Arkadaşlar bir zamanın efsanesiydi bu sözlük yıllar sonra girdim baktım be olmuş buraya böyle ya ? En son entry 3 yıl önce girilmiş . Cevap gelmez biliyorum ama bi umut yazıyorum sözlüğe giren var mı arada bakan falan varsa lutfen yorum yapsın

Geçenlerde youtubedan izlediğim videolardan aklıma takıldı , Azerbaycan'a sorduk veya Kazakistan'a sorduk kendinizi Türk hissediyor musunuz ? Azerbaycan'ın büyük çoğunluğu evet dese de kazaklar , kırgızlar , daha birçokları hayır cevabı veriyor . Genel cevap kanımız bir , kardeş devletleriz , dilimiz bir oluyor ama Türk hissetmeye gelince işler değişiyor . Biz Türkiye Türkleri olarak çok mu milliyetçi duygularla bakıyoruz bu işe sizce ? Ya da bizim bildiğimiz Türklük kardeşlerimiz tarafından farklı mı biliniyor ? Birde kafama takılan Türk dili konuşan halklardanız cümlesi oldu buna özellikle vurgu yapıyorlar . Türk diyince bizim aklımıza kocaman Türk coğrafyası gelirken onların aklına gelen Türkiye oluyor . bu konuda beni bilgilendirebilecek görüşlerini paylaşacak yazarlarımızı bekliyorum . teşekkürler :)

Fatih sultan mehmed'in bir sözü vardır Eğer kanımla yükselecekse Hz. Muhammedin dini , durmayın kılıçlar doğrayın beni . Sen ırkçı bir adam olduğun için ve müslüman olmadığın için türkçülük politikası yapıyorsun . Evet bizlerde türküz ama evvela müslümanız ilk kimliğimiz müslümanlık ikinci kimliğimiz Türklüktür . Türk olduğum için çok gururluyum ama bunu bir ırkçılık meselesine getirmiyorum. İslam türklüğe hiç bir zarar getirmemiş aksine biz türkler İslamla şereflenmişizdir . İnsanı insan yapar kalbinde ki muhabbet ama sen gibi bundan yoksun adamlar asla anlayamayacaksınız .

Sultan Abdülhamid han gerek padişahlığı gerek tahttan indirildikten sonra en çok eleştirilen ve tarihin en asılsız iftiralarına maruz kalmış bir vatan sevdalısıdır . Vefatının üzerinden geçen onca seneye rağmen hala dahi karalama ve itibarsızlaştırma projelerine ne yazık ki maruz kalıyor . Kimine göre ''Kızıl sultan'' kimine göre ''Ulu hakan'' ...
Belirli bir siyasi görüş mensupları tarafından asla kabul görmeyen ve her zaman günah keçisi ilan edilen zat . Ama unutuluyor ki bir tarihi incelerken dönemin şartlarından ve halet-i ruhiyesinden bağımsız olarak yorum yapamayız . Kendi dönemi için askeri , mali , iktisadi bunalımda olan devletini toparlamış ve şartlarını iyileştirmiş , usta olduğu siyaset sayesinde osmanlının yıkılışını 33 sene kadar erteleyebilmiştir . Denge politikası kavramının vücut bulmuş hali desem abartmış sayılmam herhalde . İttihat ve terakki tarafından darbe sonucu tahttan inmek zorunda bırakılmış bir padişahtır . Ayrıca tebaası tarafından 7 veli kudretinde diye betimlenmiş Osmanlı padişahıdır . İstihbarata çok önem veren , zekası sayesinde bir çok dış mihrakların oyununu bozan , yeri geldiğinde diğer ülke krallarını prenslerini kendine hayran bırakan Abdülhamid han ne yazık ki yıllardır okullarda verilen tarih derslerinde kızıl sultan olarak lanse edilmektedir . Ahir zamanda müslüman kanı döktü demesinler diye kimsenin canına kast etmeyen kendisine bizzat suikast teşebbüsünde bulunanları dahi af edip cezalandırmayacak kadar da merhametlidir aynı zamanda . İslam aleminin son lideri , bana kalırsa da son yüzyıllar da dünyaya en gelmiş en dahi ve maharetli siyaset ehli bir zattır . Abdülhamid handan bahsetmeden önce kendisinin kahraman bir padişah fedakar bir sultan merhametli bir zat olduğunu ve Ömrünün tamamını devletinin bekası için harcadığını göz önünde bulundurmayı ihmal etmemek lazımdır . Bu uğurda ev hapsi yaşamış çoluğundan çocuğundan ayrı düşürülmüş itibarı zedelenmiş lakin şahsına yapılan hiç bir kötülükten incinmemiştir bunu şu sözleriyle ifade etmektedir Ya rabbi !beni ben olduğum için öldürseler çocuklarımı katletseler her zerremi lime lime doğrasalar onlara yinede hakkımı helal ederdim ama beni sevgili peygamberim hazreti MUHAMMED' in(SAV) izinde olduğum için bana bu zulmü reva görenlere hakkımı helal etmiyorum . Rabbim mekanını cennet eylesin .

