmustu(suan oldugu gibi).Bastaki yonetim sallaniyordu onu devirmek isteyen baska bir gurup vardi ve ikisinin cekismesi cokca ilim adaminin öldurulmesine sebep olmustu. Bagdat siyasete kurban gitmisti ve bu siyasete kurban giden yalnizca şehir olmayacakti.
Mansur siyasete hic karismadi o talebelerini yetistirmeye ve gezdigi ulkelerde edindigi zerdüşt ve budist arkadaslariyla mektuplasmaya devam ediyordu.Bir gun Mansur'a gelen mektuplardan biri icinde cok carpici bir soru iceriyordu.
"Tamam tanri vardir tamam iyi ve guzel olan herşeyi o yaratmistir.Peki kotuluk?"
Hallac-i Mansur bu mektuptan sonra tekrar dusuncelere daldi.Tanrinin varligindan hic suphesi yoktu.Kainati o yaratmisti bizi o yaratmisti ama kotulugu? kotulugu kim yaratmisti.Tanri iyiydi kotulugu o yaratmis olamazdi ,yoksa olabilir miydi?
Mansur bu sorularin icinde boguluyordu.Ve en sonunda sorunun cevabini bulmustu.Tanri iyilikti ve iyilik olan her yerdeydi.Insanin icindeki iyilikte tanriydi.Tanri insana kendinden bir parca vermisti ve bunu kotuluge galip getirip getirememeyi insanin eline birakmisti.
Mansur dusuncelerini şu sozlerle aciklamisti;
"Halkta olan hak unsuru dolayisiyla hak hak la aynidir"
"Ben Hakk'im zira ben hicbir zaman Hakk la hak olmaktan vazgecmedim"
"Seninle benim aramda ilahlik ve Rabblik farki yoktur.Ey ben olan O ve ben O' yum.Zamandaslik ve ezelilik bir yana benim benligim ve senin O'lugun arasinda hicbir fark yoktur"
Iste simdi yonetimi kaybetmek uzere olanlarin eline firsat gecmisti.Simdi dikkatleri baska yone cekme zamaniydi.Din adami gorunumlu ve halkin tamaminin cok iyi tanidigi bir insan kendini tanri ilan etmisti.Bu adami cezalandirmak halkin dikkatini baska yone cekebilirdi.Zaten soylenene gore Mansur zerduştlerle mektuplasir olmustu.
Emir verildi ve Mansur'un evi basildi. Harikaaa evden mektuplarda cikmisti artik halka buda kanit olarak gosterilecekti.Mansur gezdigi ulkelerde zerduştlerin etkisi altinda kaldi zaten bunun dedeside zerdusttu denilecekti.Hemen Mansur'u yakalayip hapse attilar.Fakat Hallac-i Mansur'un hala seveni coktu.Hala insanlar ona soru sormaya gidiyordu.Zaten hapishanede olmakta Mansur icin bir fark yaratmiyordu yine sabah aksam namaz kilip dusunmekle meşguldu hatta artik bunlari yapacak daha fazla zamani oluyordu.Tabiki onun dusmanlari bundan şikayetciydi hala insanlar onu gormeye nasil giderdi yahu adam en el-hakk(ben tanriyim) dedi.Ve bu adama hapis cezasi mi bu bir şakami tez vakitte başi vurulmaliydi.Evet yonetim yine insanlarin gozune girmeyi basaramamisti insanlar yine yoneticilerden sikayet ediyordu.Ne yapilmasi gerektigini halifeye sorduklarinda halife "onu ya öldurun yada enel hak sozunden vaz gecene kadar sopalayin" dedi.
Mansur halkin ortasinda kirbaclanmaya başladi fakat Mansur dan ufacik bir ses bile cikmiyordu hatta oyleki öldugunu bile sandilar.Fakat yaşiyordu ve yuzunde en ufak bir aci belirtisi bile yoktu.Sozunden vaz geciyormusun diye sorduklarinda verdigi tek bir cevap vardi "En el-hakk".Mansur sozunden vaz gecmiyordu artik destekciside cok azalmişti.Karar verildi Mansur idam edilecekti ve bu siradan bir idam olmayacakti. kolay ölmemeliydi.
