Nikola Tesla ve Albert Einstein ile bir akşam yemeği yemek isterdim. 3 ümüz aynı masada olacak şekilde. İkisine de birer çift sözüm var.

uydu taşlama olayını bi an canlandırdım da :))

Bu soruyu çok düşündüm. Bu konuda en önemli soru hangi çağda olduğu. Eğer bu çağdaysak avustralya'dan yana kullanırdım oyumu

Mu kıtası ve Atlantis bu konularla ilgili sitedeki paylaşımlar oldukça doyurucu (tobkz: mu kıtası ) (tobkz: atlantis )

bizler tarihin ortanca çocuklarıyız ne büyük savaşı gördük nede büyük buhranı
bizim savaşımız ruhani bir savaş en büyük buhranımız hayatlarımız..
Fight Club

Derviş Tekesi, Blagaj, Bosna Hersek

Katılıyorum

"Eğer sen padişahsan geç ordunun başına. Yok eğer ben padişahsam emrediyorum ordunun başına geçeceksin!" Fatih Sultan Mehmet

Türkiye'nin başına gelmiş en kötü şeylerden birisi Köy Enstitüsünün kapatılmasıdır. Bugün yaşanılan huzursuzluk bile dolaylı olarak Adnan Menderes'i bağlar.

Poseidon: “Denizlerin tanrısı” fakat deprem işlerine de bakar.

Marilyn Monroe Kore'deki Türk Askerlerini ziyaret ederken

Dünya'nın yuvarlık olduğunu iddia eden ve o dönemler kilisenin "dünya düzdür bu tartışma kabul etmeyen bir gerçektir" ifadesine karşı çıkan sonucunda da sürgün hayatı yaşayan ve sürekli kilise tarafından cezalandırılan bir bilim adamıdır.
Teleskop hikayesi çok ilginçtir. Hollandalı bir gözlükçüden basit derece teleskop yapmayı öğrenen Galileo, daha uzakları görebilen bir teleskop geliştirmiş ve bunu uzaktaki gemileri görmek isteyen venedikli tacirlere satmıştır. Venedikli tacirler de teleskobu sevmiş ve daha iyisini tasarlaması için galileoyu maaşa bağlamışlardır. Galileo da bu fırsattan istifade modern teleskobu keşfetmiş ve gökyüzünü incelemeye başlamıştır.önce ayı daha sonra diğer gezegenleri incelemeye başlamıştır. Ayın düz ve pürüzsüz değil, yuvarlak ve kraterli olduğunu keşfeden Galileo, Venüs'ün de kendisine ait ayları olduğunu ve onların da dünya etrafında değil Venüs etrafında döndüğünü keşfetmiştir. buradan sonrası ise tam bir faciadır. Galileo bu görüşünü savunmaya devam etmiş hatta ısrarcı olmuş bunun sonucunda da kiliseden afaroz edilmiştir ve ömür boyu ev hapsine mahkum bırakılmıştır, kitapları yasaklanmış yakılmıştır. Sonra da evinde 1642 yılında yüksek ateş ve kalp rahatsızlığından yaşamını yitirmiştir.

okunacak kaynak değil vikipedia. Sallapedia oldu iyice. Bütün tarihler yanlış onu geçtim çoğu bilgi de yanlış.

(bkz:Esedullah Timi)

Hayatta olsaydı da (bkz:Dinleyin! II. Dünya Savaşında Oradaydım Tüm Bilinmeyenleriyle Anlatıyorum) konusunu okusaydı