Bu kitabı okumuş olanınız var mı ? Varsa kitap hakkında ki görüşlerinizi rica ediyorum . Ben okudum şahsi fikrim şudur ; Tarihi gerçeklikler çarpıtılmadan işlenmiş fakat söz konusu olan heyet var mı bilmiyorum varsa da abartılmış ve kurgulanarak aktarılmış diye düşünüyorum . Değerli yorumlarınızı bekliyorum .

bir darbe havası altında , kimin yaptığı bile tam kestirilemeyen darbe girişimidir . köprünün trafiğe kapatılmasıyla başlayan ardından genelkurmay başkanımız orgeneral HULİSİ AKAR'ın rehin alınması ile devam eden olaydır . saat 01.30 ile 02.30 arasında TBMM'nin 3 kere ışıkları kapatılmış askeri helikopterle bombalanması acı üstüne acı eklemiştir . TRT kanalının yayınının kesilmesi ve doğan medya grubu kanallarınında yayınının kesilmesi ile medyaya da darbe vurmuştur . yazamadığım ve atladığım çok şey var biliyorum eklerseniz sevinirim . hepimize geçmiş olsun

Atatürkün vatan hainliği diye bir başlık atılsa kıyameti koparırsınız , ama vahdettin hana sallamayı kendinize borç biliyosunuz . aylardır yokum şu sözlükte cumhuriyet hakkında ve mustafa kemal ile ilgili bir entry girdim diye şikayetmi etmediniz , ağır ithamlardamı bulunmadınız . Admine şikayet ettiniz demek ki neymiş tahammülünüz yokmuş gerçeklere . Eleştirilemeyecek bir şey var da biz mi bilmiyoruz ?
Adam gelmiş mevlana celaleddini rumi hazretlerine ne iftiralar atmış , yok ben ALLAH'ım demişmişde , daha bin türlü yalan . Mevlanadan bahsediyoruz sözleriyle büyüdüğümüz islama inananların en değer verdiği velilerden olan mevlanadan ama adam ona hakaret ederken normal biz mustafa kemali eleştirirken anormal ! Vahdettin han kaçmamıştır , kendi belirttiği gibi hicret etmiştir .kimsede vatan hanini diyemez haddini bilsin herkes . Paşaların hesaplaşması adlı kitabı okuyunda bi neyin ne olduğunu öğrenin . bu arada herkes @adolf2 nin üzerine yüklenmiş ama unutmayın beyler sesi gür çıkan haklı olmuyo . birlik olup farklı görüşleri susturmaya çalışıyosanız @adolf2 bastırabileceğiniz bi adama benzemiyo .

