malcolm
my name is x
En Beğenilen Yazar Sırası
:
4
Toplam Başlık Sayısı
:
34
Toplam Puanı
:
286
Toplam Giri Sayısı
:
264
Bu Ayki Puanı
:
26
En Aktif Yazar Sırası
:
4
ii. Abdulhamid siyaseti
malcolm
Abdulhamid le 2.wilhelm birbirlerine hediyeler gonderir o arada alman imparatoru 2.wilhelm abdulhamide kuduse gelmek istedigini soyler abdulhamidte tamam der.
lakin wilhelm almanyada propaganda yapmaya baslar ben kuduse atla giricem ben kudus fatihiyim diye soylemlerde bulunur. o donemde bi şehre atla girmek demek o şehrin fatihi olmak demektir. abdulhamid atla giremezsin derse dostlugu bozucagindan wilhelmle kuduse dogru yola cikarken hemen kuduse haber yollar ve yolu yikin yerine araba yolu yapin der wilhelm geldiginde arabadan inip ata binmek icin hazirlik yaparken askerler wilhelm e padisahimiz sizin icin araba yolu yapti der wilhelmde yok illede ata binicem derse bu sefer kendi dostlugu bozucagindan ata binemez.
munevver ayasli beyrutta babasi osmanli valisi alman okulunda okurken abdulhamid beyruda kiz okulu yapar.munevver ayasli o okula gecer ama hocalarin ve mudure halide edip adivarin avrupali gibi suslenme merakindan babasina beni alman okuluna geri gonder yoksa okulu birakirim der ve tekrar alman okuluna doner yani abdulhamid ne kadar biseyler yapmak istesede elinde kadro yok.
ilk tiyatro ilk denizalti ve devrin en buyuk arkeoloji muzesini acmistir halen daha ulkenin en buyugudur
abdulhamid mekke şerifi şerif huseyini ingilizler kandirmasin diye arabistandan cagirir gel bogazda otur der ve yali verir şerif huseyinin arabistana gitmesine asla izin vermez abdulhamide darbe yapilip basina itiihat teraki gectiginde serif huseyin beni gonderin arabistana der ittihatcilar gonderir ve hemen ingilizler yanina gidip onu kandirirlar seni arabistan krali yapalim oglun abdullahi urdun krali yapalim obur oglun faysali irak krali yapalim derler ve isyan baslar
enver pasa darbe yapmak icin geldiginde abdulhamid in arnavut ordusu komutani izin verin onlarin istanbula girmesine izin vermiyeyim der abdulhamid izin verse enver pasanin ordusu istanbula dahi giremiyeceklerini bilmesine ragmen(ki enver pasanin ordusu çapulcu ordusudur ermeni koylulerden felan olusur) bana ahir zamanda musluman kani doktu derler korkusuyla izin vermez ve darbe gerceklesir
abdulhamide darbe yapildiktan sonra canakkale savasi zamaninda talat pasa abdulhamidin yanina gelir ve istanbulu bosaltma karari aldiklarini ingilizlerin canakkale duserse istanbula gireceklerini soyler. devletin basini bursaya tasiyacaklarini ve abdulhamitinte konyaya gidicegini soylemek icin yanina gelir abdulhamid benim burdan ancak ölum cikar size tavsiyem istanbulu bosaltmayin burdan 1 kez cikarsak birdaha geri donemeyiz sonra ben atalarimin yuzune nasil bakarim der ve cikmaktan vazgecilir.Eger cikilsaydi muhtemelem çanakkale gecilmisti hic bir asker o moralle savasamaz.
Ve abdulhamid in yaptigi en zekice sey şehzadeyken asla gorusunu belirtmez sessiz sakin icine kapaniktir sadece kutuphanede takilir onun basa gecmesinide bu sessizligi saglar onu basa gecirenler bu cocuk sessiz vururuz kafasina aliriz ekmegini mantigiyla basa gecmesini saglar.Ama iclerinden kendileri icin en tehlikelisini secmislerdir Abdulhamid butun avrupayi parmaginda oynatir.Ve sehzadeyken yasadigi bir olayi anlatayim donemin emniyet binasina girecegi zaman abdulhamid in soforu binanin guvenligine sehzadenin iceri girecegini soyler guvenlik padisahtan baskasini alamam der sofor icerdeki sehzade desede adam sehzade felan anlamam padisahtan baskasini tanimam der Abdulhamid soforunu cagirir tamam der uzatmayin lakin ismini alir.Ilk basta akliniza idam etmek icin ismini aldigi geldi muhtemelen fakat abdulhamid kendine bir defter olusturuyordur parayla satin alinamiyacak adamlari o deftere yaziyodur sehzadeyken kendisine kadro olusturuyodur o ismide onun icin almistir.
Abdulhamid balkanlarda hristiyanlarin birlesip isyan cikaramamasi icin elinden geleni yapmistir lakin o tahttan indirildikten sonra basa gecenler hristiyanlari birlestrip balkanlari kaybetmemize sebep olmustur.Bi kismi ortadoks bi kismi katolik bi kismi gregoryen nasil birlestiler bunu nasil yaptilar derseniz pasalarimiz sagolsunlar kiliseler yasasi cikarip onlarin birlesmesini saglamistir.