1924 yılında Tokyo Üniversitesi'nde görev yapan Japon profesör Dr. Hidesabura Ueno, küçük bir köpek yavrusu edindi. Profesör Ueno, köpeğine Japoncada "sekiz tane" anlamına gelen Haçiko adını koydu. Safkan akita cinsi beyaz bir erkek olan Haçiko, bir gün her sabah üniversiteye gitmek için evden metroya yürüyen sahibine eşlik etti. Metronun dış kapısına kadar getirdiği sahibini uğurladıktan sonra da eve döndü. Çok geçmeden profesör, bir akşam üniversite dönüşünde metronun çıkışında Haçiko'yu kendisini beklerken gördü ve çok şaşırdı. Bu akıllı köpek sahibinin eve dönüş saatlerini hesaplayarak ve aynı yolu kullanacağını düşünerek metronun önüne gitmişti.
Ondan sonraki bir yıl boyunca, Haçiko her sabah sahibini metroya kadar götürdü, her akşam iş çıkışında da metronun önünde karşıladı. Hiç saatini şaşırmadı.
Ama bir akşam metrodan çıkmadı profesör. Haçiko gözlerini metronun kapısına dikmişti ve gece boyunca profesörü bekledi. Bir sonraki akşam yine yoktu profesör. Üçüncü akşam metrodan yine çıkmadı.
Üniversite'de kalp krizi geçirip ölmüştü profesör...
Haçiko her akşam sahibim metrodan çıkar diye inatla bekledi. Haftalar, aylar boyunca her akşam Tokyo metrosunun Shibuya istasyonu'nun kapısına gitti. Haçiko tam 9 yıl boyunca sahibinin gelmesini bekledi ama profesör gelmedi. Haçiko, 1935 yılında 11 yaşındayken metronun kapısında öldü.
Bugün Tokyo'ya gidenlerin Shibuya istasyonunun kapısında karşılaştığı köpek heykeli Haçiko'dur. Japonlar, sadakat ve insan hayvan ilişkisinin sembolü olarak ölümünden hemen sonra 9 yıl boyunca sahibini beklediği yere Haçiko'nun heykelini diktiler.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra da unutmadılar ve savaş sırasında tahrip olan heykelin yerine 1948'de yenisini diktiler. Bugün Shibuya istasyonu'nun o kapısı Haçiko çıkışı olarak biliniyor ve Tokyo'nun en önemli buluşma merkezlerinden biridir. Her yıl Haçiko'nun ölüm yıldönümü olan 8 Mart'da da birçok hayvansever heykelin önünde buluşurlar.

There will be blood

Mengele gerçekten psikopat bir insandır o ayrı. İkiz çocuk yapmaya fln da çalışmıştır. Mengele ile ilgili olarak sitedeki şu yazıyı okumanızı tavsiye ederim:
http://www.tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/nazi-tibbi-deneyleri-201

Bunun yanında tarihin en psikopat adamı bana göre Karındeşen Jack'dir. Tam bir sadist.
(tobkz: karındeşen jack )

II. Dünya savaşının bittiği yıl doğan Boba Marley Birçok Türk vatandaşının GORA filmindeki Bob Marley Faruk karakterinden sonra kim olduğunu araştırıp öğrendiği kişidir.
Öte yandan dünya müziğinin en önemli isimlerinden birisidir. 130'un üzerinde plağı vardır ve tam bir müzik efsanesidir.
Reggea müziğinin kralı hattı efsanesidir. Bu müzik tarzının Jamaika dışına çıkıp dünyaca tanınmasını sağlamıştır. Şarkılarının sözlerinde hep bir sosyal mesaj vermiştir, bu nedenle hepsi bir felsefik yazı dizisi niteliğindedir.
Çok az kişinin bilgili bir Etiyopya dini olan Rastafarianizm dinine mensuptur. Saçını "Rasta" yapmasının sebebi de bu dine mensup olmasıdır. Fakat garip bir şekilde rasta yakın çağda muazzam bir şekilde meşhur olmuştur.
1977'de futbol oynarken parmayı yaralanmış daha sonra ise bu deneden dolayı deri kanseri olmuştur. Fakat o parmağının kesilmesini istememiştir çünkü dini inancına göre mezara tam bir bedenle girmesi gerekmektedir. 1981'de durumu iyice ağırlaşan Bob Marley Almanya'dan Jamaika'ya dönerken Miami, ABD'ye acil iniş yapmış ve hastaneye kaldırılmıştır, müziğin efsanesi orada hayatını kaybetmiştir. Ölmeden önce oğluna söylediği söz sözlerinden birisi "Para herşeyi satın alamaz" olmuştur.

Romantik devrimci olarak da tanınır. Siyasi içerikli şiirleri yüzünden farklı farklı davadan yargılanmış ve hayatının büyük bir kısmını ya hapiste ya da sürgünde geçirmiştir. 49 yaşındayken (1951) Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır. Mezarı bile Moskova'dadır.
Şiirleri 50'den fazla dile çevrilmiştir ve dünyaca ünlü bir şairdir. Hatta 20. yy'ın en etkili şairlerinden birisidir. Eserleri defalarca ödül almıştır. Tek eksiği vardır o da Türkiye...