Bu video hakkında saçma sapan konuşmadan yorum yapmanızı istiyorum . Olay çok basitken hocadan bi cevap beklenirken neden konuyu döndürüyo da döndürüyo ? neden verecek bi cevabı yok . Bide Atatürk ne demek istiyo o kemalist arkadaşlardan bi görüş alalım mümkünse . şunuda söyleyin bu mektuba inanmayan var mı ?







Şimdi sıradaki video cumhuriyet çocuğu hocamızdan sözlüğümüze armağan olsun karşımızda cumhuriyet çocuğu



bu sıradaki video da şunun için şu kadının fikrini savunurken yaptığı yobazlık değilmi aynısını biz yapınca gerici oluyoruz , neymiş efendim bu tür konuşmalara tahammülü yokmuş bu konuda da körmüş . lan yürü git işine .



hah tamaaam sıra bizim hocada buda arkasında durduysa zaten tamam yani yaşar nuriden duymadan inanmam . karşınızda kıymetli hocamız asrın kıymetli alimi



kıymetli hocamız kediciklerin efendisi canım biricik hocam maşallah maşallah adnan ! Hoca biliyor beyler ona maval okumayın . şu adamın ciddiyeti duruşu bilgisi kimde var ya . Lan meğer ne demek istenmiş de anlayamamışız . hadi şu soytarıyı da izleyelim

@adolf2 komiklik olsun diye yapsan bukadar gülmem , kendi fikrin olunca komedi oluyo . sana ne içiriyolar amk ?

Konu hakkında düşünceleriniz nedir ?

Bana kalırsa Fatih Sultan Mehmed han hazretleridir . Gerek gemileri karadan yürütmesi gerek kendi icat ettiği toplar gerek bir çok dili bilmesi , benim gözümde onu bir adım öne geçirmiştir .
HAVAN TOPU
Toplar Galatalılara zarar vermeden düşman donanmasını tahrip edebilmeliydi. Dahi Fatih, bunu halletmek için bütün bilgi ve zekâsını kullandı. Sonunda çözümü buldu. İnce hesap ve düzenlemeler sonucunda, gülle aşırabilen toplar yapmayı planladı. Planını bizzat kendisi çizdi. Tarif ederek toplan döktürdü. Birinin başına geçti. Bizzat kendisi nişan alarak bir düşman gemisini batırdı.
ZIRHLI GEMİLER
Zırhlı gemiler kullanmanın ilk şekli de Fatih'e aittir. O, İstanbul kuşatması esnasında gemileri bakır levlalarla döşetmiştir. Ayrıca ilime verdiği önemde göz önünde bulundurulmalıdır .

Dogo, ilk kez 1920 yılında Arjantin'de avcılık görevi için yetiştirilmiş, çok iyi domuz avcısı olan köpek ırkı. Çok zeki, korkusuz, cesur ve oyuncu bir köpektir. Ailesine çok bağlıdır. Arjantinli Dr. Antonio Nores Martinez tarafından üretildiği kabul edilir. Martinez'in amacı Yaban Domuzu ve Puma gibi büyük avların hem izini sürebilecek hem de onları avlayabilecek bir ırk yaratmaktı. Şu an soyu tükenmiş olan Cordoba Dövüş Köpeği (Perro Pelea Cordobes) ile işe başladı. Bu köpek güçlü ve dayanıklı olmasına rağmen yeterince iyi koku alamıyor ve ava çıktığı diğer köpeklerle anlaşamadığı için istenildiği gibi av yapmıyordu. Dr. Martinez bu ırkı başka ırklarla uzun süre melezleyerek bugünkü Dogo Argentino ırkını üretmiştir . 1: Cordoba Dövüş Köpeği Dönemin Arjantin'inde güçlü ve çevik bir köpek olmasından dolayı avlarda kullanılıyordu. Melezlemenin temel ırkıdır.

2: İrlanda Kurt Tazısı İrlanda Kurt Tazızı yeni ırkımıza av güdülerini ve hızını miras bırakmıştır.

