sotarih
tarih addicted
En Beğenilen Yazar Sırası
:
5
Toplam Başlık Sayısı
:
26
Toplam Puanı
:
264
Toplam Giri Sayısı
:
252
Bu Ayki Puanı
:
-3
En Aktif Yazar Sırası
:
5
tarihi olaylar sözlük yazarlarının en sevdiği sözler
sotarih
Her lafa verilecek bir cevabım var.
Lakin bir lafa bakarım laf mı diye.
Bir de söyleyene bakarım adam mı diye?
Mevlana
tarihi olaylar sözlük yazarlarının en sevdiği sözler
sotarih
Emlak Krizi
sotarih
tarihi olaylar sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkı
sotarih
Demirtaş-Lavrov Görüşmesi
sotarih
Rus uçağı düşürülmesi ve Rusya'nın açıklamaları neyi gösteriyor ?
sotarih
yıl dönümünde kubilay
sotarih
*
İzmir Menemen’de asteğmen olarak vatani görevini yapıyordu. 23 yaşındaydı. Tam bugün, 23 Aralık’ta… “Şeriat isteriz” diye ayaklanan yobazlar tarafından, göğsünden kurşunlandı, yaralı haldeyken testere ağızlı bağ bıçağıyla kafası kesildi, bir sırığın ucuna takıldı, dolaştırıldı. Müdahale etmeye çalışan bekçilerimiz Hasan ve Şevki de şehit edildi.
*
Menemen olayı, Şeyh Said’den sonra Cumhuriyet’in karşılaştığı ikinci irtica kalkışmasıydı. Bölgede sıkıyönetim ilan edildi, divan-ı harp kuruldu. 105 sanık yargılandı, 28 sanık idama mahkum edildi, TBMM onadı, Kubilay’ın kafasının kesildiği yerde sehpa kuruldu, asıldılar.
*
Aradan 13 sene geçti, 1943… İkinci dünya savaşı devam ederken, İran sınırımız, bugünkü Suriye sınırımız gibi folofoş durumdaydı. Giren çıkan belli değildi. Gene böyle bir giriş çıkış sırasında, Van Özalp’te 33 kaçakçı öldürüldü. Çatışmada vuruldukları yolunda rapor tutuldu.
*
Aradan beş sene daha geçti, 1948… Çiçeği burnundaki Demokrat Parti, ilk yaptığı işlerden biri olarak, bu meseleyi meclise taşıdı. Van Özalp’te çatışma olmadığını, 33 kaçakçının 3’üncü Ordu Komutanı’nın emriyle kurşuna dizildiğini öne sürdü. Soruşturma açtırdı.
*
Aradan bir sene daha geçti, 1949… Demokrat Parti’nin suçladığı ordu komutanı tutuklandı. Ancak, kısa süre sonra serbest bırakıldı.
*
Aradan bir sene daha geçti, 1950… Demokrat Parti iktidara geldi. 1947’de emekli olan 69 yaşındaki ordu komutanının dosyasını gene açtırdı. Şırrak… İdama mahkum ettirdi.
*
Aradan bir sene daha geçti, 1951… Askeri Yargıtay kararı bozdu. Yeniden yargılama kararı verildi. Ancak, 70 yaşına gelen ordu komutanının ömrü yetmedi, tutukluyken, askeri hastanede vefat etti. Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verildi. Dava düştü.
*
Karşıdevrimci Demokrat Parti’nin “katliamcı” ilan edip, idama mahkum ettirip, demir parmaklıklar ardında kahrından ölene kadar yakasını bırakmadığı ordu komutanı kimdi biliyor musunuz?
*
Menemen’de Kubilay’ın kafasını kesenleri idama mahkum eden, divan-ı harp başkanı Orgeneral Mustafa Muğlalı’ydı.
*
Milli mücadele kahramanıydı. Menemen olayı yüzünden, yobazların en nefret ettiği kişiydi. Şeyh Said’in bastırılması ve Dersim harekatında da görev yaptığı için, Demokrat Parti bünyesinde filizlenen bölücü unsurların da hedefindeydi. Yobaz-bölücü koalisyonu, intikam için fırsat kolluyordu. Neticede başarmışlardı.
*
Aradan 36 sene daha geçti, 1997… Orgeneral Mustafa Muğlalı’nın itibarı iade edildi. Naaşı, törenle Devlet Mezarlığı’na taşındı. Harp Akademileri Komutanlığı’nın bahçesine büstü dikildi.
