Münih’in yaklaşık 16 kilometre kuzey batısında, Almanya’nın güneyinde, Bavyera Eyaleti yakınlarında terkedilmiş bir Mühimmat Fabrikası’nın arazisine kurulmuştur. Nazi Almanya’sının kurduğu ilk konsantrasyon kamplarından biri olan Dachau toplama kampı, aralarında 23 Türk’ün de bulunduğu 45.000 kişinin ölümüne sebep olmuştur. Dachau toplama kampına, önceleri komünistler, sosyal demokratlar, muhafazakarlar ve liberal parti üyeleri getirilmiş, zamanla esir edilen Fransa, Belçika ve Rus askerlerinin yanı sıra Yehova şahitleri, Museviler, Papazlar ve Eşcinseller de getirilmiştir. Ayrıca Nazi Almanya’sının ve polisin öldürülmesini istediği gizli kişiler de bu kampa getirilerek infaz edilmişlerdir. Kamptaki esirler, ülkedeki bina inşaatlarında, yol ve silah yapımında kullanılmış, hatta cesetlerinin yakılacağı krematoryumları bile esirler kendileri yapmışlardır. Tam sayı bilinmemesine rağmen 33 ülkeden, toplam 200.000 kişinin bu toplama kampında esir tutulduğu bilinmektedir. Daha sonraları Alman doktorların tıbbi deneylerinde kullanılan esirler iyice vahşetin pençesine düşmüşlerdir.

1944 yıllarına doğru, kamp öyle kalabalık olmuştur ki, bir yatakta sekiz kişinin uyuyacağı konuma gelmiştir. Elbette ki siyasi ve düşünce suçluları farklı hücrelerde tutulmuşlardır. Fakat uygulama hep aynı kalmıştır, işçileri birbirlerine kırdırmak amacıyla eşcinsellere pembe kurdele takılmış, eşcinsellik durumları açığa çıkarılmıştır. İşçiler dolaylı yoldan da öldürülmüşlerdir. İşçilere özellikle vitaminsiz yiyecekler verilmiş ve hastalıktan ölmeleri beklenmiştir. Genelde yemeklerde çatal yok kaşık yok verilmemiş, çoğu zaman kuru ekmek ve su dağıtılmıştır. Dachau kampında toplu kıyımlar için de gaz odaları bulundurulmuştur. Holokost sırasında Alman kimyagerlerin keşfettiği Zyklon B gazı sayesinde, gaz odalarına toplanan 100-150 kişi aynı anda öldürülmüştür.

Dachau toplama kampı avludaki duvarlarda kurşun izleri, yedi tane gözetleme kulesi ve 6000 volt elektrik verilmiş tellerle sarılı bir ölüm kampından ibaret değildir. Sabah sayım sırasında esirler saatlerce ayakta kıpırdamadan bekletilmiş veya avluda coplanmış, kuşuna dizilmişlerdir. Kaçmaya kalkışanlar ise gözetleme kulelerindeki askerler tarafından uzun namlulu silahlarla öldürülmüşlerdir.

II. Dünya savaşının bitmesi ve bu savaşın Nazi Almanya’sının çöküşüne sebep olmasıyla birlikte 1945 ilkbaharında ABD kuvvetleri kampı özgürleştirmişlerdir. Esirler kurtarılmış ve suçlular mahkemeye çıkarılarak cezalandırılmıştır. Dachau toplama kampı, daha sonra müzeye dönüştürülmüş ve ziyaretçilere açılmıştır. Gerek fotoğraflar gerekse çekilen videolarla kamptaki günler ziyaretçilere aktarılmıştır. İnsanoğlunun içindeki eziyet ve işkence duyguları kan donduracak derecede gerçektir.

II. Dünya Savaşı’nın son günlerinde bu toplama kampı Amerika Birleşik Devletleri tarafından kurtarılmış ve sağ kalan esirler serbest bırakılmıştır. Daha sonra yapılan duruşmalarda ve verilen ifadelerde toplama kampında yapılan bütün işkenceler ve insanlık dışı kıyım gözler önüne serilmiştir.