3: İngiliz Pointer İngiliz Pointeri o yıllarda Avrupa'nın en yaygın karasal av köpeğidir. Koku alma duyusunu Dogo Argentino'ya aktarmıştır. Bu yüzden ki Dogolar benzer molossoid ırklardan daha iyi bir koku alma duyusuna sahiptir.

4: İngiliz Bulldog İngiliz Bulldog'un yere sağlam basışı, güçlü ve gözü pek bir karaktere sahip oluşu bu melezleme çalışmasında yer almasını sağlamıştır.

5:Bullterrier Bullterrier bu melezleme çalışmasındaki tek terrier ırkı köpektir. Dogo'ya kattıkları ise inatçılık ve korkusuzluk özellikleridir.

6:Danua (Great Dane, Alman Mastifi) Danua, cüssesi nedeniyle avcıların Dogolardan önce büyük avlarda kullandıkları ırktır. Cüssesi ve genel olarak dengeli görünümü ile Dogo ırkının bir parçası olmuştur.

7: Dogue de Bourdeux ( Bordo Mastifi, Fransız Mastifi) Dünyanın en güçlü çeneye sahip köpek ırklarından biri olan Dogue de Bourdeux, Dogoya çene gücünü katmıştır.

8: Pirene Dağ Köpeği Arjantin avlaklarında avcı tarafından farkedilebilmesi için parlak beyaz tüy rengini Dogoya vermiştir.

9: Boxer Bu ırk ise köpeği fiziksel değil zihinsel olarak güçlendirmek için kullanılmıştır. Canlılığı ve sahibine olan bağlılığı bu melezlemede yer almasını sağlamıştır.

Bazı kaynaklarda İspanyol Mastifinin de bu melezlemede olduğu söylense de muhtemelen yanlıştır. Cordoba Dövüş Köpeği zaten İspanyol Mastifinin yerli köpeklerle çiftleşmesi sonucu oluşan melez bir ırktı. Her şeyden önce bir av ırkıdır. Öncelikle bu amaç için kullanılmalıdır. Pet olmaya pek uygun değildir. Melezlenerek olmuşmuş bir ırk olduğu için bazı genetik kusurlar barındırır. Melanin pigmentinin eksikliğinden dolayı bu köpeklerin yaklaşık %20si işitme problemleri yaşar. Çok sıcak ve çok soğuk iklimlere uygun bir ırk değildir. Çok güçlü bir ırk olduğu için sağlam karakterli ve fiziksel olarak da güçlü bir sahip tarafından beslenmelidir. Kısa tüylü olduğu için çok fazla tüy bakımı istemez. Cildi hassastır. Tavuk ve benzeri gıdalara alerji gösterebilir. İnsanlarla arası iyidir. Yetişkinliğe erdiğinde köpek ve diğer hayvanlara karşı pek dost canlısı değildir. Güçlü ve ve çabuk pes etmeyen bir ırk olduğu için köpek dövüşlerinde kullanılmış ve hala kullanılmaktadır.
Not : İlk bulduğum fırsatta sahiplenmek istediğim köpek ırkıdır .