*
Aradan yedi sene daha geçti, 2004… Van Özalp’te, hudut tabur komutanlığının bulunduğu kışlaya, Mustafa Muğlalı ismi verildi.
*
Aradan altı sene daha geçti, 2010… Bir taraftan Ergenekon-Balyoz-Casusluk iftiraları süreci başlatılmış, bir taraftan “açılım süreci” başlatılmıştı. TSK imha edilirken, PKK’yla masaya oturulmuştu. BDP milletvekili Fatma Kurtulan, fırsat bu fırsat, Mustafa Muğlalı Kışlası’nı meclis gündemine taşıdı. İsminin derhal değiştirilmesi istendi.
*
İşte tam bu sırada ne oldu biliyor musunuz?
*
CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Van’da miting yaptı. Aynen şunları söyledi: “Başbakandan rica ediyorum, hükümetsin, başbakansın, 33 köylünün kurşuna dizildiği yerde, bunun ismini kışlaya verme, bu ismi değiştirin, istirham ediyoruz, buradan çağrı yapıyorum, bakalım Recep bey çağrımıza nasıl cevap verecek.”
*
E, Recep beyin canına minnetti… Muhalefet partisi muhalefet etmiyor, tam tersine, istirham ediyor, gollük pas veriyordu. Kışlanın ismi değiştirildi. Orgeneral Mustafa Muğlalı tabelası indirildi. Şehit Astsubay Erkan Durukan Kışlası yapıldı.
*
Aradan dört sene daha geçti, 2014… Suriye’de emperyalist güçlerin paylaşım kavgası başladı. Kimisi köktendincileri kullanıyordu, kimisi Kürt milliyetçilerini… Kobani’de IŞİD tarafından öldürülen YPG’li Mahmut Zengin’in cenazesi, Van Özalp’e getirildi. Cenazeyi taşıyan yüzleri maskeli PKK’lılar, Apo posterleri ve PKK bayraklarıyla, Şehit Astsubay Erkan Durukan Kışlası’nın önünde resmi geçit yaptı.
*
Cumhuriyet tarihinde bir ilk’ti. Asker-polis seyretti. Bu resmi geçidin neden orada yapıldığını elbette herkes biliyordu… Mustafa Muğlalı tabelasını indirtenler, açılım sayesinde siyasi zaferlerini taçlandırmıştı.
*
Ve, sene 2015… Devrim şehidi Kubilay’ın 85 sene evvel çekilmiş siyah beyaz vesikalık fotoğrafındaki gözlerine iyi bakın lütfen.
*
IŞİD zihniyetinin taa o zamanlarda bu topraklara ekilen tohumlarına, demokrasiyi yoketmek için demokratik yolları kullanan kravatlı yobazlara, Şeyh Said’in manevi torunlarına, Demokrat Parti çizgisiyle HDP çizgisinin nasıl kesiştiğine, devrimin yuvasına yerleşen guguk kuşlarının sinsi marifetlerine… Acı acı gülümsediğini göreceksiniz.
Kaynak : http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/yilmaz-ozdil/kubilay-1015612/
Demirtaş-Lavrov Görüşmesi
sotarih
lev tolstoy
sotarih
Rus uçağı düşürülmesi ve Rusya'nın açıklamaları neyi gösteriyor ?
sotarih
Rus uçağı düşürülmesi ve Rusya'nın açıklamaları neyi gösteriyor ?
sotarih
lev tolstoy
sotarih
Zengin bir ailenin çocuğu olarak Rusya'nın Tula şehrindeki Yasnaya Polyana adlı konakta doğdu. Çok küçük yaşlarında önce annesini, sonra babasını kaybetti, yakınlarının elinde büyüdü. Çocukluğundan beri gerçekleri incelemeye karşı büyük bir ilgisi vardı. Öğrenimini tamamlamak için Moskova'ya gitti. Çalışkan zeki bir öğrenci olarak başarı ve sevgi kazandı. Fransızcasını ilerletmiş, Voltaire'i ve J. J. Rousseau'yu okumuş, bu iki yazarın kuvvetli etkisinde kalmıştı. Yasnaya-Polyana'ya döndü, yoksul köylüler arasına katıldı. İlk eseri olan "Çocukluğum"u bu sıralarda yazdı.