Mansur idam edilecegi yere goturulurken halk onu taşlamaya başladi fakat Mansur buna tebessumle karsilik veriyordu.O hala kotulugu iyilikle yenmeye çalisiyordu.Idam edilecegi yere getirildi ama once işkence edilmeliydi ki bir daha kimse kendini tanri ilan etmesin haa birde yonetim sarsilmasin.
Mansur'un elleri ayaklari baglandi ve ara ara gelip işkence edilmeye başlandi fakat Mansur'da bir aci belirtisi yoktu.Iskencenin ucuncu gununde cellatlar gelip eline çivi çaktiklarinda Mansur kahkahalarla guluyordu acidan zevk alir gibi bir hali vardi.Son sozlerini soyledi ve cellatlari icin af diledi(hakikaten o affi kimden diledi kendinden mi?)ardindan Hallac-i Mansur un idami gerceklestirildi.Sokratesten 1300 yil sonra tipki sokrates gibi oda öldurulmustu.O donemde siyaset ugruna infaz edildi 1000 yil sonra halen daha siyasi dusunceler ugruna infaz ediliyor.(soz meclisten disari yanlis anlasilmasin)
ismet inonu vs mustafa kemal
malcolm
ismet inonu vs mustafa kemal
malcolm
"Son seneleri Atatürk’ün çok zor olmuştu. Gece alkol tesiriyle alınan teşebbüsleri ertesi gün iptal etmek bir eski âdetimizdi. Son senelerde bu âdet kalkmaya başladı. Hele nihayete doğru, (1936-37 vuzuh ile hatırladığım seneler) gece arzu veya teşebbüs ettiği bir işi ertesi gün tamamen sakin ve tamam iken de iltizam ve takip etmeye başladı. Sıhhatinde ve alkolün tesiratında bu tebeddülü fark ettiğim andan itibaren korkum çok artti."
Tarih:1938 (mustafa kemal ölmeden 4 ay once)
Yer:Ankara(anadolu kulubu)
Mustafa Kemal ile inonunun son kavgasi resmen bir bar kavgasiydi.Evet yanlis duymadiniz son derece trajikomik bir hadise. bunu soyledigim icin bana kizan insanlar olabilir ama olay aynen şoyleydi.
Not:Anadolu kulubu 1926 da mustafa kemalin istedigi uzerine kurulmuş olup siyasetcilerin alkol alip kagit oynadigi bir eglence mekanidir.
Kilic Ali hatiratlarinda soyle yazar;
M.K-Kulübe çıkalım. Birkaç briç partisi yaparız.
(Önde Mustafa Kemal ile İnönü, arkada Kılıç Ali ve diğerleri)
Asansör ancak ikisini alabilecek durumdadir
Atatürk'ün yüzü çatık, İsmet Paşa ise şaşkın
(Oyun salonuna değil de yemek yenen bölüme doğru yürüyor Mustafa Kemal)
M.K-Sofra geniş tutulsun. Sen Salih!.. Başvekile (Celal Bayar) telefon et, hemen gelsin. Bulabildiğin vekil arkadaşları da çağır.
(İsmet Paşa ayakta)
M.K.-Buyurunuz!..
Kılıç Ali düşünüyor:
-Daha bir dakika önce asansöre binerken imrenilecek kadar samimiydiler. O kadar kısa süre içinde aralarında nasıl bir konuşma geçti ki, Atatürk bu kadar öfkelendi?..
İsmet Paşa'nın yüzüne bakmıyor Mustafa Kemal
İnönü ise büyük bir sessizlik içinde.
Son derece üzgün olduğu her halinden belli.
