Bu alana yazacağınız yazı sizin konu başlığınız olacaktır. Eğer konunuz var ise listelenecek, eğer konunuz yok ise yeni konu ekleme sayfasına yönlendirileceksiniz. Konu başlığınızı yazdıktan sonra ileri butonuna yada enter butonuna basınız.
Arama butonuna basarak sayfaya yönlendirileceksiniz.
Osmanlı Ordusu'nda Deliler
Ramazan
Silah olarak eğri pala, kalkan, mızrak ve başı topuzlu gürz taşırlardı. Şalvarları kurt veya ayı derisindendi ve tüyleri dışardaydı.
Burunları sivri, arkasında uzun serihalik denilen mahmuzları olan çizmeler giyerlerdi. Atları da çok hızlı ve fayanıklıydı. Bütün bunlar, atılgan savaşma biçimleriyle biraraya geldiğinde şüphesiz düşmanları üzerinde yıldırıcı bir etki sağlıyordu.
Kalkanlarında ve sırtlarında kartal kanatları bulunması hakkında çeşitli görüşler vardı. Düşmanı korkutan görüntü yaratmasının yanında at üstünde paraşüt görevi görerek ağırlıklarını azalttığı da ileri sürüldü. Buna ek olarak başlarında benekli kurt derisinden yapılmış ve üzerine kartal kanatları takılmış bir başlık bulunurdu.
Bizanslı Tarihçi Khalkokondyles delileri: '' Doğa onlara herkesin üstünde bir güç ve vücut kuvvetini ve onların gücünü denemek isteyenlerin gücünü aşan düzeyde, rastlanmayan nitelikte kılış kullanma ve savaş becerisi verilmişti. '' sözleriyle anlatır.
Eski TÜRK inançlarında kutsal bir kul olarak kabul edilen kartal; gücü, çevikliği, hızı , yırtıcılığı vegöklerin kralı vasfıyla delilerin sembollerinden biri olmuş ve kıyafetleriyle teçhizatlarında kullanılmıştır.
Delilerin ordu büyüklüğü hakkında kesin bilgi yoktur. Deliler 60 kişilik '' Bayrak '' denen ocaklara ayrılmışlardı. Bir kaç ocak bir araya gelir ve bunlardan oluşan birliğe '' Delibaşı '' komuta ederdi.
''Kalpaklarımız Emir el Mü'minin Hz. Ömer'in çizmesinin koncuğudur, ocağımız da O'na mensubdur.'' diyerek ocaklarının piri olarak Hz. Ömer'i kabul etmişlerdi.
18. yüzyılda bozulmaları sonucu yönetimi altındaki beylerbeyinin görevden alınması sonucu görevlerini kaybetmişlerdir. Bu süreçten sonra köylere saldırmaya başlamışlar, eşkıyalık faaliyetleri sebebiyle 1829'da II. Mahmut tarafından dağıtılmışlardır.