Bir süre sonra orduya girdi; Kafkasya'ya gitti. Kafkas halkının yoksulluk dolu yaşayışlarını ele aldığı izlenimlerle ilk gerçekçi hikâyelerini yazdı. 1854'te Kırım savaşı'na subay olarak katıldı. Sonra askerlikten ayrılıp Petersburg'a gitti. Bir kısım eserlerini oldukça sakin geçirdiği o yıllarda yazdı. Yine de içinde, aradığını bulamayan bir ruh çalkalanıyordu. Batı Avrupa ülkelerinde uzun bir gezintiye çıktı. Almanya, Fransa ve İsviçre'de dolaştı. Yurduna dönüşünde yine Yasnaya-Polyana'ya yerleşti. Asalet ünvanlarından, lüksten sıkılıyordu. Köyünde bir okul kurdu. Bu okul, öğrenim ve eğitim bakımından yepyeni bir kurumdu. Huzura kavuştuğuna kanaat getirdikten sonra, 1862'de evlendi.
Tolstoy evlendiğinde karısı Sophie Behrs 16 yaşında idi. Bu evlilik onun düzenli bir hayat özlemini giderecekti. Bu evlilikten 12 çocukları oldu; bu çocuklardan 5'i öldü. Eserlerinden en kuvvetli olan iki romanı "Savaş ve Barış" ile "Anna Karenina'yı" bu dönemde yazdı. Karısı, eserlerini yazmasında en büyük yardımcısıydı. Hatta "Savaş ve Barış"ın düzeltmelerini 12 kez yapıp yazmıştır. Aradan bir süre geçince yeniden, bu sefer eskilerden daha şiddetli bir moral çöküntüsüne uğradı. Geniş halk yığınlarının, özelikle Rus köylüsünün yoksul, perişan durumu onu çok üzüyordu. Bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Kaba saba giyiniyor, giydiği her elbiseyi kendisi dikiyordu. Değişmeyen tek tarafı bıkıp usanmadan yazmasıydı. "Kroyçer Sonat", "Efendi ile Uşak", "Karanlıkların Gücü", "İman nedir", "İnciler", "Kilise ve Devlet", "İtiraflarım" hep bu yılların ürünleridir.
Eserlerinde insanlığın çeşitli meselelerine değinen Tolstoy'un dünya ölçüsünde bir sanat ve fikir değeri vardır. Kendi ülkesinin toplumsal siyasal çalkantılarını, halkının yaradılışını, yaşayışını büyük bir ustalıkla yansıtmıştır. Gerçekçi edebiyatın en büyük temsilcilerinden olduğu kadar, bir filozof ve bir eğitimci olarak da ün kazanmıştı. Yukarıda sayılanların dışında "Diriliş", "Gençliğim", "Çocukluk", "Hacı Murat", "Ayaklanış", "Sergi Baba", "Tanrı Bizim İçimizdedir", "Kazaklar", "Tesadüf", "İki Süvari" gibi eserleri vardır.
Tolstoy 82 yaşındayken, 1910 yılında öldü. Kış ortasında evini terk ettiğinde hasta düştükten sonra, Astapovo'da tren istasyonunda zatürre'den öldü. Polis, cenazesine katılmak isteyenlere ulaşımı sınırlandırmak için çalıştı, ama binlerce köylü cenazesinde sokakları doldurdular.
82 yaşında vefat eden Tolstoy birçok kez büyük sıkıntılar yaşamıştır. Marksizm'den etkilenerek oluşturduğu mülkiyet konusundaki radikal fikirleri nedeniyle bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Bu sebeple ailesiyle arası açıldı. Hıristiyan anarşizmini geliştirmeye çalıştığı "Tanrının Egemenliği İçinizdedir" kitabıyla yeni bir Hristiyanlık akımı tanımlaması, Ortodoks Kilisesi tarafından aforoz edilmesine sebep oldu. Tolstoy, ömrünün son yıllarını büsbütün derbeder bir şekilde geçirdikten sonra, bir küskünlük sonucunda, evini bırakıp yollara düştü. Astapovo tren istasyonunda ölü olarak bulundu. Ölümüne zatürrenin sebep olduğu bilinmektedir. Hayatı boyunca yaşamın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalıştı. Eserlerinde bunu eksiksiz olarak yansıtmayı hedef edinmiş en büyük Rus yazarlarından birisi olarak edebiyat ve dünya tarihindeki yerini aldı.[1]
Kaynak : http://tr.wikipedia.org/wiki/Lev_Tolstoy
Rus uçağı düşürülmesi ve Rusya'nın açıklamaları neyi gösteriyor ?