Bu sırada Salih Bozok geliyor:
-Celal Beyefendi'ye emirlerinizi ilettim.
Salih B.-Çalışıyorlarmış, yarım saate kadar geleceklerini söylediler.
Atatürk, yüz ifadesini değiştirmeden:
M.K.-Başka?
Salih B.-Recep Peker ve Nuri Conker'e telefon ettim, geliyorlar.
(o gune kadar asla inonuyle toplum icinde tartismayan hep alttan alan Mustafa Kemal o gun resmen kavgaya adam topluyordu insanlarda gorsun duysun istiyordu.)
M.K.-İyi. Sofra hazırlanmıştır herhalde, geçip oturalım.
Mustafa Kemal'in bardağına rakı doldurduktan sonra, İsmet Paşa'ya doğru yönelen garsona Mustafa Kemal "Hayır!.. Ona koyma, o içmeyecek!.." der.
Kılıç Ali'nin zihni:
"Değil İsmet Paşa'ya, kimseye yapmazdı bunu!.."
davet edilen insanlarda gelir ve Mustafa Kemal konusmaya başlar;
-Kalk İsmet Paşa!.. Asansörde söylediklerini şimdi burada tekrarla!..
(Ismet paşa perisan bir halde)
I-Bağışlayınız. Beni İsmet Paşa yapan sizsiniz. Benim talihim bir Mustafa Kemal Atatürk bulmaktır.
M.K.-Bunları değil; asansörde konuştuklarını soruyorum!..
(Sofrayı doldurmaya başlayan davetlilerin önünde, asansördeki sözlerini tekrarlıyor)
I-Lütfettiniz hatırımı sordunuz; dinlenmenin bana yaradığını söylemek iltifatında bulundunuz. Ben de bana dinlenmenin size de çalışmanın yaradığını söylemek cesaretini gösterdim. Ve şunu söyledim: "Çalışırken içmiyorsunuz. Bu sağlığınıza iyi geliyor. Vazifeden ayrılmakla size faydalı olabildiğim için seviniyorum."
M.K.-Hah işte tamam! Anlatın ne demek bu!..
(inonu kotu niyetli olmadigini soylemeye çalisiyor)
M.K.-Bu değil!.. Bana söylemek istediğiniz şuydu: "Ben Başvekilken her işi sana getirmeden hallediyordum. Sen de sefa sürüyordun. Şimdi ben yokum, Başvekilin Celal Bey her işi sana getiriyor. Sen de çalışmak mecburiyetinde kalıyorsun." Söylemek istediğin bu değil miydi, İsmet Paşa!.. İşte şimdi bir kadeh içkiden de oldun!.. Sen başvekil olsan yorulmazmışım da, Celal Bayar başvekilliğinde yoruluyormuşum. Yakışır mı bu sözler bunca sene başvekillik yapmış İsmet Paşa'ya!.
--------------------------------------------------
Inonunun soyledigi bana dinlenmek size çalismak yaramiş ne demek; bu laf iki anlama cikan bir laf;
1-Ben basbakanken her işi ben yapiyordum sen bisey yapmiyordun şimdi Celal gecti o tembel mecburen sen calismak zorunda kaliyosun(ki hakkaten Celal Bayar inonuye gore daha tembel bir adamdir ve Mustafa Kemal in isini agirlastirmistir)
2-Ogunlerde ikinci dersim harekati var ve bir ordu devlet işi var Mustafa Kemal hakkaten zor durumda ve cok çalisiyor inonu bunuda kast etmis olabilir
Kimine gore birinci secenegi kast etti kimine gore ikinci secenegi(şahsen ben iki oldugunu dusunuyorum) bilemeyiz fakat bildigimiz bir şey var Mustafa Kemal bu olayi birdeki gibi yorumladi.
