Tarihi Olaylar

Efsanevi, moda tasarımcısı Coco Chanel zor bir çocukluk geçirdi. Chanel'in annesi 11 yaşında yaşamını yitirdikten sonra Chanel Katolik bir yetimhaneye gönderildi. Burada şiddetli bir katolik olan Chanel, hayatının geri kalanını da bu duygularla geçirdi. Daha 20 yaşlarının sonundayken Chanel başarılı bir tasarımcı olmuştu bile. 30 yaşlarında ise artık Avrupa çapında ismi duyulmuştu. 

1923'te Chanel Westminster valisi Hugh Richard Arthur Grosvenor ile tanıştırıldı. Tanışmalarından kısa bir süre sonra Grosvenor ve Chanel 10 yıl süren bir ilişkiye başladılar.Grosvenor Chanel'i pahalı mücevherler yağmuruna tutuyordu, Londra'da ona bir ev bile almıştı. Westminister Dükünün bir de bilinen bir özelliği vardı ki aşırı bir antisemitist olması. Köpeğinin adını bile "Yahudi" koymuştu. Bu 10 yıl boyunca da haliyle Chanel'in Yahudi düşmanlığı gittikçe artmıştı. Zaten Chanel de konuşmalarında defalarca Yahudilerin Avrupa'ya karşı bir bolşevik tehditi olduğunu söylemişti.

1930'un ortalarında Chanel'in dük ile ilişkisi bitti. II. Dünya savaşının başlarında gönlü Alman bir aristokrat olan Gunther von Dincklage'a kaydı. O da Nazi propaganda bakanı Joseph Goebbels'e bağlıydı. Naziler 1940 yılında Fransa'yı işgal ettiğinde herkes evlerinden dışarı atıldığında Chanel sadece yüksek rütbeli Nazi subaylarının ve üst derece Nazi destekçilerinin kalabildiği Hotel Ritz'de konaklıyordu. Amerikalı Val Vaughan "Düşmanla Birlikte Olmak :Coco Chanel'in Gizli Savaşı" adlı kitabında "Chanel mükemmel bir fırsatçıydı, Naziler güçlü iken o da gücünü yükseltti" demektedir.

Chanel belki de gerçekten fırsatçıydı. 1920'lerde Chanel 'Chanel No:5' adlı parfümünün isim hakkını Yahudi bir aile olan Wertheimers'a sattı. II. Dünya savaşında Naziler Yahudi mallarına el koyarken ise Nazilere bir Aryan ırkı olduğunu belirterek, Nazilerden parfümünün isim hakkının Yahudilerden alınıp kendisine verilmesini rica etti. Tabi ki o zamanlar Chanel, Wertheimers ailesinin isim hakkını Hristiyanlara satıp, Amerika'ya kaçtığını bilmiyordu. Savaş sonlandıktan sonra ise isim hakkı tekrardan Wertheimers'a geri döndü. 
Chanel ve Wertheimers savaş sonrasında anlaştılar. Chanel savaş zamanında parfümden elde edilen gelirleri Wertheimers'dan aldı. Bugünün parasıyla 9 milyon $'a denk gelen bir ödeme yapıldı. Sonrası için ise tüm satışlardan %2 almaya başladı. Bununla da kalmadı Wertheimers, Chanel'in o andan sonraki tüm yaşam masraflarını da ödemeyi kabul etti. Chanel Yahudilerden nefret etse de onun finansal başarısını sağlayan aslında bir Yahudi ailesiydi.

Chanel'in işbirliği sadece Yahudi malı fırsatçılığıyla sınırlı değildi, Nazilere verdiği desteğin yanında bunlar hiç kalırdı. Chanel aslan SS birliğinin Gizli Haber Alma Generali Walter Schellenberg'in maaşlı ajanıydı. Vaughan tarafından keşfedilen belgelere göre Chanel'in gizli Nazi kimlik adı "Abwehr Agent 7124" veya kod adıyla "Westminster"dı (antisemitik eski erkek arkadaşına hitafen)
Chanel'in İngiliz sosyetesiyle bağlantıları uçsuz bucaksız bir seviyedeydi. Dönemin başbakanı Winston Churchill'i bile tanıyordu. Naziler bu bağlantıları avantaja dönüştürmek istediler.

1943 yılında Chanel, Nazi erkek arkadaşı Dincklage ile "Modelhut Operasyonu"na katılmak için Berlin'e uçtu. Chanel Berlin'de holokost'un başkahramanı Heinrich Himmler ile tanıştı.  Schellenberg, Himmler ve Chanel birleşerek İngiltere ile çarpışmalara ara vermek için bir plan yaptılar. Bunun üzerine Chanel, Madrid'deki İngiliz konsolosluğuna gitti Winston Churchill'e iletilmesi gereken bir mektup vardı.

Başta bu plan oldukça diplomatik gözükse de aslında oldukça sinsi bir plandı. Chanel bir İngiliz sosyetesi olan arkadaşı Vera Lombardi'yi Madrid'e çağırdı. İspanya'da bir Chanel mağazası açabilme üzerine konuştular. Aslında Chanel'in modasını İspanya'ya getirmek gibi bir derdi yoktu. Buluşmanın sadece teması buydu o aslen Churchill'e ulaşmak istiyordu. Lombardi Churchill'in yakın arkadaşıydı, Chanel de bu gizemli mektubu Churchill'e bu bağlantıyı kullanarak ulaştıracaktı. Lombardi  Madrid'deki İngiliz konsolosluğuna gidene kadar Chanel'in asıl niyetini anlamamıştı. Chanel'in niyetini anlar anlamaz ise hem Chanel'i hem de diğer Nazi ajanlarını ele verdi.

Savaştan sonra Chanel hakkında 2 kez dava açıldı. İkisinde de delil yetersizliğinden dolayı sıyrıldı. Aslında asıl kaynağı belge yetersizliği değil, Churchill gibi yüksek rütbede olan yakın arkadaşlarıydı. Bu kişiler Chanel'in aşağılayıcı davalardan uzak duracağını ve hapishane köşelerinde sürünmeyeceğini ona garanti etmişlerdi. Chanel'in yeğen torununa göre Chanel onlar gizlice "Beni Churchill kurtardı" demişti. 

II. Dünya savaşından sonra Nazilerle birlikte olan kadınlar sokaklara çıkarıldı. Soyuldu, çırıl çıplak bırakılarak aşağılandı. Çıplak göğüslerinin üzerine Nazi işaretleri çizildi, toplumca dışandılar ve aşağılandılar. Söylemeye gerek olmasa da belirtelim yüksek rütbeli bir Nazi ile birlikte olan Chanel bu kadınların arasında yoktu. 

Chanel moda dünyasında eşsiz bir başarıya ulaştı. Hayatının geri kalanını ise akıl almaz bir lüks içerisinde geçirdi. Bu lüks yaşantısına imkan sağlayan da ilginç bir şekilde düşmanı olduğu Yahudi bir aile Wertheimers'dı.