sotarih
http://wwi.lib.byu.edu/index.php/Treaty_of_Lausanne
son sultan vahidettin'in kaçışı
sotarih
james watt
sotarih
james watt
sotarih
Gemi işleten zengin bir baba ve kültürlü bir annenin oğlu olarak dünyaya gelen James; çocukken sık hastalandığı için okula devamlı gidememiş, evde annesi tarafından eğitilmiştir. 17 yaşında iken annesini kaybetmiş ve babasının işleri kötüleşmiştir. Londra'ya bir seneliğine ölçüm aletleri yapımını öğrenmeye giden Watt, Glasgow'a dönüp bu mesleği icra etmek istemişti. Fakat 7 sene çıraklık yapma zorunluluğundan, İskoçya'da başka bir ölçüm aletleri yapımcısı olmamasına rağmen, Demirciler Locası tarafından başvurusu reddedilmiştir.
Watt bu durumdan, kendisine Glasgow Üniversitesi'nde atölye öneren profesörler tarafından kurtulmuş, fizikçi ve kimyacı olan profesör Joseph Black kendisine hocalık etmiştir. Atölyenin açılmasından 4 sene sonra Watt buhar gücü üzerinde çalışmaya başlamış daha önce hiç görmemiş olmasına rağmen bir prototip yapmaya çalışmıştı. 1765'de Thomas Newcomenın yaptığı bir model üzerinde uğraşarak buhar makinesini çalıştırmayı başardı. Thomas Newcomen buhar makinesini bulan kişidir James Watt ise sadece onu sanayi'de kullanılacak biçime çevirmiştir.
1767'de kuzeni Margaret Miller ile evlenmiş ve 6 çocuk sahibi olmuştur.
Tam kapsamlı bir buhar makinesi geliştirmeye çalışan Watt'a Carron Demir İşleri şirketinin kurucusu Joh Roebuck maddi olarak destek olmuştur. Hemen başarılı olmayan tasarım maddi sıkıntıya düşünce Watt 8 sene anketçilik yapmıştır. Roebuck iflas edince, Matthew Boulton patent haklarını satın almış ve Watt ile 25 yıl sürecek başarılı bir ortaklığa imza atmıştır.
Birmingham Merkez Kütüphanesi önündeki Watt'a ait heykel
Sonunda 1776'da başarı ile üretilen buhar makineleri ticarî olarak satılmaya başlamış ve çoğunlukla madenlerden suyu pompalamak için talep edilmiştir. Geniş kullanımı, Boulton'un önerisi ile ileri-geri hareketin Watt tarafından dönüş hareketine çevrilmesiyle başlamıştır. Sonraki 6 yıl içinde tasarımda çeşitli iyileştirmelerde bulunan Watt, gücü kontrol etmek için valf ve buhar basınç göstergesi eklemiştir. Bu gelişmeler ile Heathfield'in buhar makinesinden 5 kat daha verimli bir makine ortaya çıkmıştır.
1794'te Boulton ve Watts şirketini kuran ortaklar, sadece buhar makinesi üretmeye yöneldiler. 1824'te şirket 1164 buhar makinesi üretmişti. Boulton başarılı bir iş adamı olduğunu kanıtladı ve her ikisi de zengin oldular.
1800'de patent ve ortaklık sonra erince Watt emekliliğe çekilmiş; şirketi oğullarına devir etmişlerlerdir. Emekliliğinde değişik icatlara devam eden Watt, teleskop ile mesafe ölçümü, mektup kopyalama cihazı, yağ lâmbasında iyileştirmeler, buhar merdanesi ve heykel kopyalama cihazı geliştirmiştir.
İkinci eşi ile Almanya, İskoçya ve Fransa'yı gezmiş ve Galler'de bir malikâne alarak restore etmiştir.
Kaynak : http://tr.wikipedia.org/wiki/James_Watt
Rus uçağı düşürülmesi ve Rusya'nın açıklamaları neyi gösteriyor ?
sotarih
Murat Bardakçı' nın açıklaması
http://www.haberturk.com/gundem/haber/1026751-lozanin-gizli-maddeleri-mi-var
Sinan Meydan' ın Açıklaması
http://www.boyabatgazetesi.com/?subaction=showfull&id=1445125837&archive=&start_from=&ucat=17&
Burası da güzel anlatılan bir tarih sitesi ...
http://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=448220
son sultan vahidettin'in kaçışı
sotarih
son sultan vahidettin'in kaçışı
sotarih
Rus uçağı düşürülmesi ve Rusya'nın açıklamaları neyi gösteriyor ?
sotarih