Mustafa Kemal golu atmişti skor 1-1 idi.Inonu toplum icinde kucuk dusurulmuştu.Bir donem baskanligini yaptigi Anadolu Kulubunde 1 bardak icki bile içememişti.Fakat Inonu bunun intikamini çok farkli alicakti.
ismet inonu vs mustafa kemal
malcolm
yil:1937 yer:tren vagonu(istanbul)
Mustafa Kemal tarih kongresi icin Ankaradan Istanbula giderken yaninda Inonude vardi. Şevket Süreyya Aydemir’e göre, tren hareket ettikten bir süre sonra Mustafa kemal, “Bizi Paşa’yla yalnız bırakınız” demişti.Trendekiler sofraya gecmis inonuyle mustafa kemalin cikmasini bekliyordu. bir kac dakika sonra inonu cikti ve sofraya oturmadi ardindan mustafa kemal cikti ve "bu iş bitti" dedi.Icerde Ne konustuklarini kimse bilmiyordu fakat olaydan yillar sonra inonu hatiratinda şoyle yazmisti;
Trene girer girmez Atatürk beni yalnız yanına aldı. Akşam vuku bulan çekişmelere, hadiselere, tartışmalara kısaca işaret ederek, şimdiye kadar, beraber çalıştığımız zamanda pek çok defa kavga etmişizdir dedi. Ama bu kadar açıktan, bu kadar serti olmamıştı. Bu sebeple sizin çalışmanıza biraz aralık vermek doğru olacaktır dedi. Ben, onun bu sözünün çok isabetli olduğunu söyleyerek atılgan bir tavırla, samimi bir tavırla karşıladım. Çok müteşekkir olurum dedim. Onun üzerine derhal benim yerime getirmek istediği zatın adını söyledi. Celal Beyi getireceğim dedi. Pek münasip olacağını, isabetli olacağını söyledim. Gerçek şudur ki samimi kanaatimi söylüyordum. O günkü mevzubahis olan ve beraber çalışma devrinde en iyi seçmenin bu olacağını samimi olarak söyledim.
Artik yeni basbakan Celal Bayar idi gerginlik bitmis olmaliydi fakat henuz bitmemisti inonu daha son sozunu soylememisti.Hani demistik ya inonu hastalik gerekcesiyle istifa teklifini kabul ettirerek Mustafa Kemal'e hayatinin oyununu oynadi diye.Iste o oyun simdi başlamişti.Inonu memur hayatina burunmuştu.Banka Kuyruklarinda sira bekler ailesiyle piknige stadyuma gider olmustu.Hatta bu yaptiklariyla kendini oyle bir sevdirmisti ki insanlar onu artik gordugu yerde omuzlarina aliyordu.Zaten halka gore o Mustafa Kemal e karsi gelip kovulan adam degil devleti icin herseyini veren ve bu ugurda hasta düşen bir kahramandi.Ustelik bu kadar yuksek mevkilerden gelmis olmasina ragmen kendini halktan ayirmiyordu tam bir halk adamiydi ve Mustafa Kemal bundan son derece rahatsiz olmuştu.Ne yapmaya çalisiyor bu aklinda bir şey mi var diyordu.Mustafa Kemal e gore Inonu halkin gozune girip kendisine karsi secime girmeyi dusunuyordu. Mustafa Kemal golü yemişti.Inonu yillardir icinde bulundugu siyaseti oyle kolay birakmayacak gibi gozukuyordu.ikilinin arasi artik son derece gergindi.