Şuam kudusun yahudilerin eline gecememesinide ii. Abdulahmid saglamistir zamaninda ruslara kuduse ortadoks kilesisi yaptirir hem ruslarla dusman olmaktan kurtulur hemde ruslar veya yahudiler kudusu sahiplenmesin diye ingilizlere ortadokslarin kilisesi var sizin neden olmasin der ingilizler seve seve kabul eder almanlara ingilizlerle ruslarin var almanlarin neden olmasin der almanlarda hemen kabul eder sonrasinda ermenilere kilise yaptirir.Suan halen daha orasi karmakarisik bi durumdadir yahudiler her firsatta kudusu baskentimiz desede hristiyanlar bunu kabul etmez ayrica hristiyanlarda kendi iclerinde birlesemez suan muslumanlar olmadan kuduste bir merdiven bile kaldiramazlar oda abdulhamid in koydugu bir kuraldir
medeniyetler tarihi
malcolm
islamiyet oncesi iran medeniyetinde bi adam cıkmiş ve ateşle konuştugunu iddia etmiş.kisa suredede fazlaca sayida mürid toplamiş.Ayrica sayisi hiç artip azalmayan hep 1000 kişi olan bide ordusu varmis.Tabi halk arasinda popularitesi hizla artmis ve dönemin iran hukumdari Gavat(Kavat) a kadar ulasmis.Gavat bu adami yanina çagirmis ve maharetini göstermesini istemiş.Buyucu ateşe seslenmiş ve ateş cevap vermiş.Gavat şok yaşamiş ve kisa sure sonra oda bu adamin muridi haline gelmis.Buyucu ne soylerse hukumdar Gavat'ta arkasinda durmuş fakat buyucunun sapkin düşünceleri varmiş ve herkesin karisi herkese helaldir gibi şeyler soylermiş.Hukumdar Gavat'ta halka buyucunun arkasinda oldugunu buyucuye katildigini gostermek icin kendi karisini buyucuyle paylaşmis.Yalniz hukumdarin oğlu zeki bi adammis ve ateşle konusulamiyicagini biliyomuş ve Buyucunun peşine adamlar takmiş.Meger olay şuymuş buyucu 1000 askerinden birini gorevlendirir asker atesin yanicagi duvarin arkasina gizli bir bölmeden gecer.Buyucu ses verdiginde asker duvarin arkasindan bagirirmiş.Gavat'in oglu babasina hadiseden bahsetmiş fakat direk buyucuye saldirmak mantikli bi yol degil cunku en nihayetinde onunda 1000 askeri var.O yuzden bi plan yapmislar buyucuye gidip demisler ki ordunu 5 er 10 kişilik guruplar halinde şu tepenin arkasina göturucez hepsine altindan zirh yaptik onlara giydiricez en son sen tepeye cikip ordan altinlar icinde ordunu goruceksin eger zirhlari burda dagitirsak halk altinlari kapmak icin saldirabilir ama 1000 kisi hazir olursa kimse cesaret edemez demisler.Zaten Gavat buyucu ne derse yaptigi icin buyucu hic işkillenmemiş.Ve cokta hosuna gitmiş tamam demiş.ordu sirayla 5 er 10 ar tepenin arkasina goturulmuş.En son buyucu goturulmus gel altindan ordunu gör demisler buyucu tepeye bi çikmiş 2000 tane ayak buyucunun butun ordusunu baş aşagi(sadece ayaklari disarda kalicak şekilde)kuma gömmüşler.Buyucuyude başi disarda kalicak sekilde gömmuşler ki ordusunun ne hale geldigini gorerek ölsün.
Suan genelde anadoluda kullanilan gavat(karisini kizini acik giydiren erkeklere derler) kelimesi burdan gelirmiş
malcolm x
malcolm
1-little malcolm
2-dertroitli kizil
3-malcolm x
4-el hacc malik şahbaz
1. donem malcolm x in cocuklugudur 2. donem hirsizligiyla detroitte populerlestigi genclik yillaridir 3. donem islami buldugu ve liderligini gosterdigi donemdir ayni zamanda en meshur oldugu donemdir.4. donemde gorusleri bir kez daha degisir ilk soy ismini aldigi donemdir.
1- MALCOLM, 19 Mayıs 1925'te Omaha'da dünyaya geldi.7 kardesten 4. suydu.Babasi siyah bi vaftiz di annesi beyazdi cunku anneannesi(siyah) bir beyaz tarafindan tecavuze ugramisti.Bu cok normaldi cunku siyah kadinlar beyazlar tarafindan sikca tecavuze ugrardi.Ku Klux Klan(irkci beyaz orgut) tarafindan babasi surekli tehtitler almaktaydi ama babasi cesur ayni zamanda heybetli(2 metre boyunda)bir adamdi yani korkudan bi koseye sinmiyecekti.Malcolm un babasi siyah birliginin ancak siyahlarim toplanip afrikaya gitmesiyle olusucagini dusunuyordu ve bu yonde konusmalarina devam etti.Malcolm un babasi sabahlari konusma yaparken geceleride uyumayip evinde silahla ailesini korumak icin beklerdi.Bir sure sonra tehtidlerden dolayi tasindilar fakat siyahlara hic bir yerde rahat yoktu.Bu sefer gittikleri yerdede Siyah Lejyon adinda siyah karsiti irkci bir orgut vardi.Malcolm 4 yasindayken Malcolm un evini yaktilar.Hic kimse ölmemisti fakat bir gece Malcolm un babasi gelmedi babasi tren in altinda kalmisti(tabiki siyah lejyon un suikastiydi).Malcolm un babasini tren raylarina baglamislardi.Suikast oldugunu herkes biliyordu fakat sucu isleyenler beyaz adamlardi tabiki hicbir sey yapilmadi.Malcolm un annesi beyazdi ve aile gecimini saglamak icin temizlikci olarak calismaya basladi (beyaz olmasi dolayisiyla calisabiliyordu).Bir gun malcolm un kardeslerinden biri okuldan cikip annesinin is yerine gitti.Patronu siyah cocugun kadinin oglu oldugunu anladi ve malcolm un annesini isten cikardi.Zaten kocasini paramparca goren kadin bir de isten cikarilinca iyice coktu ve en sonunda aklini yitirdi.Kadini akil hastanesine yatirdilar aileyi dagittilar ve her bir cocugu farkli bir aileye evlatlik verdiler.Malcolm gittigi evde cokca imkana sahipti ve okulundada basariliydi(Ayni zamanda sinif baskaniydi).Siniftaki tek siyah oydu bir gun ogretmeni buyuyunce ne olmak istedigini sordu ve Malcolm avukat cevabini verdi.Ogretmeni "avukat olup napicaksin bosver bak cok iyi parmaklarin var bence senden harika bir marangoz olur"dedi.Malcolm "hayir avukat olmak istiyorum" diyince ogretmeni "biraz gercekci ol sen bi siyahsin avukat olamazsin"dedi.Malcolm X hayatim boyunca pek cok hakarete ugradim ama o en agiriydi der.Bu olaydan sonra Malcolm un okul hayati gittikce kotuye gitti.En sonunda 13 yasinda okuldan atildi ve islah evinde yasamasina karar verildi.