Merhum, Adnan Menderes 1952 yılında NATO toplantısı için Fransa’ya gider.
Bir ara Paris büyükelçisini yanına çağırarak;
– “Osmanoğulları ailesinin Paris’te yaşıyor olması gerek. Bunlar ne yer, ne içer, ne ile geçinir?” diye sorar.
Büyükelçinin hanedan hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığını gören Menderes, büyük bir hayıflanma içerisinde;
– “Sana 24 saat mühlet! Ya Osmanlı ailesinin adresi ile ya da istifanla gelirsin” der. Bir müddet sonra büyükelçi adresle gelir.
Hanedanın ziyaretine giden Menderes, gördükleri karşısında çılgına döner.
Devlet-i Aliye’nin ulu Hakanı Sultan Abdülhamid Han’ın 80 yaşındaki hanımı Şefika Sultan, 60 yaşındaki kızı Ayşe Sultan ve diğer Osmanlı hanımları, Paris yakınlarında bir bulaşıkhanede Fransızların bulaşıklarını yıkamaktadırlar.
Menderes gözyaşlarını tutamaz. Şefika Sultan’ın ellerine sarılır ve;
– “Anne ne olur affet bizi, geç geldik” der.
Ayşe sultan sürgünden otuz yıl sonra gördüğü bu vatan evladına;
– “Sen kimsin“? diye sorar. Menderes de;
– “Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanıyım” der.
– “Ben başbakanım” sözünü duyan koca sultan sevinçten öyle bir çığlık atar ki kalbi duracak gibi olur, bayılır.
Menderes Türkiye’ye döner dönmez doğruca Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a çıkar.
– “Osmanlı hanımlarını bulaşık yıkarken gördüm. Onların Türkiye’ye dönmeleri için af kanunu çıkaracağım” der. Celal Bayar da;
– “Adnan Bey sus! Sakın bu konuyu bir daha başka yerde açma, malum gazeteler tahrikiyle silahlı kuvvetlerin içindeki cunta Türkiye’de ihtilal yapar” der.
Menderes cebinden çıkardığı bir mektubu masanın üzerine bırakarak dışarı çıkar.
Mektupta şunlar yazılıdır:
– “Analarının ve babalarının Fransa da hizmetçilik yaptığı bir ülkenin başbakanı olmaktan utanç duyuyorum, istifamın kabulünü arz ederim.
Adnan Menderes.”
Menderes’in istifadan vazgeçmesi için epeyce uğraşılır ve hanedan hanımlarının yurda dönmelerine izin verilmesi şartıyla Menderes istifadan vazgeçer.
Dönüş:
İstanbul’a dönenler arasında Sultan II. Abdülhamid’in hanımı ve kızı da vardır.
Bir sabah erken saatte Teşvikiye’deki evlerinin kapısı çalınır. Kapıyı Abdülhamid’in kızı Ayşe Sultan açar. Gelen kişi Menderes’tir.
– “Şayet kabul buyururlarsa Valide Sultan’ı görmek isterim” der.
Başında tülbent elinde tespihiyle Menderes’i karşılayan Şefika Sultan;
– “Berhudar olasın evlâdım, hoş geldiniz…” der. Başbakan da;
– “Teşekkür ederim Valide hazretleri; hoş bulduk…” demesinden sonra Şefika Sultan;
– “Beyefendi, niçin önceden haberimiz olmadı? Böyle, hazırlıksız ve gâfil avlandık” der. Menderes de;
– “Zararı yok efendim. Bendeniz elinizi öperek hayır duanızı almak ve bir ihtiyacınız olup olmadığını öğrenmek için geldim” der.
Ayrılırken daha sonraları Yassıada da onun da hesabının sorulduğu şişkince bir zarf bırakır.

Adnan menderesi idam edenlerin hemen ardından gazinoda eğlendikleri bilinir . menderesin idamını kim istedi , görünen sebeplerin ardında bişey varmıydı bilen üstadlar cevaplasın

bunun devamı gelmeli bu yazı süper hocam

@malcolm haklı bende ona katılıyorum düz mantık bakarsak olmaz bu işler ince işler bunlar hassas şeyler her akıl herşeyi algılamaz

Terör örgütünün müslümanı olmaz . dünyayı yönetenlerin parayla , silahla destekleyip ortaya saldığı , bir dini , o dinin mensuplarını , ve o dini inancın yoğun olduğu ülkeleri kötülemek üzere ortaya çıkardığı terör örgütü vardır . Sular bulanmadan durulmaz sözü geliyor aklıma , herkesin kendince yorumladığı bi süreç ama net bir bilgiye ulaşmak zor . Bi bilen varsa söylesin ne olcak , ALLAH sonumuzu hayır eylesin , suriye filistin gibi olmayız inşallah .

Hocam hayırlı olsun öncelikle , zaten bir kütüphane kuruyorum şuan kendime , kitabınızda en değer verdiğim kitaplardan olacaktır eminim .