ismet inonu vs mustafa kemal
malcolm
Tasavvuf, Tarikatlar ve Tek Dünya Dini
malcolm
Tasavvuf, Tarikatlar ve Tek Dünya Dini
malcolm
Tasavvuf, Tarikatlar ve Tek Dünya Dini
malcolm
Tasavvuf, Tarikatlar ve Tek Dünya Dini
malcolm
Yunus emre öldukten sonra Yunusun divani molla kasim adli yobaz bir din adaminin eline gecer yunusun şiirlerini okuyup okuyup ne diyo bu ne sacmaliyo bu der ve divani yirtar yirtar atar.Bir kagidi dereye bir kagidi havaya bir kagidi dereye bir kagidi havaya atar durur.bu sekilde 2000 sayfa atar 2001. sayfada yunusun şu misrasini gorur
Derviş Yunus bu sözü
Eğri büğrü söyleme
Seni sıygaya çeken
Bir Molla Kasım gelir
(molla kasim o donemde yobaz din adamlari icin kullanilan bi deyimdir)
Molla kasim o anda yunusun kerametini anlar ve o son 1000 sayfayi korur onceki salladigi sayfalardan 1000 i gokyuzune uçar kuşlarin nasibi olur.1000 i suya duser baliklarin nasibi olur.korunan 1000 i de insanlarin nasibi olur.
Molla Kasim olmayalim bu adamlarin sozlerini daha dikkatli inceleyelim ne goruyosak o demeyelim
not:dedigim gibi yazinin sadece basini okudum sonradan ne geldi ne gitti bilmiyorum
ismet inonu vs mustafa kemal
malcolm
Tasavvuf, Tarikatlar ve Tek Dünya Dini
malcolm
Siz bu yazilari allah gonderdi dediginizde ne diyo bu mal demem oyle demek istemedide demem.Yazdiklarinizda kurandan kesit ararim kuran da yazani sizin yazinizda gormeye calisirim çunku kuran'in bir zahir bir de batini yuzu vardir.Yazilarinda o batini yuzu gormeye çalisirim.Kuran herşeyi uzun uzun anlatmaz birkaç şey soyler kalanini bizim cikarmamizi bekler ornegin :
şeriat nedir?
allahin sozune uygun yonetim şekli
allahin sozu 666 sayfa peki bir devletin anayasasi kac sayfa ?
hic bir fikrim yok ama çok sayfa o halde kuran baştan aşagi devlet yonetim seklini anlatiyo olmali yoksa sadece kuran a bakip insanlar nasil anayasa cikarsin.O halde kuran ya insanlar icin indirilmiş bir kitap degil devletler icin indirilmiş bir anayasadir.Yada şeriat diye bişey yoktur.Tabiki ikiside yanliş dedigim gibi kuran in birde gorunmeyen yuzu vardir.Bazi şeyler soylenir gerisinde cikarimda bulunmamiz beklenir.Seriatta bu cikarimlarin birlesmesidir ben direk kuranda gordugum kadarini alicam dersen devletin direk yikilir.kuranda yolsuzluk yapana bu kadar ceza hirsiza bukadar katile bukadar ceza diye uzun uzun anlatmaz cikarimda bulunup onlari biz belirleriz mevlananinda orda demek istedigi net olarak bu ben bu yazilari bi yerimden uydurmadim kurani okuyarak bu sonuca vardim diyo.
Niye duz oldugu gibi soylemiyolar diyosunuz.
kuran bile duz cumlelerden olusmuyo. Allah bile herkese hitap eden kitabini oldugu gibi soylememiski bu adamlar soylesin.sen ben gibi siradan adamlar degil bu adamlar hitap ettigi kitlede sen ben degil bunu anlayacak kapasitede adamlar.sen kuran i okudugunda ademi cennete koyduk elma yedi dunyaya attik diye okuyamazsin cunku ordaki cennet cennet degildir orda cennet dedigi dunyadaki olaganustu guzellikteki bi yerdir bu benzetmedir.
1-cennete giren bidaha cikamaz
2-cennette yasak olmaz elma ne ayak
kelimelerin iç yuzu dedim tarihten ornek vericem.
Kanuni'nin Fransuva'ya yazdigi mektup:
Ben ki Sultanlar Sultanı, Hakanlar Hakanı, Hükümdarlara taç veren, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Azerbaycan'ın ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve nice memleketlerin Sultanı ve Padişahı Sultan Beyazıd Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman'ım. Sen ki Fransa viyaletinin Kralı Fransuva'sın.