yarin devam edicem
Osmanlının yıkılmasını hızlandıran şahsiyetler
malcolm
Divan Şiirleri
malcolm
Der Na’t-i Hazret-i Nebevi
Saçma ey göz eşkten gönlümdeki odlare su
Kim bu denli tutuşan odlare kılmaz çare su
Âb-gûndur günbed-i devvar rengi bilmezem
Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvare su
Zevk-i tiğinden aceb yok olsa gönlüm çak çak
Kim mürur ilen bırakır rahneler divare su
Suya versin bağ-ban gül-zarı zahmet çekmesin
Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gül-zare su
Ohşadabilmez gubarını muhharir hattına
Hame tek bakmaktan inse gözlerine kare su
Arızın yadiyhle nem-nak olsa müjganım nola
Zayi olmaz gül temennasiyle vermek hare su
Hayret ilen parmağın dişler kim etse istima
Parmağından verdiği şiddet günü Ensar’e su
Eylemiş her katreden bin bahr-i rahmet mevc-hiz
El sunup urgaç vuzu için gül-i ruhsare su
Hâk-i payine yetem der ömrlerdir muttasil
Başini taştan taşa urup gezer avare su
Zerre zerre hâk-i der-gâhina ister sala nûr
Dönmez ol der-gâhtan ger olsa pâre pâre su
Zikr-i na’tin virdini derman bilir ehl-i hatâ
Eyle kim def’-i humar için içer mey-hâre su
Yâ Habibu’llah yâ hayru’l-beşer müştâkinim
Eyle kim leb-teşneler yanip diler hemvâre su
Sensin ol bahr-i keramet kim şeb-i Mirâc’da
Şeb-nem-i feyzin yetirmiş sâbit ü seyyâre su
Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dil-i sûzânıma
Var ümîdim ebr-i ihsânın sepe ol nâre su
Yümn-i na’tinden güher olmuş Fuzûli sözleri
Ebr-i nîsandan dönen tek lü’lü-i şeh-vâre su
Hâb-i gafletten olan bîdâr olanda rûz-ı haşr
Hâb-ı hasretten dökende dîde-i bîdâre su
Umduğum oldur ki Rûz-i Haşr mahrûm olmayam
Çeşme-i vaslın vere ben teşne-i dîdâre su
Gam günü etme dil-i bîmârdan tiğin diriğ
Hayrdır vermek karanu gecede bîmâre su
İste peykânın gönül hecrinde şevkim sâkin et
Susuzum bir kez bu sahrâda benim’çün ara su
Ben lebin müştâkiyim zühhâd kevser tâlibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelir huş-yâre su
Ravza-i kûyuna her dem durmayıp eyler güzâr
Aşık olmuş gâliba ol serv-i hoş-reftare su
Su yolun ol kûydan toprağ olup tutsam gerek
Çün rakîbimdir dahi ol kûya koyman vâre su
Dest-busı arzusiyle ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağım sunun anınla yâre su
İçmek ister bölübülün kanın meger bir reng ile
Gül budağının mizâcına gire kurtare su
Tînet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme
İktida kılmış tarîk-i Ahmed-i Muhtâr’e su
Seyyid-i nev’-i beşer deryâ-yi dürr-i istifâ
Kim sepiptir mu’cizâtı âteş-i eşrâre su
Kılmak için tâze gül-zâr-i nübüvvet revnâkın
Mu’cizinden eylemiş izhâr seng-i hâre su
Mu’cizi bir bahr-i bî-pâyân imiş âlemde kim
Yetmiş andan bin bin âteş-hâne-i küffâre su
Fuzuli
Günümüz Türkçesiyle:
1. Ey gözüm, gönlümdeki ateşlere gözyaşımdan su saçma. Çünkü böyle, alev alev tutuşan ateşlere su fayda vermez.
2. Şu dönen gökyüzü kubbesinin rengi su renginde midir? Yoksa gözümden akan yaşlar mı bu dönen kub¬beyi kaplamıştır, bilemiyorum.
3. Senin kılıç gibi keskin bakışlarının zevkinden gönlüm parça parça olsa şaşılır mı? Su da akarken duvarlarda yarıklar bırakır.
4. Yaralı gönül senin ok temrenine benzeyen kirpiklerinin adını korkarak söyler. Nitekim hasta olan da suyu korkarak, sakınarak azar azar içer.
5. Bahçevan boşuna yorulmasın; gül bahçesini sele versin, mahvetsin. Çünkü bin gül bahçesini sulasa, senin yüzün gibi bir gül açılmaz.