Paşaların hesaplaşması güzel , kayıp tarihimizde öyle . sonra esir şehrin insanları mükemmel :)

Tevfik bıyıklıoğluna göre ocak'ın 10unda inönüde ki birliklerin başına gelebilen ismet paşa , gelir gelmez 24. Tümenin yunanlılar karşısında gerilemesinden paniğe kapılarak 4. Ve 11. Tümenlere saat 14:00 da hemde güpegündüz ricat emrini vermiştir . halbuki 24. Tümenin hücum taburuyla 174. Alayın 1. Taburu ve cephe süvari bölüğünün müdahalesi sayesinde ismet paşanın korktuğunun tersine , tehlike bir süre sonra bertaraf edilebilmiştir . eğer ille de ricat emrini verek idiyse hiç olmazsa havanın kararmasını bekleyebilirdi .
Savaş , bu birliklerin ismet paşanın ricat emrine rağmen , bir başka deyişle havanın kararmasına kadar çekilmeyi ertelemiş olmalarıyla kazanılmıştır . bu sert direniş karşısında yunanlılar tasarladıkları baskıni gerçekleştiremeyecekleri hükmüne varmışlar ve bozüyükü yakarak geri çekilmişlerdi .
En çarpıcısı yunanlıların geri çekildiğini 11 ocak sabahı bir köylünün haber vermesidir . bu , geri çekilmeyi bekleyen ismet paşanın başına konan bir talih kuşu olmuştur . haber üzerine birliklerimiz yunanlıların geri çekildiği hattan ilerletebilmiştir .
Sonuçta ismet paşa gereksiz yere kütahyada günlerce vakit kaybetmiş , savaşı cepheden uzak kalarak idare etmek istemiş , cepheye geldiğinde ise birlikleri derleyip toplama becerisini gösterememiş ve gereksiz yere bir ricat emri vererek hatalarına hata katmıştı.
Bıyıklıoğluna göre bu savaşın gerçek kahramanları 4. Tümenin komutanı nazım , 11. Tümen komutanı arif, ve 24. Tümen komutanı atıf beylerle , 50 70 ve 127. Alaylar , 24. Tümen hücum taburu ve 174. Alayın 1. Taburu ve bunların cesur , fedakar , komutan subay ve mehmetçikleriydi .
Ancak bunların hemen hiçbiri ödüllendirilmediği gibi , ödüllendirilmesi gereken atıf bey hemen sonra apar topar emekliye sevk edilmişti . muharebeyi müteakip ismet paşa sanki savaşı hakkıyla kazanan bir komutan gibi tuğgenetalliğe yükseltilmiştir. Dahası kendine bu zaferi armağan eden silah arkadaşlarına sözle dahi olsa takdirlerini belirtme lütfunda bulunmamıştır .
Bunlara birde eskişehir-kütahya bozgunundaki fecaat yönetimi eklenince hem Mustafa kemal hemde fevzi paşa , artık ismet paşanın büyük kuvvetlere komuta edemeyeceğini anlamış , bir daha ona bu tür önemli görevler verilmemiş , adeta cepheye yaklaşmadına müsade edilmemişti . bunun en büyük kanıtı ise ne sakaryada ne de başkomutanlık meydan savaşında garp cephesi komutanı olduğu halde ismet paşanın adının geçmemesidir .
Adnan menderesin 1950lerin başında mecliste dediği gibi
Paşa yeter artık !

Prof. Dr Yılmaz kurt'un Osmanlıca dersleri 1 adlı kitabını öneririm . ben onu kullanıyorum . güzel ve alıştırmaları bol bir kitap . lalegül tv de osmanlıca dersleri veriliyor onları izlemeni tavsiye ederim . matbu yazı biraz daha kolay ama arşiv çok zor bence ondan dolayı harfleri çok iyi tanımalısın . birde hangi seviyedesin onuda belirtirsen belki nacizane yardımım dokunur .