Gordugunuz gibi allahin yer yuzundeki golgesiyim demiş.Ben hayatim boyunca kanuni kendi tanriligini ilan etmiş diyen bir tarihci gormedim cunku burdaki cumleyi hic bir tarihci duz okumaz.Allahin yer yuzundeki golgesiyim şu anlama gelir Allah her insana kendinden bir parça vermiştir bunu biliyoruz. bu cumlede bundan dolayi soylenir.
Eger bu cumleleri gordugunuz gibi okursak biteriz iş icinden cikilmaz bir hal alir bakin mesela mevlana nin şirk koştugunu iddia ettiniz
kanuni de sirk kosmuş oldu
"egemenlik kayitsiz şartsiz milletindir"
bu soz kimin mustafa kemal ataturk
egemenlik ne demek?
egemenlik=hukum
kuranda ne yazar hukum ancak allahindir
ee ataturkte yandi kuranda yazani degistirmiş :))haydaaa şenlik çikti(buraya bi alkiş emojisi istiyorum)
padisahlar halkindan bahsederken kullarim der peki bu kul kelimesini niye kullanirlar kendilerini tanri mi gorduler hayir kul tabi,insan vs. demektir.Buna kalkip padisahlar kendini tanri gormus diyemeyiz dersek ne olur.
ataturk gitti,padisahlar gitti,din adamlarinin hepsi gitti, ee ne kaldi?
haydaaaa ne aşagilik bi soyumuz varmiş :))oha o degilde boyle dusununce cok fantastik oldu biraz ugrassak bizde yunan tanrilari misir tanrilari gibi tanrilara sahip olabiliriz.
Zihin Kontrolü
malcolm
kendi kendine sinirlenip millete atarlanmanda cok iyi :))
Zihin Kontrolü
malcolm
azerbaycan-ermenistan çatışması
malcolm
ismet inonu vs mustafa kemal
malcolm
1937 de bir tartismasada nyon konferansinda cikti italya nin ispanya limanlarini tacizleriyle ilgili yapilan konferansta tevfik rustu aras hem inonunun hem mustafa kemalin talimatlarini uygulamaya calisiyordu fakat bir gun iki talimat birbiriyle çatisti inonun mussolininin ne yapicagini kestirebilmek icin gene ihtiyatli davraniyordu tevfik rustu aras mustafa kemali dinledi inonu bunada bozuldu.
diger bir tartisma ataturk orman çiftligine yapilacak bira fabrikasiyla ilgiliydi inonu yapilmamasi gerektigini savunmustu fakat mustafa kemal ciftligin muduruyle konustuktan sonra yapilabilicegine karar verdi hatta bunun devlet eliyle yapilmasini gerektigini dusundu istanbuldaki bomonti raki fabrikasinida devletin almasi gerektigini dusunmustu inonu buna siddetle karsi cikmisti sebebi inonunun cok dindar bi adam olmasi felan degil inonunun karisinin agabeyinin bir raki fabrikasi vardi ona sekte vurulucakti ve o gun yemekte şu konusma gerceklesti.