6. Hattatın beyaz kâğıda bakmaktan, uğraşmaktan gözlerine kalem gibi kara su inse, kör olsa, yine de gubar yazısını senin yüzündeki tüylere benzetemez.
7. Güle benzeyen yanağını hatırlayınca ağlarım, kirpik¬lerim ıslansa ne zararı var? Çünkü gül elde etmek için dikene su verilirse boşa gitmez.
8. Gamlı, acılı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin bakışlarını esirgeme, karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir, sevaptır.
9. Gönül, sevgilinin ok temrenine benzeyen kirpiklerini iste; onun yokluğunda ateşini, arzunu söndür. Susuzum, bu aşk çölünde bir kez de benim için su ara.
10. Ben sevgilinin dudağına susamışım, sofular ise kevser isterler. Tıpkı sarhoşa şarap içmek, ayık olana da su içmek hoş geleceği gibi.
11. Su galiba o güzel, salınan selvi boylu güzele âşık olmuş ki, her an durmadan onun bulunduğu cennet gibi bahçede dolaşıyor.
12. Sevgilinin bulunduğu yere gitmesin diye toprak olup suyun yolunu tutmalıyım. Çünkü su da benim rakibimdir, oraya gitme-sine göz yumamam.
13. Dostlarım, eğer sevgilinin elini öpemeden, bu arzuyla ölürsem, toprağımdan testi yapıp onunla sevgiliye su verin.
14. Selvi, kumrunun yalvarışına aldırmıyor, dik başlılık ediyor. Eğer su eteğine sarılır, ayağına kapanır ve yalvarırsa, belki onu bu inatçılığından vazgeçirebilir.
15. Gülün dikenli dalı, bülbülün kanını içmek istiyor. Su, bir hile ile gül dalının damarına girer, onun isteğine göre davranırsa belki bülbülü kurtarabilir.
16. Su, Hz. Muhammed’in gösterdiği yola, Müslümanlığa uymakla temiz yaratılışını bütün dünyaya apaçık göstermiştir.
17. Hz. Muhammed insan cinsinin efendisi, seçkin incile¬rin çıktığı denizdir. Onun mucizeleri, kötülerin ateşine su serpip söndürmüştür.
18. Peygamberlik bahçesinin parlaklığını tazelemek için Hz. Muhammed’in mucizesiyle sert taş su çıkarmıştır.
19. Onun mucizeleri âlemde ucu bucağı olmayan engin bir denizdir. Bu denizden kâfirlerin binlerce tapınağını su basıp ateşlerini söndürmüştür.
20. En şiddetli, yakıcı günde parmağından Ensar’ına su verdiğini kim işitse, şaşkınlıktan parmağını ısırır.
21. Onun dostu yılan zehiri içse Âb-ı Hayat olur. Düşmanı ise su içse, içtiği su yılan zehrine döner.
22. Hz. Peygamber abdest alırken avucundaki suyu yana¬ğının gülüne vurunca, bunun her damlasından binler¬ce merhamet denizi dalgalanmıştır.
23. Su ömürler boyunca Hz. Peygamberin ayağının topra¬ğına erişeyim diye başını taştan taşa vurarak başıboş gezer, dolaşır.
24. Su, zerre zerre Peygamberin eşiğinin toprağını parlatıp nurlandırmak ister. Parça parça da olsa o eşiğe varmak isteğinden dönmez.
25. Sarhoşlar, baş ağrılarını gidermek için nasıl su içerlerse, günahkârlarda naatını dillerinden düşürmemeyi dertlerine derman bilirler.
26. Ey Tann’nın sevgilisi, insanlığın hayırlısı! Dudağı susamışlar yanıp nasıl durmadan su isterlerse, ben de seni istiyorum.
27. Sen öyle bir iyilik ve bağış denizisin ki, Miraç gecesinde bolluk ve bereketinin çiğ taneleri yıldızlara ve gezegenlere su yetiştirmiştir.
28. Türbeni tamir edip yenileyen mimara su gerekse güneşin pınarından her an çağıl çağıl berrak sular iner.
29. Cehennem korkusu yanan gönlümü üzüntü ateşleriyle doldurmuş. Bağışlama bulutunun bu ateşlere su serpip söndüreceğin-den umutlanıyorum.
30. Nisan yağmurunun büyük, değerli inciye dönüşmesi gibi, Fuzûlî’nin sözleri de senin naatının bereketinden inci olmuştur.
31. Kıyamet günü gaflet uykusundan uyandığında, ayrılık gözyaşlarını uyanık gözümü suya boğarken
32. Bu günde bağışından nasipsiz kalmayacağını, sana kavuşma pınarının yüzünü görmeye susamış olan bana, su vereceğini umu-yorum.
malcolm x
malcolm
malcolm x in genclik yillarindan bir kesit:
http://m.youtube.com/watch?v=dSOn2g2e1b0
enver paşa
malcolm
Nasıl doğranıyor baba mezarından kalk”
ulkeye tek faydasi mehmet akife şu misralari yazdirmasidir.O uc beyinsizden birisidir kendileri
sultan abdülaziz han ve turk kafasi
malcolm
18 Mart Zaferi Koca Bir Yalandır !
malcolm
akil almaz idam cezalari
malcolm
-Albert Camus-
18 Mart Zaferi Koca Bir Yalandır !
malcolm
1-sultan vahdettin mustafa kemali anadoluya kendi gondermistir bunu mustafa kemalde soyler vahdettinde kende hatiratlarinda bunu soyler.
2-osmanlida devlet hanedanin malidir olaya su donemdeki gibi bakmayin bugun bi basbakan kendi servetini artirmak icin devleti satabilir ama o donem oyle degil cunku devlet hanedanin mali yani sultan vahdettinin bir insan kendi malina isteyerek zarar verir mi? ihanet eder mi?
