Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.
Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.
ismet inonu vs mustafa kemal
malcolm
1937 de bir tartismasada nyon konferansinda cikti italya nin ispanya limanlarini tacizleriyle ilgili yapilan konferansta tevfik rustu aras hem inonunun hem mustafa kemalin talimatlarini uygulamaya calisiyordu fakat bir gun iki talimat birbiriyle çatisti inonun mussolininin ne yapicagini kestirebilmek icin gene ihtiyatli davraniyordu tevfik rustu aras mustafa kemali dinledi inonu bunada bozuldu.
diger bir tartisma ataturk orman çiftligine yapilacak bira fabrikasiyla ilgiliydi inonu yapilmamasi gerektigini savunmustu fakat mustafa kemal ciftligin muduruyle konustuktan sonra yapilabilicegine karar verdi hatta bunun devlet eliyle yapilmasini gerektigini dusundu istanbuldaki bomonti raki fabrikasinida devletin almasi gerektigini dusunmustu inonu buna siddetle karsi cikmisti sebebi inonunun cok dindar bi adam olmasi felan degil inonunun karisinin agabeyinin bir raki fabrikasi vardi ona sekte vurulucakti ve o gun yemekte şu konusma gerceklesti.
i- Ne oldu paşam size? Eskiden böyle değildiniz. Artık emirlerinizi hep sofradan mı alacağız? Aramıza Kara Tahsinler giriyor. Konuşmamıza meydan vermiyorlar
m.k.-(yanindakilere) Yahu İsmet Paşa’ya ne olmuş, kendisini çok asabi görüyorum
(mustafa kemal olay buyumesin diye sofrayi erkenden dagitti)
Gece olaysız kapanmıştı ama konuklar gittikten sonra olanları, Salih Bozok’la birlikte köşkte kalan Kılıç Ali şöyle anlatmıştı:
“Önce Atatürk’ün sesi duyuldu: ‘Neydi o sofradaki afra tafranız Paşa Hazretleri? Ne demek istediğinizi açıkça söyleyin bakalım!’ İsmet Paşa, çok yavaş sesle konuşuyordu. Dediklerini iyice duyamıyordum. Tek tük kulağıma ‘hükümet işleri’, ‘azarlanmak’ gibi kelimeler çarpıyordu. Atatürk’ün sesi tekrar yükseldi: ‘Ne demek hükümet azası? Ya benim Devlet Reisi olarak görevim nedir? Yaaa! Demek öyle! Siz bildiğiniz gibi işleri yürüteceksiniz, ben de sizin işlerinizin mühürcübaşısı olacağım! Öyle mi? Sen böyle mi anlıyorsun Başvekilliği? Böyle mi memleket idare edeceksin? Başvekil demek layüsel (dokunulmaz) demek değildir. Elbette yaptığı işler tenkit edilecek. Tenkit edeceklerin en başında da ben geliyorum! Beğenmediklerimi söyleyeceğim, düzelteceksiniz. Sizin göreviniz bu.’ Yine İsmet Paşa konuşmaya başladı. Hükümeti savunmaya çalıştığını anlayabiliyordum. Atatürk on dakika kadar kendisini dinledi, sonra: ‘Siz yorulmuşsunuz Paşa!... Sinirleriniz bozulmuş!.. Yalnız sinirleriniz olsa yine de zarar vermez ama düşünce selametini de kaybetmişsiniz! Acele dinlenmeğe ihtiyacınız var! Size izin veriyorum, yerinize kimin vekâlet edeceğini yarın ajanstan öğrenirsiniz!’...”
bu ne demek sen bi hicsin ismet seni istedigim gibi gorevden alirim yerine gececek adamida herkes gibi gazateden ogrenirsin.Evet baktiginiz zaman buda padisahlik gibi :)
ismet inonu kim ne derse desin zeki bi adamdi boyle kovulmak prestijini sarsicaginda doktordan iki haftalik bi izin ardindan saglik sorunlarindan oturu isten ayrilmak teklifini sundu boylece halk hem gerginligi fark etmiyecek hemde inonu nun prestiji sarsilmayacakti iki taraf icin avatajli gibi gozuksede inonu mustafa kemale hayatinin oyununu oynamisti. Salih Bozok, mustafa kemali uyandırmış ve teklifi iletmişti. mustafa kemal önce, “Hadi ya! Sofrada poz üstüne poz atıyordu. Neden amana düştü bakalım!” demiş ama sonra teklifi kabul etmişti.