i- Ne oldu paşam size? Eskiden böyle değildiniz. Artık emirlerinizi hep sofradan mı alacağız? Aramıza Kara Tahsinler giriyor. Konuşmamıza meydan vermiyorlar
m.k.-(yanindakilere) Yahu İsmet Paşa’ya ne olmuş, kendisini çok asabi görüyorum
(mustafa kemal olay buyumesin diye sofrayi erkenden dagitti)
Gece olaysız kapanmıştı ama konuklar gittikten sonra olanları, Salih Bozok’la birlikte köşkte kalan Kılıç Ali şöyle anlatmıştı:
“Önce Atatürk’ün sesi duyuldu: ‘Neydi o sofradaki afra tafranız Paşa Hazretleri? Ne demek istediğinizi açıkça söyleyin bakalım!’ İsmet Paşa, çok yavaş sesle konuşuyordu. Dediklerini iyice duyamıyordum. Tek tük kulağıma ‘hükümet işleri’, ‘azarlanmak’ gibi kelimeler çarpıyordu. Atatürk’ün sesi tekrar yükseldi: ‘Ne demek hükümet azası? Ya benim Devlet Reisi olarak görevim nedir? Yaaa! Demek öyle! Siz bildiğiniz gibi işleri yürüteceksiniz, ben de sizin işlerinizin mühürcübaşısı olacağım! Öyle mi? Sen böyle mi anlıyorsun Başvekilliği? Böyle mi memleket idare edeceksin? Başvekil demek layüsel (dokunulmaz) demek değildir. Elbette yaptığı işler tenkit edilecek. Tenkit edeceklerin en başında da ben geliyorum! Beğenmediklerimi söyleyeceğim, düzelteceksiniz. Sizin göreviniz bu.’ Yine İsmet Paşa konuşmaya başladı. Hükümeti savunmaya çalıştığını anlayabiliyordum. Atatürk on dakika kadar kendisini dinledi, sonra: ‘Siz yorulmuşsunuz Paşa!... Sinirleriniz bozulmuş!.. Yalnız sinirleriniz olsa yine de zarar vermez ama düşünce selametini de kaybetmişsiniz! Acele dinlenmeğe ihtiyacınız var! Size izin veriyorum, yerinize kimin vekâlet edeceğini yarın ajanstan öğrenirsiniz!’...”
bu ne demek sen bi hicsin ismet seni istedigim gibi gorevden alirim yerine gececek adamida herkes gibi gazateden ogrenirsin.Evet baktiginiz zaman buda padisahlik gibi :)
ismet inonu kim ne derse desin zeki bi adamdi boyle kovulmak prestijini sarsicaginda doktordan iki haftalik bi izin ardindan saglik sorunlarindan oturu isten ayrilmak teklifini sundu boylece halk hem gerginligi fark etmiyecek hemde inonu nun prestiji sarsilmayacakti iki taraf icin avatajli gibi gozuksede inonu mustafa kemale hayatinin oyununu oynamisti. Salih Bozok, mustafa kemali uyandırmış ve teklifi iletmişti. mustafa kemal önce, “Hadi ya! Sofrada poz üstüne poz atıyordu. Neden amana düştü bakalım!” demiş ama sonra teklifi kabul etmişti.
ismet inonu vs mustafa kemal
malcolm
cevap:cunku inonu zayifti secilmesini sagliyan sey buydu mustafa kemale karsi gelemezdi bizde bunu liderler hep yapar halkin sevdigi guclu bir lider yanina silik bir adam alir ve tek guc olur sistem padisahlikla ayni tek fark halk secer. sadrazamanin(basbakan) yine fazla bir gucu yoktur asil adam istedigini indirir istedigi yuceltir.Ama bu silik adamlar en sonunda itaat etmekten vazgecer peki neden? cunku yillardir basbakandir yillardir ikinci adamdir. ama ikinci adam oldugunu zamanla unutur cunku surekli etrafinda onun kemik atmasini bekleyen yalakalari vardir onu yuceltirler heleki buna bide avrat etkisi eklenirse artik o ulkedeki siyasi duzenin tamamen degisme zamani gelmis demektir. kendine ben basbakanim o cumhurbaskani bana karismaya hakki yok demeye baslar ve birinci adami karsisina alir.Ona artik ezik olmadigini gostermenin zamani gelmistir buda monarjiyle aynidir zaman zaman vezirler krallarin yerine gecmek ister ama eger basarili olamazlarsa kelle uçacagi icin monarşik yonetimlerde bu daha az gorulur.Her neyse artik konuya giriyorum.