3-dedigim gibi bu adamin cenazesi bile kaldirilamadi parasi olmadigi icin bu adam kacarken devlet hazinesinden biseyler calamazmiydi hepsi elinin altindaydi.
4-vahdettin in sevr i imzalamasi konusu vahdettin sevr i imzalamamistir imzaliyucam ayagina ingilizleri oyalamaktaydi vahdettinin sirdaşi(padisahlarin sirdaslari olur) bizzat hatiratlarinda bunu soyler
*vahdettini iyi anlamak icin hatiratlarini okuyabilirsiniz 15-20 sayfalik bisey kalan sayfalar kayip muhtemelen o sayfalar olsaydi bi cok sey ogrenicekti kaybolmasinida ben buna bagliyorum ogrenmemiz istenmedi.(suan en sansursuz hali derin tarih dergisinin internetten bulabilirsiniz)
çiçek hastaligi
malcolm
-kizil derili atasozu-
direk aklima bu soz geldi tesekkur ederiz @insearchofsunrise
Osmanlının yıkılmasını hızlandıran şahsiyetler
malcolm
1.dunya savasinin gelicegini sezen abdulhamid almanlarla flort eder bakin flort eder diyorum kalkip direk muttefik olmaz flortunun amaci ingiliz ve fransizlarin gozunu korkutmaktir bana karsi is yaparsan bende hasmini yanima alirim.
abdulhamid le 2.wilhelm birbirlerine hediyeler gonderir o arada alman imparatoru 2.wilhelm abdulhamide kuduse gelmek istedigini soyler abdulhamidte tamam der.
lakin wilhelm almanyada propaganda yapmaya baslar ben kuduse atla giricem ben kudus fatihiyim diye soylemlerde bulunur. o donemde bi şehre atla girmek demek o şehrin fatihi olmak demektir. abdulhamid atla giremezsin derse dostlugu bozucagindan wilhelmle kuduse dogru yola cikarken hemen kuduse haber yollar ve yolu yikin yerine araba yolu yapin der wilhelm geldiginde arabadan inip ata binmek icin hazirlik yaparken askerler wilhelm e padisahimiz sizin icin araba yolu yapti der wilhelmde yok illede ata binicem derse bu sefer kendi dostlugu bozucagindan ata binemez.
munevver ayasli beyrutta babasi osmanli valisi alman okulunda okurken abdulhamid beyruda kiz okulu yapar.munevver ayasli o okula gecer ama hocalarin ve mudure halide edip adivarin avrupali gibi suslenme merakindan babasina beni alman okuluna geri gonder yoksa okulu birakirim der ve tekrar alman okuluna doner yani abdulhamid ne kadar biseyler yapmak istesede elinde kadro yok.
ilk tiyatro ilk denizalti ve devrin en buyuk arkeoloji muzesini acmistir halen daha ulkenin en buyugudur
abdulhamid mekke şerifi şerif huseyini ingilizler kandirmasin diye arabistandan cagirir gel bogazda otur der ve yali verir şerif huseyinin arabistana gitmesine asla izin vermez abdulhamide darbe yapilip basina itiihat teraki gectiginde serif huseyin beni gonderin arabistana der ittihatcilar gonderir ve hemen ingilizler yanina gidip onu kandirirlar seni arabistan krali yapalim oglun abdullahi urdun krali yapalim obur oglun faysali irak krali yapalim derler ve isyan baslar
enver pasa darbe yapmak icin geldiginde abdulhamid in arnavut ordusu komutani izin verin onlarin istanbula girmesine izin vermiyeyim der abdulhamid izin verse enver pasanin ordusu istanbula dahi giremiyeceklerini bilmesine ragmen(ki enver pasanin ordusu çapulcu ordusudur ermeni koylulerden felan olusur) bana ahir zamanda musluman kani doktu derler korkusuyla izin vermez ve darbe gerceklesir
abdulhamide darbe yapildiktan sonra canakkale savasi zamaninda talat pasa abdulhamidin yanina gelir ve istanbulu bosaltma karari aldiklarini ingilizlerin canakkale duserse istanbula gireceklerini soyler. devletin basini bursaya tasiyacaklarini ve abdulhamitinte konyaya gidicegini soylemek icin yanina gelir abdulhamid benim burdan ancak ölum cikar size tavsiyem istanbulu bosaltmayin burdan 1 kez cikarsak birdaha geri donemeyiz sonra ben atalarimin yuzune nasil bakarim der ve cikmaktan vazgecilir.eger cikilsaydi muhtemelem çanakkale gecilmisti hic bir asker o moralle savasamaz.
ve abdulhamid in yaptigi en zekice sey şehzadeyken asla gorusunu belirtmez sessiz sakin icine kapaniktir sadece kutuphanede takilir onun basa gecmesinide bu sessizligi saglar onu basa gecirenler bu cocuk sessiz vururuz kafasina aliriz ekmegini mantigiyla basa gecmesini saglar.ama iclerinden kendileri icin en tehlikelisini secmislerdir abdulhamid butun avrupayi parmaginda oynatir.ve sehzadeyken yasadigi bir olayi anlatayim donemin emniyet binasina girecegi zaman abdulhamid in soforu binanin guvenligine sehzadenin iceri girecegini soyler guvenlik padisahtan baskasini alamam der sofor icerdeki sehzade desede adam sehzade felan anlamam padisahtan baskasini tanimam der abdulhamid soforunu cagirir tamam der uzatmayin lakin ismini alir.ilk basta akliniza idam etmek icin ismini aldigi geldi muhtemelen fakat abdulhamid kendine bir defter olusturuyordur parayla satin alinamiyacak adamlari o deftere yaziyodur sehzadeyken kendisine kadro olusturuyodur o ismide onun icin almistir.
abdulhamid balkanlarda hristiyanlarin birlesip isyan cikaramamasi icin elinden geleni yapmistir lakin o tahttan indirildikten sonra basa gecenler hristiyanlari birlestrip balkanlari kaybetmemize sebep olmustur.bi kismi ortadoks bi kismi katolik bi kismi gregoryen nasil birlestiler bunu nasil yaptilar derseniz pasalarimiz sagolsunlar kiliseler yasasi cikarip onlarin birlesmesini saglamistir.
şuam kudusun yahudilerin eline gecememesinide ii. abdulahmid saglamistir zamaninda ruslara kuduse ortadoks kilesisi yaptirir hem ruslarla dusman olmaktan kurtulur hemde ruslar veya yahudiler kudusu sahiplenmesin diye ingilizlere ortadokslarin kilisesi var sizin neden olmasin der ingilizler seve seve kabul eder almanlara ingilizlerle ruslarin var almanlarin neden olmasin der almanlarda hemen kabul eder sonrasinda ermenilere kilise yaptirir.suan halen daha orasi karmakarisik bi durumdadir yahudiler her firsatta kudusu baskentimiz desede hristiyanlar bunu kabul etmez ayrica hristiyanlarda kendi iclerinde birlesemez suan muslumanlar olmadan kuduste bir merdiven bile kaldiramazlar oda abdulhamid in koydugu bir kuraldir
Osmanlının yıkılmasını hızlandıran şahsiyetler
malcolm
ismet inonu vs mustafa kemal
malcolm
cevap:cunku inonu zayifti secilmesini sagliyan sey buydu mustafa kemale karsi gelemezdi bizde bunu liderler hep yapar halkin sevdigi guclu bir lider yanina silik bir adam alir ve tek guc olur sistem padisahlikla ayni tek fark halk secer. sadrazamanin(basbakan) yine fazla bir gucu yoktur asil adam istedigini indirir istedigi yuceltir.Ama bu silik adamlar en sonunda itaat etmekten vazgecer peki neden? cunku yillardir basbakandir yillardir ikinci adamdir. ama ikinci adam oldugunu zamanla unutur cunku surekli etrafinda onun kemik atmasini bekleyen yalakalari vardir onu yuceltirler heleki buna bide avrat etkisi eklenirse artik o ulkedeki siyasi duzenin tamamen degisme zamani gelmis demektir. kendine ben basbakanim o cumhurbaskani bana karismaya hakki yok demeye baslar ve birinci adami karsisina alir.Ona artik ezik olmadigini gostermenin zamani gelmistir buda monarjiyle aynidir zaman zaman vezirler krallarin yerine gecmek ister ama eger basarili olamazlarsa kelle uçacagi icin monarşik yonetimlerde bu daha az gorulur.Her neyse artik konuya giriyorum.
Mustafa Kemal ve Inonu birbirlerinden cok farklilardi bunu inonunun su sozuyle daha iyi anliyabiliriz "ben bir iste yuzde 10 risk gorsem o işe girmem Paşa bir iste yuzde 10 şans gorse o işe girerdi"Farkli gorusler iyidir ama çatisma olmadigi surece Inonuyle Mustafa Kemal farkli dusunen insanlardi ve bu onlar icin iyiydi ta ki çatismalar baslayana kadar peki bu çatismalar neden cikti ?
cevap:ilk catisma kagit fabrikasi tartismasindan cikti inonu kagit fabrikasinin devlet tarafindan yapilmasi gerektigini dusunuyodu mustafa Kemal de ozellestirilmesi gerektigini . daha sonraki tartismalar ise şu sebepten inonunun karisinin agabeyinin istanbulda buyuk bir alkol fabrikasi vardi Mustafa Kemal Istanbula baska bir alkol fabrikasi icin yabanci bir sirketle anlasti.Inonu bunu istemiyordu cunku karisi istemiyordu ve karisi artik yavas yavas onu dolduruyodu yalakalarininda destegiyle inonu kendini bisey sanmaya başladi.Ve o gun ilk çıkışı gerceklestirdi.
yil:1932 yer :Yalova
Mustafa Kemal çevresindeki bir kac kisiyi yemege cagirdi tabiki inonude yemege davetliydi yemek saati 20:00 oldugunda inonu hala gelmemisti Mustafa Kemal yemegi bekletti basbakan gelmeden baslanmazdi beklediler beklediler saat 21:00 oldugunda inonu hala ortalikta yoktu.Mustafa Kemal misafirlerini daha fazla ac birakmak istemedi ve yemegi baslatti yemekler yendi sohbetler edildi inonu hala ortalikta yoktu.Saat 23:00 oldugunda Inonu sonunda gelmisti.Gelmisti gelmesine ama hic kimseye selam vermeden kimsenin yuzune bile bakmadan kendi icin ayrilan yere oturdu gazatesini acti ve okumaya basladi.Herkes şaşirmişti durduk yere inonu neden boyle yapmisti ki.Mustafa Kemal ortami yumusatmak icin sordu;
M.K.-Ne okuyorsunuz o kadar dikkatle, bizim dizbagi nişanini mi (dizbagi nişani mustafa kemale ingilizlerin vericegi oduldur o gun amerikan medyasinda bu odulun mustafa kemali verilecegi yazilmistir)
i-dizbagi nişani mi oda ne(kucumseyerek) iyi ama bunu size neden vereceklermiş
M.K.=Bunu en iyi sizin bilmeniz gerek ingiliz milleti beni severde ondan
(Inonu kucumseyici bir edayla gulup omuz silker)
M.K.=evet beni severler ve bunu lloyd George yi dusurmek suretiyle ispat etmistir.
i=o meselenin harici siyasetle hicbir ilgisi yoktur lloyd george basinda bulundugu koalisyon hukumetin partileri arasindaki ihtilaf sonucu dusmustur.