Mustafa Kemal ve Inonu birbirlerinden cok farklilardi bunu inonunun su sozuyle daha iyi anliyabiliriz "ben bir iste yuzde 10 risk gorsem o işe girmem Paşa bir iste yuzde 10 şans gorse o işe girerdi"Farkli gorusler iyidir ama çatisma olmadigi surece Inonuyle Mustafa Kemal farkli dusunen insanlardi ve bu onlar icin iyiydi ta ki çatismalar baslayana kadar peki bu çatismalar neden cikti ?
cevap:ilk catisma kagit fabrikasi tartismasindan cikti inonu kagit fabrikasinin devlet tarafindan yapilmasi gerektigini dusunuyodu mustafa Kemal de ozellestirilmesi gerektigini . daha sonraki tartismalar ise şu sebepten inonunun karisinin agabeyinin istanbulda buyuk bir alkol fabrikasi vardi Mustafa Kemal Istanbula baska bir alkol fabrikasi icin yabanci bir sirketle anlasti.Inonu bunu istemiyordu cunku karisi istemiyordu ve karisi artik yavas yavas onu dolduruyodu yalakalarininda destegiyle inonu kendini bisey sanmaya başladi.Ve o gun ilk çıkışı gerceklestirdi.
yil:1932 yer :Yalova
Mustafa Kemal çevresindeki bir kac kisiyi yemege cagirdi tabiki inonude yemege davetliydi yemek saati 20:00 oldugunda inonu hala gelmemisti Mustafa Kemal yemegi bekletti basbakan gelmeden baslanmazdi beklediler beklediler saat 21:00 oldugunda inonu hala ortalikta yoktu.Mustafa Kemal misafirlerini daha fazla ac birakmak istemedi ve yemegi baslatti yemekler yendi sohbetler edildi inonu hala ortalikta yoktu.Saat 23:00 oldugunda Inonu sonunda gelmisti.Gelmisti gelmesine ama hic kimseye selam vermeden kimsenin yuzune bile bakmadan kendi icin ayrilan yere oturdu gazatesini acti ve okumaya basladi.Herkes şaşirmişti durduk yere inonu neden boyle yapmisti ki.Mustafa Kemal ortami yumusatmak icin sordu;
M.K.-Ne okuyorsunuz o kadar dikkatle, bizim dizbagi nişanini mi (dizbagi nişani mustafa kemale ingilizlerin vericegi oduldur o gun amerikan medyasinda bu odulun mustafa kemali verilecegi yazilmistir)
i-dizbagi nişani mi oda ne(kucumseyerek) iyi ama bunu size neden vereceklermiş
M.K.=Bunu en iyi sizin bilmeniz gerek ingiliz milleti beni severde ondan
(Inonu kucumseyici bir edayla gulup omuz silker)
M.K.=evet beni severler ve bunu lloyd George yi dusurmek suretiyle ispat etmistir.
i=o meselenin harici siyasetle hicbir ilgisi yoktur lloyd george basinda bulundugu koalisyon hukumetin partileri arasindaki ihtilaf sonucu dusmustur.
M.K.= Ya, bu ihtilafın tam Dumlupınar Zaferi üzerine çıkışına ve Avam Kamarası’nda Lloyd George’a yapılan hücumlarda en çok Türkiye’ye karşı takip ettiği düşmanca politika üstünde duruluşuna ne dersiniz?
inonu cevap vermemisti bunun uzerine mustafa kemal yemegi sonlandirdi
Bu olaydan sonra mustafa kemal inonun kalbini bir mektupla geri aldi mektupta sunlar yaziyodu:
“İsmet büyük adamsın, hassas olduğun kadar his veren adamsın. Sen benim sözlerimi okurken gözlerin yaşarmış. Ya ben seni okurken hıçkırıklarla ağladığımı söylesem inanır mısın? Bu duygularımı sofrada değil, kimsenin yanında değil, yatak odama çekildikten sonra mahremimle yazıyorum. Sen beni muhakkak çok seviyorsun. Ya ben seni!?”
bu mektuptan sonra bi sure duruldular ama 1936 da yeni bir mevzu patlak verdi onuda sonra anlaticam cok uzun oldu