M.K.= Ya, bu ihtilafın tam Dumlupınar Zaferi üzerine çıkışına ve Avam Kamarası’nda Lloyd George’a yapılan hücumlarda en çok Türkiye’ye karşı takip ettiği düşmanca politika üstünde duruluşuna ne dersiniz?
inonu cevap vermemisti bunun uzerine mustafa kemal yemegi sonlandirdi
Bu olaydan sonra mustafa kemal inonun kalbini bir mektupla geri aldi mektupta sunlar yaziyodu:
“İsmet büyük adamsın, hassas olduğun kadar his veren adamsın. Sen benim sözlerimi okurken gözlerin yaşarmış. Ya ben seni okurken hıçkırıklarla ağladığımı söylesem inanır mısın? Bu duygularımı sofrada değil, kimsenin yanında değil, yatak odama çekildikten sonra mahremimle yazıyorum. Sen beni muhakkak çok seviyorsun. Ya ben seni!?”
bu mektuptan sonra bi sure duruldular ama 1936 da yeni bir mevzu patlak verdi onuda sonra anlaticam cok uzun oldu
Hallac-ı Mansur
malcolm
Mansur cok buyuk bir din adami ve filozoftu(bu ikisinin birlesmesi cok zordur).Mansurun bagdatta cok sayida seveni vardi insanlar sıklıkla ona sorular sormaya bilgi edinmeye fikir almaya gelirdi fakat seveni kadar sevmeyenide vardi hatta bunlarin arasinda eski hocasi bile vardi belki ondan daha populer oldugu icin bir kiskanclikla ona dusman olmustu belkide gercekten onun yanlis dusundugunu dusunuyordu. bilemeyiz.
Mansur sıklıkla icindeki kotulugu tartiyordu onu nasil yenebilecegini dusunuyordu.Bu kadar dusunurken cilginca şeylerde yapiyordu ornegin;
Yaninda siyah bir kopekle bagdat sokaklarinda dolasir olmustu ki bu o donemin bagdat i icin gercekten delilikti kopegi goren insanlar tiksintiyle kaçisiyordu.Ordaki muslumanlara gore kopek necis hayvandi. bir musluman heleki Mansur gibi bir din adami nasil yaninda kopekle dolasabilirdi . kopege nasil dokunabilirdi Mansuru sevmeyenler hemen bunu pazar yerlerinde dukkanlarda konusmaya baslamisti ama onemi yoktu sevenleri halen cok daha gucluydu.Zaten Mansur da bunlara zerre aldiris etmiyordu o benim kara kopegim o benim icimdeki kotuluk eger ben ona tasma takmazsam o bana tasmayi takar diyordu.Ve kara kopegini yanindan ayirmiyordu.Kara kopegi seviyordu yemegini onunla paylasiyordu icindeki kotulugu sevgiyle yenmeye çalisiyordu.Oylede oldu kotuluk mansura boyun egmisti mansur otur dedigi zaman oturuyor yuvarlan dedigi zaman yuvarlamiyordu artik o Mansura degil Mansur ona emir veriyordu.
Mansur icindeki kotulugu yendiginden emin olduktan sonra Bagdattan ayrilmaya karar verdi artik ulke ulke gezip Allah a inanmayan insanlara Allah'i anlatacakti.Her seyini birakip şehri terk etti.Bir cok ulke gezdi cokça çesit insanla tanişti zerdustu,budisti bir cok insanla gorustu, konuştu,tartisti ve bunu yaparken karşidakine saldirircasina konusmuyordu hayir dediklerinin hepsii yanlis bu bu bu sebepten demiyordu.Cunku o artik kotulugu nasil yenebilicegini ogrenmisti kotuluk onun uzerine yuruyerek yenilmiyordu tam aksine daha cok alevleniyordu kotulugu yenmenin tek yolu sevgiydi bu kendinde işe yaramisti baska insanlardada yariyabilirdi.Insanlarin dediklerini elestirmeden kendi dusuncesini paylasiyordu ve bunu oyle bi kibarlikla yapiyordu ki insanlar ona hayran kaliyordu ve zamanla onun etkisinde kalip kotulugu yeniyorlardi.Tanistigi bir cok insan Allah'a inanmisti ama Mansur inanmayanlardanda umidi kesmiyordu onlarla iletisimini bitirmiyordu onlarla mektuplasmalara devam ediyordu.
Mansur onlarca ulke gezdikten sonra tekrar Bagdat a dondugunde bir hayli degismisti hem daha bilge hem daha yaşli bir adam olmuştu yalniz degisen tek sey mansur degildi Bagdatta degismisti ilmin şehri bagdat o gun dev bir siyasi karmaşanin icindeydi ilmin şehri kavganin dovuşun şehrine donusmustu(suan oldugu gibi).Bastaki yonetim sallaniyordu onu devirmek isteyen baska bir gurup vardi ve ikisinin cekismesi cokca ilim adaminin öldurulmesine sebep olmustu. Bagdat siyasete kurban gitmisti ve bu siyasete kurban giden yalnizca şehir olmayacakti.
Mansur siyasete hic karismadi o talebelerini yetistirmeye ve gezdigi ulkelerde edindigi zerdüşt ve budist arkadaslariyla mektuplasmaya devam ediyordu.Bir gun Mansur'a gelen mektuplardan biri icinde cok carpici bir soru iceriyordu.
"Tamam tanri vardir tamam iyi ve guzel olan herşeyi o yaratmistir.Peki kotuluk?"
Hallac-i Mansur bu mektuptan sonra tekrar dusuncelere daldi.Tanrinin varligindan hic suphesi yoktu.Kainati o yaratmisti bizi o yaratmisti ama kotulugu? kotulugu kim yaratmisti.Tanri iyiydi kotulugu o yaratmis olamazdi ,yoksa olabilir miydi?
Mansur bu sorularin icinde boguluyordu.Ve en sonunda sorunun cevabini bulmustu.Tanri iyilikti ve iyilik olan her yerdeydi.Insanin icindeki iyilikte tanriydi.Tanri insana kendinden bir parca vermisti ve bunu kotuluge galip getirip getirememeyi insanin eline birakmisti.
Mansur dusuncelerini şu sozlerle aciklamisti;
"Halkta olan hak unsuru dolayisiyla hak hak la aynidir"
"Ben Hakk'im zira ben hicbir zaman Hakk la hak olmaktan vazgecmedim"
"Seninle benim aramda ilahlik ve Rabblik farki yoktur.Ey ben olan O ve ben O' yum.Zamandaslik ve ezelilik bir yana benim benligim ve senin O'lugun arasinda hicbir fark yoktur"
Iste simdi yonetimi kaybetmek uzere olanlarin eline firsat gecmisti.Simdi dikkatleri baska yone cekme zamaniydi.Din adami gorunumlu ve halkin tamaminin cok iyi tanidigi bir insan kendini tanri ilan etmisti.Bu adami cezalandirmak halkin dikkatini baska yone cekebilirdi.Zaten soylenene gore Mansur zerduştlerle mektuplasir olmustu.
Emir verildi ve Mansur'un evi basildi. Harikaaa evden mektuplarda cikmisti artik halka buda kanit olarak gosterilecekti.Mansur gezdigi ulkelerde zerduştlerin etkisi altinda kaldi zaten bunun dedeside zerdusttu denilecekti.Hemen Mansur'u yakalayip hapse attilar.Fakat Hallac-i Mansur'un hala seveni coktu.Hala insanlar ona soru sormaya gidiyordu.Zaten hapishanede olmakta Mansur icin bir fark yaratmiyordu yine sabah aksam namaz kilip dusunmekle meşguldu hatta artik bunlari yapacak daha fazla zamani oluyordu.Tabiki onun dusmanlari bundan şikayetciydi hala insanlar onu gormeye nasil giderdi yahu adam en el-hakk(ben tanriyim) dedi.Ve bu adama hapis cezasi mi bu bir şakami tez vakitte başi vurulmaliydi.Evet yonetim yine insanlarin gozune girmeyi basaramamisti insanlar yine yoneticilerden sikayet ediyordu.Ne yapilmasi gerektigini halifeye sorduklarinda halife "onu ya öldurun yada enel hak sozunden vaz gecene kadar sopalayin" dedi.
Mansur halkin ortasinda kirbaclanmaya başladi fakat Mansur dan ufacik bir ses bile cikmiyordu hatta oyleki öldugunu bile sandilar.Fakat yaşiyordu ve yuzunde en ufak bir aci belirtisi bile yoktu.Sozunden vaz geciyormusun diye sorduklarinda verdigi tek bir cevap vardi "En el-hakk".Mansur sozunden vaz gecmiyordu artik destekciside cok azalmişti.Karar verildi Mansur idam edilecekti ve bu siradan bir idam olmayacakti. kolay ölmemeliydi.
Mansur idam edilecegi yere goturulurken halk onu taşlamaya başladi fakat Mansur buna tebessumle karsilik veriyordu.O hala kotulugu iyilikle yenmeye çalisiyordu.Idam edilecegi yere getirildi ama once işkence edilmeliydi ki bir daha kimse kendini tanri ilan etmesin haa birde yonetim sarsilmasin.
Mansur'un elleri ayaklari baglandi ve ara ara gelip işkence edilmeye başlandi fakat Mansur'da bir aci belirtisi yoktu.Iskencenin ucuncu gununde cellatlar gelip eline çivi çaktiklarinda Mansur kahkahalarla guluyordu acidan zevk alir gibi bir hali vardi.Son sozlerini soyledi ve cellatlari icin af diledi(hakikaten o affi kimden diledi kendinden mi?)ardindan Hallac-i Mansur un idami gerceklestirildi.Sokratesten 1300 yil sonra tipki sokrates gibi oda öldurulmustu.O donemde siyaset ugruna infaz edildi 1000 yil sonra halen daha siyasi dusunceler ugruna infaz ediliyor.(soz meclisten disari yanlis anlasilmasin)
Oscar ödülleri
malcolm
ilkler
malcolm
ii. Abdulhamid siyaseti
malcolm
Ve bu adam balkan savaslarini gormus ve balkanlarda kilise karmasasi cikararak savasin cikmasini 7 sene geciktirmisti sonra enver pasalar her seyin icine etti gerci.Alman ingiliz fransiz ve ruslari birbirine dusurmek icin herseyi yapmistir almanlara yanasip ingilizleri osmanliya dost olmak zorunda birakmak pesindedir.Ki bunada cok yaklasir fakat yine pasagiller engel olur.Hos gerci Enver pasada ingiltereye adam yollar ama yolladigi adam kâle bile alinmaz.Ve suan Kudus un ehemmiyeti belirsizze buda Abdulhamid Han sayesindedir bunlari yazdim zaten okuyabilirsin
ii. Abdulhamid siyaseti
malcolm